2.2

12.1K 539 35
                                    


İyi okumalarrrr....

______

İlk iki boş dersten sonra ikişer saat edebiyat, matematik ve felsefe görmüştük. Felsefe hocasının son ders işi olduğu için derse girmemişti. Bizde bundan yararlanıp -asla baskı altında değilim(!)- okulun yakınlarındaki bir kafeye gelmiştik. Yaz kış bu kafeye çok gelirdik. Sadece biz değil çoğu öğrenci gelirdi. Hatta nerdeyse müşterilerin hepsi öğrenciydi. Yazın bahçesine armut koltuklar koyuyorlardı. Kışında kafenin içinin bir kısmı armut koltuklarla doluydu. Akşamları canlı müzik yapıldığını biliyordum ama daha denk gelmemiştik. Boydan boya cam olan duvarın önündeki armutlara oturduk. Ortada armutların boyutuna uygun bir masa vardı. Herkes garsona ne istediğini söyledi. Bende kahve söyledim. Ortada dönen sohbeti dinliyordum ama katılmıyordum. Söylediklerimiz gelince kupayı elime aldım ve kaldığım yerden dinlemeye karar verdim.

-Sen şehir dışından mı geliyorsun Derin? diye sordu Asya. Derin başını salladı.

-Antalya'dan geldik, Asya başını salladı.

-Ne tarafa taşındınız Deroşum? diye sordu Berkay. Mine kızardı. Sinirlenince kızarırdı.

-Aslında okula çok yakın. Hangi sokaktı, diyerek saçlarını karıştırdı. Bulmuş olacak ki konuştu.

-Heh Sırma sokak. Taşındığımız ev iki yıldır boşmuş, Sırma sokak bizim evin sokağıydı. Demek bizim yan komşuların kızıydı Derin. Rüzgar? kuzen? teyze? NEE!!!!! İçtiğim kahve boğazımda kalınca öksürmeye başladım. Yan tarafımdaki İdil sırtıma vurdu.

-İyi misin kanka? Başımı salladım.

-Kahve soğumuşta bir anda içince boğazım da kaldı, tekrar konuşmaya döndüler. Kupayı sehpaya bıraktım. Derin Rüzgar'ın teyzesinin kızıydı ve bir tane teyzesi vardı. O zaman... ben... RÜZGAR'IN HEM ANNESİYLE HEM DE TEYZESİYLE TANIŞMIŞTIM. Üstelik arabalarına binmiş, onlarla bildiğin samimi olmuştum. Yanaklarım kızardı. Keşke o gün sırılsıklam olsaydım da o arabaya binmeseydim. Ya annesinin gözünde düştüysem? Gerçi öyle kadınlara benzemiyorlardı. Ama o gün anlattıklarımdan sonra kesin bana acımışlardı. Onu bunu boş verin, bir ihtimal olabilecek kayınvalidemle tanışmıştım. Peki bu iyi bir şey miydi yoksa kötü bir şey mi?

_____

Okul bahçesine girip içeri girmek için yöneldik. Karşıdan gelen Rüzgarlarla durduk.

-Müdür konuşma yapacakmış, ofladım. Sabah sabah müdürün uzun konuşmasıyla ayılacaktım. Sınıf sıramıza geçtik. Herkes toplandıktan sonra çok sevgili(!) müdür bey mikrofona doğru ses denemesi yaptı. Bu hareketi kısaca uzun bir konuşma yapacağım demekti.

-Günaydın güzel öğrencilerim. Herkes toplanmış ama konuşmam sadece 12. sınıfları ilgilendiriyor. Diğer sınıflar derse. Çoğu kişi itiraz etmeden okula girdi. Sonuçta müdürü dinlemek zorunda değillerdi. Sadece beş şube kalınca müdür konuşmaya başladı.

-Evet güzel öğrenciler. Her yıl 12. sınıflara düzenlediğimiz kamp programını biliyorsunuzdur. Konu olarak çoğu okulun önündeyiz. Bu kamp sınav öncesi stresi azaltma ve rahat ders çalışma amacıyla yapılıyor. Katılım zorunlu değil eğer katılmak istemezseniz okula gelir test çözersiniz. İkisi de sizin yaranıza. Katılmak isteyenlere kısa bir bilgilendirme yapayım. Her yıl gittiğimiz kamp alanına gideceğiz. Burası ormanın içinde ama internet ve elektrik ulaşımı var. Kamp alanımız İzmit'te bulunuyor. Otobüslerle gidiceğiz. Cumartesi sabah erkenden çıkıp diğer hafta cumartesi döneceğiz. Gözetmek için bir kaç öğretmeninin ve müdür yardımcımız da sizinle gelecek. Orda küçük kulübelerde kalıcaksınız. Gün içinde ders çalışıp test çözer akşamları ise serbestsiniz. Detaylı bilgilendirme katılmak isteyenlere yapılacak. Yarın gezi kulübü öğretmenimiz Neşe hanım sınıfları gezip gelenlerin adını yazacak. Söyleyeceklerim bu kadar sormak istediklerinizi Neşe hocanıza sorabilirsiniz. İyi dersler, nefesimi dışarı verdim. Her yıl düzenli olarak yapılırdı bu program. Hep aynı kamp alanıyla anlaştıkları için indirim bile yapıyorlar diye duymuştum. Okul gerçekten bu konuda çok iyiydi. Okula ödediğimiz paraların ihtiyaç dışı kalanlarıyla yılda bir kaç sefer gezi düzenlenirdi ve eğlenceli de olurdu. Sınıflara çıkıp yerimize geçtik. Montumu çıkarıp astım.

-Eee ne yapıyoruz gidiyoruz di mi? dedi Berkay.

-Evet bir değişiklik olur ben ve görllerim gidiyoruz diyip Mine ve Asya'nın omuzlarına kollarını bıraktı.

-Keşke bize de sorsaydın Can, diye hayıflandı Mine. Can tabi ki de onu takmadı. Batu da İdil'i kolunun altına aldı.

-Biz de geliyoruz o zaman değil mi? dedi.

-Evet, dedi İdil.

-O zaman tam kadro gidiyoruz ha, dedi Derin. İkinci günü olmasına rağmen onu kızlarla bir tutuyordum. İdil bana döndü.

-Geliyorsun di mi hayatta bırakmayız, kafamı salladım. Can'ın dediği gibi değişiklik olurdu. Herkes arasında kamp ile ilgili konuşurken sırtımı duvara yaslayıp yan biçimde sıraya oturdum. Bir dakika! Müdür cumartesi günü gidileceğini söylemişti. Cumartesi Rüzgar'la buluşacaktık. Ee ikimizde gittiğime göre bu iş yatıyordu. Gülümsedim. Kısa süreliğine de olsa kurtulmuştum. Bizimkileri dinlemeye başladım. Rüzgar biraz sonra doğrulup kaşlarını çattı.

-Ben gelmiyorum.

-Neden abi hepimiz gidiyoruz, dedi Gökmen.

-Olmaz yani gelmeyeceğim, aklına büyük ihtimalle bilinmeyeni göreceği gelmişti.

-Neden gelemiyorsun ki? dedi Asya. Durumu biliyorlardı sonuçta.

-Şeyy annemlerle hafta sonu bir yere gidecektik.

-Ben söylerim teyzeme. Dert ettiğin şeye bak kuzen, dedi Derin. 

-Dert ettiğim şey başka, diye mırıldandı. Sanırım onu tek ben duymuştum. Biraz ateşle oynasam bir şey olmazdı. Ona doğru yaklaşıp konuştum.

- Neyi dert ediyorsun ki? irkilip yüzüme baktı. Kalbim hızlanınca umursamayıp gülümsedim.

-Sana güvenebilir miyim? 

-Tabi ki, sadece birbirimizin duyacağı şekilde konuşuyorduk.

-Ben birisiyle konuşuyorum, gözlerimi büyüttüm.

-Gerçekten mi kim peki o kız? 

-Bilmiyorum ismini söylemiyor ama 12. sınıf, çaktırmamaya çalıştım.

-Eee ne zaman karşına çıkacak?

-Cumartesi günü çıkacaktı ama bu kamp işi olduğu için daha sonra kaldı galiba. Zaten çıkmak istemiyor karşıma.. korkuyor, bana beni anlatıyordu.

-Belki de daha hazır değildir.

-İki yıldır beni sevdiğini söyledi. Artık karşıma çıksın hem onu merak ediyorum hem de, diyip sustu.

-Hem de ne? bana döndü gözleri.

-Ondan hoşlanıyorum, başımı sallayıp önüme döndüm. Benden hoşlanıyordu. Yani bilinmeyenden. Evet benden değil bilinmeyenden hoşlanıyordu. Belki de bilinmeyenin ben olduğunu öğrendiğinde.. her neyse şuan mutluydum bu üzüntümü geceye saklayabilirdim.

______


Nasıldı bölüm beğendiniz mi?

Çoğunuzun bildiği üzere sınavlar başladı bu yüzden sık bölüm yazamıyorum. Bu bölümü de sınavlardan önce yazmaya başlamıştım.

Nevra'nın olayı çözmesi kız boğuluyordu jddhsdfghkdf

Ayrıca yine yırttı karşısına çıkmak konusunda.

Bu bölümde kalbimi bıraktığım nokta Rüzgar'ın Nevra'ya bakarak 'ondan hoşlanıyorum' demesi. Akıllı bir o kadar da saf Nevra tabi ki anlamadı 🤦‍♀️

Gelecek bölüm bakalım neler olacak???

Yıldızımızı parlatalım görüşmek üzere...

Çaklıtlı Kekim ~yarı texting~✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin