Hayatımın Hatası

62K 2.2K 257
                                    

Medya'da Rozerin'in gelinliği var.

Sessiz çığlıklarımı kimse duymuyordu. Karanlığa boğuluyordum. Görmüyorlardı. Görmemezlikten geliyorlardı. İki gündür bu odadan sadece bir defa çıkmıştım. Bahçeye çıkan odanın kapısını bulup bir daha odamdan dışarı çıkmamıştım. Aklımda yüzlerce plan yapmıştım.

Bugün büyük gündü. Nikah vardı aynı zamanda cehennemimden kurtulacağım gündü. Üzerime zorla giydirdikleri gelinlikle başımda iki kişi saç ve makyajımla uğraşıyorlardı. Planı bir daha kafamda tarttıktan sonra yakalanmamayı umut ediyordum. Kapının açılmasıyla aynadan gelen kişiye baktım. Daha önce görmediğim korumlardan biriydi.

"Sizinle bir şey konuşmam gerek." Dediğinde kuaförlere dönüp baktığımda onlarda dışarı çıkıyordu.

Kapının kapanmasıyla adam bir adım bana yaklaşıp "Beni buraya Mert Bey gönderdi." Dediğinde ayağa kalktım. Çetin'in oyunlarından biriydi.

"Eminim öyledir." Dediğimde adam cebinden bir şey çıkarıp bana uzattı.

"Mert Bey inanmama ihtimalinize karşılık bu yüzüğü gönderdi." Dediğinde kutuyu açıp baktım. Bu yüzük Mert'in bana evlenme teklifi yaparken uzattığı yüzüktü.

Adam bir kağıt uzattıktan sonra "Bir saat sonra sizi buradan çıkaracağım. Beni odada bekleyin" dedikten sonra başımı sallamakla yetindim. Adam odadan çıkarken bende kapıyı gidip arkadan kilitledim. Ellerim titreyerek kapıdı açtığımda yere oturup okumaya başladım.

Günler geçmedi Roz. Sensiz günler geçmedi. Bitmedi. Bir aydır yanımda değilsin. Gülüşün yok. Kokun yok. Nefes alamıyorum gibi. Bir aydır kimseye fark ettirmeden seni aradım. Öfkemi dışarıya gösteremedim. Çünkü izleniyordum ve o adamın istediği buydu. Sensizlik beni ele geçirirken iyi gibi görünmek o kadar zordu ki. Yakıp yıkmak isterdim. Sensizlik nasıl beni yıkıyorsa bende etrafımda ne yarsa yıkıp yok etmek isterdim ama bu bana bir şey kazandırmazdı. Temkinli olmam gerekiyordu. Seni bulmam için bu gerekiyordu. İki gün önce adamlardan bir haber geldi sonunda seni bulmuşlardı. Ama iyi haberle birlikte kötü haber de gelmişti. O herif seninle evlenme işlemlerini başlatmıştı. Ama onunla evlenmene izin veremem. Sensizliğin biteceği günü bekleyerek bugüne kadar gelmişken o adamın sana dokunmasına izin veremem. Kızgınım sana Roz. Çok kızgınım. Sana her şeyi bırakıp kaçalım dediğinde kabul etmediğin için çok kızgınım. Şimdi ikimizde bunları yaşamayacaktık ama o lanet evden kurtulduktan sonra ne dersen de benimle evleneceksin. Yüzüğünü takıp gel. Ben gelip seni o evden çıkarmak isterdim ama Çetin denen adama güvenemem ben gelmeden seni öldürebilir seni riske atamam. Bu yüzden sen bana gel. Sana bu kağıdı ve yüzüğü veren adama güvenebilirsin. Seni bana getirecek.

MERT

Mektup ellerimden kayıp düşerken ağlamalarım hıçkırığa dönüşmüştü. Nasıl inanmıştım beni unuttuğuna? Nasıl Mert'in sevgisine güvenmemiştim?

"Mert" diye sayıklamaya başladığımda kapının sertçe çalınmasıyla yerden kalkıp elimdeki yüzüğü ve mektubu yastığın altına koyduktan sonra kapıyı açtım. Kapıda Tarık ve Demir vardı.

"Küçik Bey ağlıyordu susturamadık Çetin Bey size getirmemi istedi." Dediğinde Demir'i bana doğru uzatmıştı. Demir'i kucağıma alıp sarıldığım anda başını omzumdaki girintiye sokup ağlamayı bırakmıştı.

"Bizi rahatsız etmeyin. Kızları da yollayın geri kalanını kendim hallederim." Dedikten sonra hiç bir şey söylemesine izin vermeden kapıyı suratına kapattım. Demir'i yatağa uzandırdıktan sonra yastığın altındaki yüzüğü çıkarıp parmağıma taktıktan sonra mektubu da alıp Demir'in kot pantolonun cebine koydum.

Rozerin -Töre Serisi 2-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin