Mehmet'in yaptığı teklif beni çıkmaza sokuyordu. Bir yanım onunla gitmek istiyordu. Diğer yanım ise gidememeyeceğimi biliyordu.
İstesemde,gidemezdim. Çünkü benim ailem artık burasıydı. Gidersem bu evde herkes eksik kalacaktı. En önemlisi de oğlumdu. Ona arkamı dönemezdim.
Öğrendiklerim dengemi alt üst etse de Demir'i bırakamazdım.
"Yapamam." Dediğimde Mehmet duraksamıştı.
"Neden?" Sesinde çaresizlik vardı.
"Demir ben olmadan yapamaz. Batuhan'ı bırakamam. Çetin gidersem delirir. Bana alıştılar. Kabul ediyorum bu evde çok zor şeyler yaşadım. Hiç bir insanın kaldıramayacağı kadar büyük şeyler ama korkuyorum. Bu evden çıktığımda her an yaşadıklarımı hatırlayacağım. Bu evden gitmeyi istesemde bir tarafım buraya ait olduğumu söylüyor. Bu yüzden gelemem." Kısa bir sessizlik oldu ama bu sessizliğin anlamı büyüktü. Bazen susmak,konuşmaktan daha anlamlı olur.
"Rozerin seni bu evde bırakamam. Nasıl bırakmamı beklersin? Sana tecavüz ettiğini bilirken nasıl o adamla kalmana izin veririm? Gözünün önünde onlarca insan ölürken bu evde yaşayamazsın. Annem ve babamdan bana bir tek sen kaldın. Sen evimizi merak etmiyor musun? Annemin ve babamın fotoğraflarını görmek istemez misin? O eve en son kazanın olduğu gün gitmiştim. Bir daha adım atamadım. O eve girdiğim an eski günleri özleyeceğimi bildiğim için giremedim ama eğer yanımda sen olursan güç bulurum." Mehmet'in söylediği her söz canımı acıtmıştı. O da zor zamanlar geçirmişti. Belli oluyordu. Acı çektiği sesinin tonundan belliydi. Başımı omzundan kaldırıp,gözlerine baktığımda ne hissettiğini anlamıştım.
"Onları görürsem daha çok özlerim. O eve girersem geçmişimden nefret ederim. Bizi bu hale getiren adama yapacaklarımı düşünmek bile beni korkutuyor. Ben ilk defa birini öldürmek istedim. Çünkü o adam annemi,babamı aldı. Dedemin son isteği gerçekleşemedi. Benim hayatımı çaldı. Seni çaresiz,kimsesiz bıraktı. Nasıl yanına kalmasına izin verebilirim? Canım acıyor. Çaresizliğim etime kemiğime bürünüyor. Bunlara rağmen seninle gelemem. Onları bırakamam." Mehmet bana sıkıca sarıldığında gözyaşlarımı tutamamıştım.
"Rozerin izin ver sana hayatını geri vereyim. Gel intikamımızı alalım ama burda kalma. Burada kalırsan ben deliririm. Senin bu evde çektiğin acıları bile bile seni buradan götüremezsem hep bunun eksikliğini yaşarım. Seni çok aradım. Yeni buldum. Bırakamam." Sesindeki çaresizliği hissetmek beni yoruyordu. Ben onu çaresiz bırakmak istemiyordum.
Yine bir yol ayrımındaydım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Nereye gidip,kime sığınacağıma karar vermiyordum. Arkamda kimseyi bırakmak istemiyordum ama bu mümkün değildi.
"Oğlumu bırakamam." Bulduğum çözüm buydu. Oğlumu bırakamazdım.
"Demir'i de götürürüz." Bu mümkün değildi. Çetin,Demir'i göndermezdi. Ben de onu babasından ayıramazdım.
"Olmaz." Dediğimde hayatımda hiç olmadığım kadar çaresizdim. Öksürük sesiyle birbirimizden ayrıldığımızda Batuhan ve Tarık'ı görmüştüm. Tarık bir adım öne çıkıp konuşmaya başladığında Çetin'i merak etmiştim.
"Mehmet Bey size arabanıza kadar eşlik edeceğim." Tarık gergindi. Söylediği söz beni sinirlendirmişti. Mehmet'i evden kovuyordu. Çetin'in emri olduğuna adım gibi emindim.
"Rozerin'de benimle gelecek." Dediğinde ben şaşkınca ona bakıyordum.
"Bu evden Rozerin'in bir saç teli bile çıkamaz." Batuhan'ın sesindeki öfke beni şaşırtmıştı. Batuhan'ın tavrına karşılık ayağa kalkıp dikkatle ona baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rozerin -Töre Serisi 2-
General FictionBütün yollar çıkmaza giriyordu. Hayallerim,umutlarım siyaha dönüşürken pes edemiyordum. Vazgeçemiyordum. Kurtulmak istiyordum. Yaşamak,nefes almak istiyordum TÖRE SERİSİNİN İKİNCİ KİTABİ İLK ONU OKUMANİZİ TAVSİYE EDİYORUM