Karanlıktaydım. Önümü göremiyordum. Bana ne olacaktı? Daha doğrusu bizd ne olacaktı? Bilmiyordum. Bu bilinmezlik beni dibe çekiyor sanki boğuyordu. Beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Karşımda acımasızlığın beden ve ruh bulduğu bir adamla daha ne kadar yapabilirdim? Daha ne kadar onun karanlığına gömülürdüm? Bilmiyordum. Bilmemek beni daha da mahvediyor,ruhumu esir alıyordu. Yavaş yavaş tükeniyordum. Azar azar kendimden kopuyordum. Nefes aldıkça sanki ciğerimi söküyorlardı. Çetin'in söyledikleri doğruydu. Bu hayatta herkesin bir sınavı vardı. Çetin'in sınavı ablamın aşkı benim sınavım ise Çetin'in öfkesi ve karanlığıydı.
"Şimdi ne yapacaksın? Mektupla,yüzüğü verecek misin?" Duyduğum sesle düşüncelerden sıyrıldım.
"Asla." Dediğimde Batuhan koltuğa oturmuştu.
"Onunla aynı odada kalmak istemiyorum." Dediğimde Batuhan kaşlarını kaldırıp
"Çetin'e bu aklı ben verdim." Dediğinde öfkeyle ona döndüm. Batuhan'da ellerini kaldırıp
"Hemen kızma. Çetin'in aklımda daha kötü planlar vardı ama somradan benim fikrimin sana daha çok acı vereceğini ve bebeğe de zarar gelmeyeceğini söyleyip onu ikna ettim." Batuhan sözlerini bitirdiğinde koltuktan hızla kalkıp
"Bir de marifet gibi anlatıyorsun. Çetin'le aynı yatakta uyumaktan daha kötü hiç bir şey olamaz, bana tecavüz eden,gözümün önünde onlarca insan öldüren,beni tehdit eden ve ablama takıntılı derecede aşik olan birinden bahsediyorum. Aklından ne geçtiğini farkındayım. Ama unut o işi. Kes
inlikle olmayacak bir şey düşünüyorsun. Dünya tersine dönse de Çetin'i kendime aşık etmem,edemem." Batuhan öfkeyle kalkıp salondaki orta sehpayı devirdiğimde bana doğru gelip
"Ablan için yapmak zorundasın. Buke ne kadar mutlu olsa da senin yaşadıklarını öğrendiğinde Çetin'e gelmez mi sanıyorsun? Buke gelse bile Çetin durmaz. Buke onu sevmediği için yine yakıp,yıkıp,yok eder. Senin de ablanın da tek çıkış yolu Çetin'in sana aşık olması" Kendimi koltuğa bırakıp düşünmeye başladım. Batuhan haklıydı. Ablam benim bu evde yaşadıklarımı öğrense eniştemin yanında kalamazdı. Ablamın bu eve gelmesi demek eniştemin yıkılması,ablamın diri diri mezara gömülmesi ve yiğenleriminde annesiz büyümeleri demekti.
"Ne yapmam gerekiyor." Batuhan'a sorduğum soruyla Batuhan yanıma oturup sıkıca bana sarılıp "Doğru kararı verdin." Dediğinde "Umarım." Diye fısıldadım. Batuhan benden ayrılıp konuşmaya başladı.
"Çetin'e göre Buke gibi kokuyorsun o yüzden işimiz biraz daha kolay olacak. Gece odaya geldiğinde sana sarılırsa filam sakın sesini çıkarma. Onu kızdırma. Sürekli Demir ile vakit geçir. Çetin'e onu önemsiyor izlenimi vermen gerek. İlk aklıma gireceksin sonra da kalbine ama şunu sakın unutma ondan korksanda ona belli etme. Her dediğini hemen kabul etme ama dozunu da sakın kaçırma" Dediğinde başımı salladım. Zordu ama başarmam gerekiyordu.
"Bahçeye çıkalım mı? Hem temiz hava sana da bebeğe de iyi gelir." Dediğinde en sonra bahçeye çıktıktan sonra başıma gelenleri düşündüğümde gözlerimin önüne korumaların cansız bedeni gelince gözlerim dolmuştu. Batuhan'a bakıp "Üzerimi değiştirip geliyorum." Dedikten somra yavaşça kalkıp merdivenlere yöneldim. Bir daha gecelikle bahçeye çıkmak gibi bir salaklık yapamazdım. Merdivenlerden çıkarken Batuhan'ın dediklerini düşünüyordum. Sanırım doğru kararı vermiştim. Ablam,eniştem ve yiğenlerim için de doğru olan buydu. Eski odamın önünden geçerken evdeki yardımcılar kıyafetlerimi yukarıya taşıyordu. Yeni odama doğru giderken bir an kalbim sıkıştı. En fazla beş saat sonra Çetin'le bu odada tek başıma kalacaktım. Azrailimle uyuyacaktım. Kalbim korkuyla atarken odaya girdim. Yardımcıların hepsi odadan hızlıca çıktı. Giyinme odasına yöneldiğimde bütün dolaplar açıktı. Üstümdeki geceliği çıkardığımda aynadaki yansımamı gördüğümde gözlerim dolmuştu. Boynumda ve karnımda morluklar varken bacağımın bazı yerlerinde parmak izleri vardı. Kollarımın çoğu yeri morluklarla doluydu. Dudağım şişmiş,çenem morarmıştı. Savaştan çıkmış gibi duruyordum. Kafamı sallayıp aynaya bakmadan kıyafetlere bakmaya başladım. Bunların hiç biri benim giyim tarzıma uymuyordu. Sanki hepsi ablam için alınmış gibiydi. En sonunda pes ederek. Üstüme kalın borda bir kazak giyip altıma da siyah tayt giydim. Ablam İstanbul'da alışverişe giderken böyle giyiniyordu anlaşılan Çetin'de bunu fark etmişti. Ama atladığı bir şey vardı o da ablamın bu eve gelmemesi için elimden geleni yapacağımdı. Bu uğurda kendimden vazgeçsemde ablam için yapmam gerekiyordu. Herkesin mutluluğu için Çetin'in bana aşık olması gerekiyordu ama ben hayatım boyunca tek bir adamı sevecektim. O da Mert'ten başkası değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rozerin -Töre Serisi 2-
General FictionBütün yollar çıkmaza giriyordu. Hayallerim,umutlarım siyaha dönüşürken pes edemiyordum. Vazgeçemiyordum. Kurtulmak istiyordum. Yaşamak,nefes almak istiyordum TÖRE SERİSİNİN İKİNCİ KİTABİ İLK ONU OKUMANİZİ TAVSİYE EDİYORUM