Spoil

42K 1.8K 257
                                    

Sinava 5 hafta kaldi :( Bu yuzden basimi kasiyacak vaktim yok. Sizin icin kucuk bir kesit.

Rozerin icin instagram sayfasi acildi. Kullanici adi Rozcet. Karakterleri oradan erken ogrenebilirsiniz. Hepinizi cok seviyorum

Yorgunluk bütün bedenimi ele geçiriyordu. Ben çıkmazlarda oradan oraya sürüklenmekten yorulmuştum. Bıkmıştım,tükenmiştim artık. Demir kollarımda uyurken saçlarında elimi gezdiriyordum. Batuhan'ın sinir krizi üstünden iki gün geçmişti. İki gündür eve doğru düzgün gelmiyordu. Çetin'le birlikte çıkıp akşam onla geliyordu. Belli etmese de o da yavaş yavaş tükeniyordu. Geçmişin gölgesinden kurtulurken kendi ruhunu o gölgede kaybetmiş gibiydi. Çetin ise iki gündür Demir'le yarım saat oynayıp sonra bana veriyordu. Akşam da çalışma odasına kapanıyordu.  

Odanın kapısı açıldığında Demir'i yatağına yatırmak için ayağa kalkmıştım. Çetin ceketini yatağın üstüne bırakıp oturma grubuna yöneldi. Demir'i yatağına yatırdığımda gözü üzerimdeydi. Ona döndüğümde beni inceliyordu. Ina bir şey söylemeden giyinme odasına yönelecekken Çetin'in bileğimden yakalamasıyla neye uğradığımı şaşırmıştım. 

"Sana süprizim var." Dediğinde anlamsızca ona bakıyordum. 

"Ne alaka?" Diye sorduğumda Çetin alayla gülümsedi. 

"Aşağıda, Batuhan'da bizi bekliyor." Dediğinde ona baktım. Yine aklından ne geçiyordu.

"Sen in bende geliyorum." Dedikten sonra bir süre bana baktı. Sonra da bileğimi bırakıp sessizce odadan çıktı. Çetin'in odadan çıkmasıyla yatağa oturup başımı ellerimin arasına aldım. Yine ne oyunlar çeviriyordu? Çetin bana asla süpriz yapmazdı. Adım kadar emindim.kesin birşey olmuştu. Kaçışım olmadığı için derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Telsizi Demir'in beşiğine sabitleyip diğer telsizi elime alıp odadan sessizce çıktım. 

Merdivenlerden inerken elimi karnıma koydum. Yarın kontrole gidecektim. Bebeğimi ilk kez görecektim. Belki de kalp atışını duyacaktım. Heycanlıydım. Salona girdiğimde elimi karnımdan çektim. Çetin üçlü koltukta otururken Batuhan tekli bir koltuğa oturmuştu. İçeri girdiğimde Çetin yanını işaret ettiğinde mecburen onun yanına oturmak zorunda kalmıştım.

"Evet. Rozerin bana anlatmak istediğin bir şey var mı?" Dediğinde korkuyla ona baktım. 

"Yok." Diye zar zor söylediğimde Batuhan'a da aynı soruyu sordu.

"Aklından ne geçiyorsa söyle. Saçma sapan sorular sorma." Batuhan'ın sert cevabı bile Çetin'in alayla gülümsemesinebiretkide bulunmamıştı.

"O zaman izleyelim ve görelim." Dedikten sonra kumandayı eline açıp bir şey açtı. 

Ekranda Batuhan ve benim konuşma sahnemiz varken gözlerimi kapatıp açtım. Salonda kamera mı vardı?

"Dalıp dalıp gidiyorsun. Bu arada Çetin konusunu ne yapacağız? Yakın olmamızı istemiyor." Dediğinde gülümseyip 

"Çetin her dakika başımızda değil. O varken uzak oluruz o yokken de acısını çıkarırız. Nereden haberi olacak?" Diyip güldüğümde Batuhan gelip saçlarımı karıştırmayı başladı.


O sırada videoyu kapatıp ayağa kalktı.

"Demek beni salak yerine koymaya kalktın! Öyle mi Rozerin! Eceline mi susadın sen? Sana ne demiştim? Ben söylediğim şeyi iki defa tekrar etmem. Yaptığın şeyin bedelini ödemeye hazır mısın?" Diye bağırdığında korkuyla koltuğa iyice sindim. Batuhan,Çetin'le bana bakarken ayağa kalktı. 

"Karışmaya kalkma!" Batuhan'ı sertçe uyardığında Batuhan tepki vermemişti. Çetin birden kolumdan tutup beni bahçeye çıkardığında ortadaki ateşi gördüm. Çetin ateşin yanına getirip ceketinin cebinden çıkardığı yüzük ve mektupla ne yapacağımı şaşırmıştım. Onları saklamıştım. Nasıl bulmuştu? 

"Cezasız kalıcağını mı düşündün?" Dedikten sonra mektupla yüzüğü ateşin içine attığında ateşe doğru bir adım atmışken Batuhan beni kollarımdan tuttu.

"Çetin!" Diye öfkeyle bağırdığında kollarımı ondan kurtarmaya çalışıyordum. Mektup kül olurken yüzük görünmüyordu bile. 

"Bırak!" Diye bağırırken gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Batuhan beni sıkı sıkı tutarken kurtulmaya çalışıyordum.

"Mert!" Diye bağırdığımda Çetin kolumdan tutupiçeri sürüklerken elimden geldikçe ona vurmaya çalışıyordum. 

"Senden nefret ediyorum! İğrençsin!" Diye bağırırken gözüm hiç bir şey görmüyordu. Çetin'in kollarında direnirken daha da öfkeleniyordu. Beni merdivenlerden indirirken aklıma işkenceler gelmişti.

"Bırak!" Diye bağırırken arkadan Batuhan geliyordu. Çetin'in gözü dönmüş gibiydi ama bu defa benim de gözüm dönmüştü. Mert'le olan hatıralarımın hepsini gözlerimin önünde yakıp,yok etmişti. Eski hayatıma dair hiçbir şeykalmamıştı. 

"Çetin kızı bırak!" Batuhan'ın bağırışlarını da duymuyordu. Bodrum kata indiğimizde kapıyı açıp beni içeri fırlattıktan sonra içeri girip kapıyı hızla kapatmıştı. Kapıyı kilitlediği an Batuhan'ın kapıya vurma sesleri geliyordu. Bu odada ses sistemi vardı. Hiç bir şekilde ne dışarıya ses gidiyordu ne de dışarıdakisesler buraya geliyordu. Çetin bu odaya beni bir ay boyunca hapsetmişti.

"Sana defalarca söyledim! Karşımda bir erkek için ağlamayacaksın! Bunun nesini anlamıyorsun?"diye bağırdığında ayağa kalkıp karşısına dikildim. 

"Anlamıyorum! Anlamayacağım da! Benden ne bekliyorsun? Mert'i unutmamı mı? Bana tecavüz ettiğini,işkencelerini,tehditlerini,gözümün önünde onlarca adam öldürmeni unutup,geride bırakmayı mı? Seni olduğun gibi kabul etmemi mi istiyorsun? Unutmam! Bana yaptıklarını asla unutmam! Hayallerimi yok etmeni,bana dair ne varsa alıp beni karanlığın en iğrenç noktasına haps etmeni unutmam. Çaresizlikler içinde sürüklemeni affetmem! Ablama deli gibi aşıksın ya sen! Öyle olduğunu ondan başka kimseyi sevemeyeceğini söylüyorsun ya! İşte hepsi yalan! Ablama aşık filan değilsin. İnsan sevdiği birinin üzülmesini istemez! Sen sorf onun camını yakmak için beni kullanıyorsun! Sen kendini kandırıyorsun! Korkuyorsun! Başkasını sevip tekrar aynı şeyleri yaşamaktan korkuyorsun! Bende senin birini sevmenden deli gibi korkuyorum! Neden mi? Beni mahvettin,çürütttün başkasına da aynılarını yaparsın diye korkuyorum. Neden? Neden bir tek ben yaptıklarımın bedelini ödüyorum? Neden Allah'ın cezası neden? Sen bana neler yaptın neden sen yaptığın şeylerin bedelini ödemiyorsun? Mert benim için herşeydi. Kabuslarımın içindeki tek kahramandı. Sen ise en korkunç kabusumdan bile daha korkutucusun! Mert beyaz sen siyahsın! Onun kalbi güneş senin kalbin ise ay! İnandım ben sana! İçinde merhamet olduğuna inandım! Ama sende merhamet yok! Senin ruhuna acımasızlık sinmiş. Seytan ruhunu sana satmış! Normalde ruhunu şeytana satmış derler ama sen şeytanın ruhunu satın almışsın! Senden nefret ediyorum!" Hıçkırıklarım yüzünden konuşamadığımdayere çöküp ağlamaya başladım. Az önce tırnaklarımı çıkarıp Çetin'ekafa tutarken şimdi küçük bir çocuk gibi ağlıyordum. Kendime itiraf etmediğim gerçekleri Çetin'e itiraf etmiştim. Tükenmişliğin sınırındaydım. Yok oluşuma milimler kalmıştı. Buna rağmen geri adım atmak istemiyordum. 

"Bana laf kalabalığı yapma! Bir daha Mert dediğini ya da bana kafa tutmaya kalkarsan gözünün önünde Mert'i öldürürüm. Anladın mı?" Diye bağırdığında hiçbirşey söylemedim. Yine tehditleri başlamıştı. Saçlarımdan sıkıca tutup ona bakmaya zorladığında gözlerine odaklandım. Öfkeden gözleri seyiriyordu.

"Anladım!" Dediğim an saçlarımı bırakıp odadan dışarı çıktı. 

Rozerin -Töre Serisi 2-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin