Sabah gözlerimi açtığımda aklıma dün gece gelmişti. Aklımda kaçış planı kurmuştum ama ilk önce Demir'i bulmam gerekiyordu. Demir'i almadan gidemezdim. Onu ben doğurmamıştım ama Demir'i,Çetin'e bıraksam sanki eksik kalacakmışım gibi hissediyordum.
Ayağa kalkıp üstüme sabahlık geçirdikten sonra kapıya yönelmişken Çetin'in sesini duydum.
"Nikah işlemleri başlatıldı mı?" Diye sorduğunda kapıyı dinlemem gerekiyordu. Çünkü planın en önemli tarafı buydu.
"Başlattık. Bütün evrakları da hallettim. Araya tanıdıkları soktuğum için iki gün sonraya gün verdiler. Bu arada Mert Kandar'ın peşindeki adamdan haber geldi. Mert üç gündür sadece bir kızla zaman geçiriyormuş. Her gece kız değiştirirken birden bu değişim neden?"
Ben duyduklarımı sindirmeye çalışıyordum. Her gece kız değiştiren Mert miydi? Benden sonra hayatına onlarca kız girmişti. Umrunda bile değildim. Çetin haklıydı.
"Fotoğrafları yollasın" Çetin verdiği emirden sonra adım sesleri gelince koşarak yatağa oturdum. Çetin kapıyı açıp içeri girdiğinde ben ise ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.
"İki gün sonra evleneceğiz. O gün için istediğin bir şey var mı?" Ben duyduğum sözle kafamı kaldırıp Çetin'e baktığımda Çetin elini cebine koymuş tebessüm ediyordu.
"Sen ilk defa istediğim bir şey olup olmadığını sordun." Diye konuştuğumda gözümden bir damla yaş akmıştı.
"Neden ağlıyorsun?" Çetin kaşlarınınçatıp bana bakarken benim göz yaşlarım ardı ardına akıyordu. Durduramıyordum. Mert hakkında duyduğum şeyler beynimde yankılanırken sakin kalamıyordum.
"Sana neden ağlıyorsun dedim!" Çetin'in bağırmasıyla ağzımdan bir hıçkırık kaçtı.
"Roz!" Diye bağırdığında ona bakıp "Duydum. Mert hakkında konuştuklarınızı duydum." Çetin'in kaşları çatılırken bana biraz daha yaklaşıp
"Bakalım doğru mu anlamışım. Mert'in senden sonra her gece başka kızla birlikte olduğunu ama üç gündür aynı kızla takıldığını öğrendiğin için mi ağlıyorsun" dediğinde başımı 'Evet' anlamında salladım.
Çetin çenemi sıkıp "Benim çocuğumu taşırken başka bir adam için mi ağlıyorsun?" Diye bağırdığında öfkeden gözü hiç bir şey görmüyor gibiydi.
"Cevap ver!" Diye bağırdığında
"E-evet" kekelememe engel olamamıştım.
"Bir daha bir adam için ağladığını görürsem gözlerinin önünde kimşn için ağlıyorsan kafasına sıkarım. Anladın mı?" Diye bağırdığında tek yapabildiğim şey başımı 'evet'anlamında sallamaktık.
Çetin öfkeyle odadan çıkarken bende sakinleşmeye çalışıyordum. "Hayvan herif!" Diye öfkeyle bağırdığımda ayağa kalkıp banyoya yöneldim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra kendime gelmiştim. Odaya girip yatağa uzandığımda yorganı üstüme alıcakken kapı çalındı.
"Gir" Kapının önünde Tarık ve Demir'i görünce hemen yataktan kalkıp kapıya yöneldim.
"Oğlum." Diyip Demir'i kucağıma aldığımda kokusunu özlediğimi fark ettim.
"Akşam tekrar gidecek küçük bey." Dediğinde yüzümü asıp başımı 'anladım' dercesine sallayıp kapıyı kapattım.
Demir'i yatağa uzandırdığımda bana bakıp gülüyordu. Bir anda elimde olmadan bende gülmeye başladım.
Kendime anlam veremiyordum. On dakika önce ağlarken şimdi gülebiliyordum. Bütün dengem alt üst olmuştu. Kolay şeyler yaşamamıştım. Ablama takıntılı derecede aşık olan birisi tarafından kaçırılmış sonra da tecavüze uğramıştım. Şimdi ise o adamın çocuğunu taşıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rozerin -Töre Serisi 2-
General FictionBütün yollar çıkmaza giriyordu. Hayallerim,umutlarım siyaha dönüşürken pes edemiyordum. Vazgeçemiyordum. Kurtulmak istiyordum. Yaşamak,nefes almak istiyordum TÖRE SERİSİNİN İKİNCİ KİTABİ İLK ONU OKUMANİZİ TAVSİYE EDİYORUM