Yekta Kandar

50.9K 3.1K 961
                                    

Önceki bölümün yorularıyla ilgili kısa bir yorum yapmam gerekiyor. Birincisi Çetin'e hakaret eden bir iki kişi dikkatimi çekti. Benim hayal gücümle oluşturduğum karaktere laf edemezsiniz. Size bu hakkı vermedim. Eğer oluşturduğum karakteri beğenmediyseniz okumayın bu kadar basit.

İkincisi ise yeni bölümden dolayı çıkan kavga. Yeni bölümü sizin okumanız kaç dakikanızı aldı? 10-15 benim yazmam kaç saatimi aldı? 5 saatimi ki buna düzenlemeleri sokunca 6-7 oluyor. Bunu düşünerek oraya yorum yazın. Beni koruyan,arkamda olan insanların üzerine yüklenilmesinden hoşlanmıyorum. Ama ikili diyaloglara da katılmamam gerekiyor. Çünkü tarafsız olarak değerlendirme yapmalıyım. Yeni bölüm yazıldığında stres oluyorum ve Rozerin gibi düşünemiyorum. Böyle olduğunda duygu veremiyorum. Sizin bu konuda yaptığınız yorumlara karışamam ancak saygı duyarım. Çünkü sizinde kendince nedenleriniz var.

Üçüncüsü ise sınır konusu. Sınır geçtiği an yeni bölüm yazmanıza anlam veremedim. Orada '+' simgesi var. Bunun anlamı bu sayıyı geçtiğinde gelecek demektir. Geçtiği an değil.

Dördüncüsü ise hikayeyle ilgili,hikayenin gidişatına,olayların tahminine yorum yapanlara teşekkür ederim. Gerçi yorum yazan herkese çok çok teşekkür ederim ama bölümlerin altındaki yorumlarda kavga istemiyorum. Bunu Töre de çok yaşadım. Rozerinde yaşamak istemiyorum umarım anlayışla karşılarsınız.

"Hayatım." Batuhan'ın sesini duyduğumda arkamı döndüm. Elindeki poşetlere bakıp ona doğru yürüdüm. Poşetleri ondan kurtarıp içindeki abur cuburlara baktım.

"Teşekkür öpücüğü yok mu?" Diye sorduğunda suratımı ekşitmiştim. O sırada Çetin'in Batuhan'a yastık atıp "Bu kadar prova yeter. İki gündür yeterince prova yaptınız. Ayrıca az önceki gibi kendin başka replikler bulursan beynini çıkartırım bi daha düşünemezsin bile." dedikten sonra odaya doğru gitmişti. Benle Batuhan arkasından şaşkınca bakarken ikimizde anlam verememiştik. Zaten iki gündür çok garipti.

Hastaneden döndükten sonra tek kelime bile etmemiştik. Sadece Batuhan'la prova yaparken yanımıza gelip bizi izliyordu. Her defasında provayı yarıda kesip başka şeyler yaptırıyordu.

"Mert'i bulursak neler olur biliyorsun değil mi?" Batuhan'ın sorusuyla koltuğa oturup başımı ellerimin arasına aldım. Her an bunu düşünüyordum. Çetin'in söyledikleri aklımdan çıkmıyordu.

"Biliyorum. O yüzden her gün onu bulmamanız için Çetin'e yalvarıyorum. Onun tek yaptığı şey ise umursamamak. Yaptığı yanlıştı farkındayım. Olmaması gerekiyordu. Bunu da biliyorum yine de onun zarar görmesini istemiyorum. Mert'i çok iyi tanıyorum eğer onun canı yanmasaydı böyle bir şey yapmazdı." Evet, tam da buydu. Benim tanıdığım adam bunun yapmazdı. "Korkuyorum o böyle acımasız birine nasıl dönüştü? Yapıcaklarını tahmin edemiyorum. Mert aklına koyduğunu yapar." dedim. Batuhan koltuklqrdan birine oturup arkasına yaslanmıştı.

Gözlerini bana çevirip, "Sen Çetin'e aşık olabilirsin ama bir daha asla Mert'i sevemezsin. Çünkü Çetin eğer seni severse içindeki canavardan kurtulacak ama Mert seni sevdiği için bir canavara dönüşecek." dedi. Söylediği cümlenin gerçekliğiyle sarsılırken canım yanmıştı. Mert dünümdü ve dünümü yok etmeliydim. Çetin yarınımdı. Ona alışmam gerekiyordu. Sevebileceğimi düşünmüyordum bana yaptıklarından sonra olmazdı. Ona alışabilirdim. Batuhan'ın beklentileri çok farklıydı. Ama Çetin'e her şeyimi vermiştim. Ruhumu, öxgürlüğümü, bedenimi... Kalbimi de veremezdim.

"Batuhan." Diye söylendiğimde elimi tutup derin bir nefes aldı.

"Boşuna Çetin'e ona bir şey yapmaması için yalvarma çünkü Çetin vazgeçse bile ben vazgeçmem. Mert durmazsa canım pahasına da olsa onu bulurum. Konu Çetin, Demir, kardeşim ve sen olduktan sonra ben bile nasıl birine dönüşeceğimi bilmiyorum." Batuhan'ın cümlesi bana Çetin'in kanından olduğunu bir kere daha hatırlattı. Öfkeyle ayağa kalktım.

Rozerin -Töre Serisi 2-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin