Demir'in saçlarını okşarken aklıma bebeğimin kalp atışları gelmişti. Onu ilk kez görmüştüm. 9. Haftada olduğumu ve dikkat etmem gerektiğine dair bir sürü şey söylemişti.
Batuhan ise Aslı'dan haber alma sevincindeydi. Aslı'nın kim olduğunu bile bilmiyordum. Ama Batuhan ondan haber aldığında çok sevinmişti. Çetin ise tepki vermemişti. Demir'in huzursuzca teprenmesiyle ellerini sıkıca tuttum.
"Geçti bebeğim." Derken sakinleşmesini bekliyordum. Kapı açıldığında içeri Batuhan ve Çetin girmişti. Demir'i öyle görünce Çetin kaşlarını çatmış öfkeyle etrafa bakmıştı.
"Bırak." Dediğinde mecburen ellerimi üzerinden çekmiştim.
"Bir süre kabus görebilir ve huzursuz davranabilir. Geceleri sizi uyutmayacaktır. Sürekli etrafında olmanız gerekiyor. Kendini güvende hissetmeli." Batuhan sözünü bitirdiğinde Çetin'de kafasını sallayarak onu onaylamıştı.
"Ne zaman gideceğiz?" Diye sorduğumda Çetin yanıma oturup Demir'in koluna baktı. Koluna bakarken diğer elini yumruk yapmış sıkıyordu. Öfkeli olduğu belliydi ve bunu yaptıranın yanına bırakmayacağı da kesindi.
"Buldular mı?" Diye öfkeyle sorarken Batuhan telefonunu cebine koyup Çetin'in yanına doğru geldi.
"Kimin olduğunu öğrendik ama bulacağımızı düşünmüyorum. Dışarıda konuşalım." Dediğinde ne olduğuna anlam verememiştim. Batuhan benden bir şey saklıyordu. Kim olduğunu benim yanımda söylese bir şey olmazdı ki çünkü tanıma ihtimalim yoktu. Kim olduğunu önceden merak etmezken şu an meraktan yerimde duramıyordum.
Çetin önden ilerlerken Batuhan'da arkasından gitti. Kapıyı kapattıkları an yerimden kalkıp kapıyı dinlemek için kapıya yöneldim. Kapıya kulağımı koyduğum an konuştukları şeyleri duyuyordum.
"Lafı dolandırmadan söyle Batu." Çetin Batuhan'a eğer Batu dediyse durum gerçekten felaketti. Çünkü Batuhan ona sadece öfkeden gözü döndüğü zaman Batu dediğini söylemişti. En deli hallerini bile görmüştüm ama o zaman bile Batu dememişti.
"İki defa araştırdım. İkisinde de karşıma aynı isim çıktı. Demir'in ölmesi için emir veren kişi Mert Kandar." Dediği an ben duyduklarıma anlam verememiştim. Bu işte bir yanlışlık olmalıydı. Kapının kolunu tutup açacağım sırada Batuhan konuşmaya devam etmişti. O yüzden çıkıp Mert'i koruyacak vakti ertelemiştim. Önce herşeyi bilmem gerekiyordu. Anlamadan dinlemeden yargılamak bana göre değildi.
"Adamları intikam almak için yaptığını söylüyor. Mert'ten hala haber yok. Sadece Rozerin'i senden almak için gerekirse seni bile öldüreceğini söylemiş. Yekta,Buke'yi nasıl seviyorsa Mert'te Roz'u öyle seviyor. İlk başta gururuna yediremedi o yüzden peşinde diye düşünsemde Roz'u tanıdıkça bu düşüncem alt üst oldu. Roz'un hamile olduğunu bildiği halde hala onu istiyor. Şu an tek Demir değil Rozerin de tehlikede." Gözümden ardı ardına yaşlar akarken Mert'e olan öfkemde sevgimde katlanıyordu. Ama öfke daha yoğundu. Beni geri alabilmek için küçücük bir çocuğu öldürmeyi düşünmüştü. İntikam için Demir'e zarar vermişti.Beni Çetin'den kurtarmaya çalışırken Çetin'e dönüşmüştü.
Demir'in ağlama sesiyle yatağa doğru koştum. Onun bu halde olmasının suçlusu bendim. Demir'in kolundaki serumu çıkarıp kucağıma aldığımda göz yaşlarım daha şiddetli akmaya başlamıştı.
"Özür dilerim." Diye söylenirken aynı zamanda sırtını okşuyordum. Bu Demir'i her zaman sakinleştirirken şimdi işe yaramıyordu. İçeri Çetin ve Batuhan girdiğinde bana şaşkınca bakıyorlardı. Çünkü şu an Demir'le birlikte ağlıyordum. Onlar nedenini bilmedikleri için şaşırmıştılar.
"Hamilelik hormonu" Batuhan kendince bir bahane bulup karalar bağlamıştı. Çetin Demir'i kucağımdan alıp hiç bir şey söylemeden odadan çıkmıştı. Bana karşı öfkeliydi. Bunun farkındaydım. Ne kadar öfkelenirse öfkelensin sonuna kadar haklıydı. Ya Mert amacına ulaşsaydı. Demir'in öldüğünü düşündüğüm an daha çok ağlamaya başlamıştım. Batuhan bana sarılıp saçlarımı okşarken ağlamam dinmiyordu. Göz yaşlarımı durdurmaya çalışsamda olmuyordu.
"Geçti bak Demir gayet iyi." Dediğinde ağzımdan bir hıçkırık kaçmıştı.
"Sana bir şey anlatacağım ama anlattığım şey bittiğinde hala ağlıyor olursan bundan sonra Çetin ve senin ortanda yatarım." Dediğinde gülecek halim bile yoktu.
"Bunu sana hep anlatmayı düşünüyordum ama hiç bir zaman fırsat olmadı. Şimdi en doğru zaman. Mutlu bir ailem vardı. Babam,annem ve yeni doğan kardeşim. Her şey yolunda gidiyordu. Çetin'in doğum gününde onlara gitmiştim. Gündüz yaşıtlarımızla gece de ailemizle kutlayacaktık. Ama saatler geçti annemler gelmedi. Çetin anneme çok bağlıydı. O gelmeden mumları üflemem diye tutturdu. Aradık ama ulaşamadık en sonunda Çetinle ben eve gittik. Kapı açıktı. Bir şeylerin düter gittiğini o an anlamıştım. Sessizce içeri girdiğimizde etraf karanlıktı. Işığı açacağımız sırada tanımadığım bir adam sesi duymamla ışığı açamamıştım. Sesler yukarıdan geliyordu. Tanımadığım sesler birbirine karışırken yavaş yavaş Duru'nun odasına gittim. İçeriye girdiğim an biri arkadan bizi dürttü. Ben korkuyla çığlık attığım an Çetin ağzımı kapatmıştı. Beni dürten kişiye baktığımda annem olduğunu gördüm. Çetin'in kucağına Duru'yu verip bana sıkıca sarılırken ağladığını biliyordum. Benden ayrılıp elime bir kutu tutuşturduktan sonra bizi balkona çıkarıp üstümüze kapıyı kapattı. Perdeden dolayı hiç bir şey göremiyordum. Sadece bir silah sesi duydum. O an donup kalmıştım. Çetin telefonu çıkarıp babasını aradığında beş dakika geçmeden onlarca koruma evimizi basmıştı. Bizi balkondan çıkardıklarında ilk annemin cesedini görmüştüm. Ona sarılıp ne kadar ağladığımı bilmiyorum. Sonra beni kaldırdıklarında onlarca ceset evimizdeydi. Huzurla yaşadığım evde cesetler vardı. Sonradan öğrendim herşeyi. O cesetler ailemi öldüren insanların cesetleriydi. Bazıları da eniştemin adamlarnın. O günden sonra Duru'yla birlikte teyzemde yaşamaya başladık. O kutuyu açmak istiyordum ama buna cesaret edemiyordum. En sonunda kutuyu Çetin'e verdim. O açtı içini. Hala içinde ne olduğunu bilmiyorum. Çetin bir defa anlatmaya çalıştı ama duymaya katlanamam diye izin vermedim. Zaten sonra da Duru kayboldu. Duru 7 aylıkken kaçırıldı. Hayatım onu aramakla geçti. Ama olmadı. Salhan Holding aslında babamın kurduğu holdingdi. Erzafer Holding bu holding hisseleri uğruna Çetin'de bende çok acılar yaşadık. Sonra Aslı girdi hayatıma. Bir anda ne olduğunu anlamadım. Bana tek söylediği şey babamın o doğduğunda babasına kızını oğluma alacağım demesiydi. Babamın verdiği sözü tutmak için onunla nişanlanmayı bile kabul etmiştim. Hayatım boyunca asla sevmediğim ve sevmeyeceğim biriydi. Düğüne 4 ay kala telefonum çaldı. Arayan Aslı'nın babasıydı. Beni yanlışlıkla aramış ama duyduğum şeyler o nilanı atmama yetmişti. Meğersem hepsi yalanmış. Babam öyle bir şey söylememiş sadece Aslı bana yıllarca takıntılı şekilde aşıkmış ve en sonunda böyle bir yalanı tercih etmişler. Bunu öğrendikten sonra nişanı attım. İki gün sonrada Aslı ortalardan yok oldu. Yıllarca onu aradım. Sevdiğim için değil vicdanım rahat etsin diye. Şimdi ise ona ümit vermemem gerekiyor. Bu yüzden de senin yardımına ihtiyacım var." Dediğinde ondan ayrılmıştım. Batuhan gözyaşlarımı silip "Benim çocuğumu taşır mısın?" Dediği an neye uğradığımı şaşırmıştım.
Batuhan'ın sırları ortaya çıktı. Evet bu bölüm baya önemli bir bölüm. Diğer bölüm içinde sınır +1500 vote ve +500 yorum.
Bölümle ilgili tahminlerinizi bekliyorum. Bundan sonra en güzel yorum yapana bölümler ithaf edilmeye başlanacaktır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rozerin -Töre Serisi 2-
General FictionBütün yollar çıkmaza giriyordu. Hayallerim,umutlarım siyaha dönüşürken pes edemiyordum. Vazgeçemiyordum. Kurtulmak istiyordum. Yaşamak,nefes almak istiyordum TÖRE SERİSİNİN İKİNCİ KİTABİ İLK ONU OKUMANİZİ TAVSİYE EDİYORUM