"Ben seninle geleceğim." Dedikten sonra derin bir nefes aldım.
Batuhan cümlemi devam ettirmeme izin vermeden "Asla." Diye bağırdı. Gözlerinde gördüğüm hayal kırıklığı içimi sızlatmıştı.
"Bu evden çıkamazsın." Diye bağırırdığında Çetin'e baktım. Hala tepki vermemişti. Ne bağırmıştı. Ne de şiddet göstermişti. Ama bakışları her şeyi anlatıyordu. Gözlerindeki öfke insanın içini ürperten cinstendi. O tepkisini göstermeden cümlemi tamamlamazsam beni öldürecekti.
"Ben seninle gel.." Cümlemi devam ettirmeme izin vermeden Çetin iki kolumdan sıkıca tutup beni sarsmaya başladı.
"Nereye gideceğini düşünüyorsun?" Dedikten sonra kolumdaki bir elini çekip çenemi sıkmaya başladı.
"Ben sana izin vermeden gidemezsin." Diye bağırdığında korkudan titremeye başlamıştım.
"Çe-çetin." Dediğimde sakinleşmiyordu. Öfkeden gözü dönmüş durumdaydı. Batuhan'da aynı şekildeydi. İkisininde öfkesi içime işliyordu. Korkuyordum.
"Cümlemi bi-bitirmeme izin ver." Dediğimde eniştem araya girmişti.
"Rozerin benimle gelmek istiyorsa benimle gelecek Salhan!" Diye bağırdığında Çetin onu duymuyordu. Öfkesi onu ele geçirmişti.
Batuhan'ın enişteme attığı yumrukla korkudan ölecekmiş gibi hissediyordum.
Batuhan bile bu duruma gelmişken ben ne yapacaktım? Cümlemi bitirmeme izin vermiyorlardı.
"Cümlemi bitirmeme izin ver." Diye konuştuğumda Çetin'in attığı tokatla neye uğradığımı şaşırmıştım.
"Cümleni tamamladığında ne olacağını sanıyorsun? Gitmek istemenin saçma nedenlerini dinlememi mi bekliyorsun? Rozerin seni öldürürüm. Yemin ederim seni öldürürüm!" Diye bağırdığında eniştem Çetin'in kollarından beni kurtarıp arkasına almıştı.
"Benimle gelmek istiyor. Kaçırdın,zorla sahip oldun şimdi de senden gitmek istiyor. Ne bekliyordun? Senle kalmak isteyeceğini mi? Aşık olduğum kadını sana bırakmadım! Kardeşimin aşık olduğu kadını da sana bırakmam! Bundan sonra o da bir Kandar." Dediği an Çetin eniştemin üstüne yürürken silahlar çekilmişti. Salondaki,bahçedeki onlarca insan silahlarını çekmişlerdi. Ne olacağı belli değildi.
O tokattan sonra zaten ben bir daha o cümleyi tamamlayamazdım. Bu evde kalırsam olacakları artık daha iyi anlamıştım. Bir an olsun tereddüt edip bu evde kalma fikri bile saçmaydı.
"Canlı çıkmanıza izin vermem! Rozerin'i götürmene izin vermem!" Diye bağırdığında korkudan sıçramıştım. Çetin'i ilk kez bu kadar öfkeli görüyordum.
"Sana bir can borcum vardı. Buna karşılık sen benden oğluna babalık yapmamı şstedin. Demir'i kendi ellerinle kucağıma verdin. Oğluna babalık yapacaktım. Nüfusuma bile aldım. Demir'i nüfusuma aldığım an o benim oğlum oldu. Sen oğlumu da Rozerin'i de kaçırdın! Bununla da yetinmedin!" Eniştemin anlattıklarıyla Çetin'e baktım. Gözlerinde pişmanlık ve kararlılık vardı.
"Oğlumu da karımı da sana vermem! Şimdi evimden defol! Rozerin sende hemen buraya gel!" Diye bağırdığında kafamı olumsuz anlamda sallamıştım. Gidemezdim. Çetin'in şu anki öfkesi beni korkutuyordu ve bu korku beni ele geçirmişti.
"Çetin bırak gidelim." Dediğimde Çetin bileğimi yakalayıp beni yanına çekti. Batuhan'ın yanına doğru fırlattıktan sonra belindeki silahı çıkartıp eniştemin anlına dayadı. Eniştemde silahını çıkarıp onun kalbine doğrulttuğunda korkuyla Batuhan'a sarıldım.
"Ne olur bir şey yap!" Dediğimde Batuhan tepki vermiyordu. Bana kızgındı. Bu her halinden belli oluyordu.
"Lütfen. Gitmemize izin ver." Çetin'e söylediğim sözlerle arkasını dönmüştü. Bakışlarımı başka bir yere sabitledim. Çünkü gözlerine şu an bakmak ölüm gibiydi. Bakışlarındaki soğukluk nedenini anlamadığım bir şekilde beni paramparça ediyordu.
"Doktor stresten uzak kalmam gerektiğini söylüyor ama bu evde bu mümkün bile değil. Her gün ayrı bir eziyet. Her gün acaba bugün Çetin neden bana bağıracak? Neden üstüme gelecek? Diye düşünmek istemiyorum. İzin ver gidiyim. Bebek doğuduğunda geri gelirim söz veriyorum sana. Seninle evliyken başka biriyle de evlenemem. Bu yüzden endişen olmasın." Dediğimde Çetin silahı bana doğrulttu.
"Eğer bu evden gidersen bebek doğuduktan sonra seni öldürürüm. Bu evden çıkman sonun olur. Sana bugün söylediğim şeyi unuttun mu? Neden pes ediyorsun? Gidemezsin! Asla!" O sırada eniştem araya girdi.
"Eğer Roz benimle gelmezse birazdan polis burada olacak. Demir'in babası sen olabilirsin ama nüfusu bende. Senin de bildiğin gibi oğlumu senden alırım. Ama eğer Rozerin'i bırakırsan ikimizde evrakları imzalarız. Sen boşanma evraklarını bende velayet evraklarını imzalarız. Eğer kabul etmezsen ikisini de kaybedersin." Diye söylediğinde Çetin derin bir nefes aldı.
Tarık araya girip "Efendim bu defalık onların dediği olsun. Hukuken bir şey yapamayız. Normalde karışmamam gerekiyor ama Avukatınız olarak bunun başka bir yolu olmadığını söylemem gerekiyor." Dediği an duyduğum silah sesiyle yere eğilip kulağımı kapadım. Tarık'ı mı vurmuştu? Gözümü açmaya korkuyordum.
"Sen karışma!" Diye bağırırken Tarık'ın acı dolu sesini duymuştum. Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda Tarık yerdeydi. Ayağından kanlar akarken korkuyla Çetin'e baktım. Tarık'ı bile vurduysa ne yapacağı belli olmayacak bir durumdaydı. Ayrıca Tarık,Çetin'in Avukatı mıydı? Demir'in ağlama sesini duyduğumda paniğe kapılmıştım. Eniştem etrafa merakla bakarken oğlunu görmeyi istediği her halinden belliydi. Onun kanından olmayabilirdi ama ablamda eniştemde Demir'e çok bağlanmıştı.
"Çetin sakin ol!" Batuhan,Çetin'in yanına gidip elindeki silahı almaya çalıştığında korkuyordum. Olacaklar beni korkutuyordu. Çetin'in öfkesini görüp korkmamak elde değildi. Etraf kan gölüne dönmeden bu evden çıkmayı istiyordum.
"Rozerin yukarı!" Çetin'in itiraz kabul etmeyen sesini duyduğumda yavaşça ayağa kalktım.
"Hiç bir yere gitmiyor." Eniştemin itirazı üzerine Çetin,Enişteme yumruk atmıştı. Eniştem ona hemen karşılık verirken benim ellerim titriyordu. Ağzımdan kaçan hıçkırıkla elimi yüzüme götürdğm. Ağladığımın farkında bile değildim.
Polis siren sesleri gelirken korumalar birbirlerine bakıyordu.
"Kararını ver Salhan! Holdingin iflasa sürüklenir. Kim kız kaçırıp,tecavüz eden bir adama iş verir. İyi düşün. Hem oğlundan da olucaksın. Demir'i tamamiyle sana vermem kolay mı sanıyorsun? Onu Mir ve Miran'dan ayırmadığımı biliyorsun. Benim içinde zor bir karar ama yapmam gereken bu." Dediğinde Çetin hiç bir şey söylemeden kolumdan tutup beni yukarıya sürüklüyordu.
"Hiç kimse tepki veremiyordu. Çetin kolumu o kadar sıkı tutuyordu ki kopacakmış gibi hissediyordum. Demir'in ağlaması bütün evde yankılanırken içim sızlıyordu. Biraz sonra kesinlikle ölü olacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rozerin -Töre Serisi 2-
General FictionBütün yollar çıkmaza giriyordu. Hayallerim,umutlarım siyaha dönüşürken pes edemiyordum. Vazgeçemiyordum. Kurtulmak istiyordum. Yaşamak,nefes almak istiyordum TÖRE SERİSİNİN İKİNCİ KİTABİ İLK ONU OKUMANİZİ TAVSİYE EDİYORUM