Arkadaşlar kapak için yardıma ihtiyacı olan çok sevdiğim bir arkadaşım var. Kapak yapmayı bilenler ona yazarlarsa çok sevinirim. Arzuberfin e mesej atarsanız minnettar olurum. Yoksa içindeki Çetin'i çıkartacak.
"Korkuyorum." Batuhan'ın sözleriyle düşüncelerimden sıyrılıp ona doğru baktım.
"Bende." Verdiğim cevap bile beni korkutuyordu. Çetin'in vereceği tepkiyi bilmiyordum. Bilinmezlik beni öldüresiye korkutuyordu.
"Bir planım var." Dedikten sonra arabayı bir anda geri döndürmüştü.
"Ne yapıyorsun? Neden geri dönüyoruz?" Diye merakla sorduğumda oralı bile olmamıştı.
"Batuhan! Beni oğluma götür." Diye bağırırdığımda umrunda bile değildi. Aklından neler geçtiğini bilmiyorum.
"Batuhan!" Diye bağırdığımda arabanın hızı iyice artmıştı.
"Durdur şu arabayı." Dediğimde beni umursamıyordu.
"Sus. Kafamı karıştırıyorsun. Çetin'in arkasındna iş çeviriyorum ve eğer bunu anlarsa ikimizi de öldürür. Hatta üçümüzü. Emin ol gözünü bile kırpmaz. Sadece bana güven ve yaptığın hatanın bedelini ödememek için sus." Dediğinde arkama yaslanmıştım. Ona güvenmekten başka çarem yoktu. Çetin'in arkasından iş çevirmek onun için zor bir şeydi ve benim için bunu yapıyordu. Nasıl bir iş olduğunu bilmesem de bu hayatta en çok Batuhan'a güveniyordum. Bir anda üç kişi lafı kafama dank etmişti. Cümlede o kadar çok gizem vardı ki ona anca sıra gelmişti.
"Üçümüz derken?" Batuhan derin iç çekip "Bu son sorundu. Şu an gerçekten gerginim ve başka bir soru lütfen sorma. Ablanda işin içine girecek." Batuhan'ın verdiği cevap beni huzursuz ediyordu. Yine de susmak en mantıklısıydı.
Ablamların evinin önüne geldiğimizde bana dönüp;
"Sana ne yapacağını bilmiyorum. Lanet herif! Sağı solu belli olmuyor. Sana yapacağı şeyler hakkında en ufak bir fikrim bile yok. Sana işkence edebilir ya da psikolojik açıdan çökeltebilir. Belki yine tecavüz bile edebilir. Bu ihtimaller varken seni ona doğrudan götürmem akıl kârı değil. Seni ona verdiğim an elimden hiç bir şey gelmez. Demir'e bakışını gördüm. İlk kez ona öyle baktı. İlk kez babası olduğu için kendini suçladı. Sence bunun cezası hafif mi olur? Eğer bu oyunu öğrenirse hepimiz biteriz. Onun arkasından iş çeviren ben bile olsam affetmez." Dedikten sonra arabadan inmişti. Batuhan dediklerinde haklıydı. Ama kendini suçlaması canımı yakmıştı.
Çetin her duygusuyla canımı yakıyordu ama yine de ondan kaçamıyordum. Ondan her kaçtığımda soluğu yanında alıyordum. Ondan her uzaklaştığımda sanki ruhum bölünüyordu. Ne ona yaklaşabiliyordum ne de ondan uzaklaşabiliyordum. Hissettiğim duygu beni korkuturken bunu saklamakta zorlamıyordum. Çetin beni mahvediyordu ama hissettiğim duygular beni öldürüyor gibiydi.
Ablam bunun adına aşk demişti. Aşk olamazdı. Kim ona tecavüz eden birine aşık olabilirdi ki?
Arabadan indiğimde aşkı sorguluyordum. Batuhan'ın arkasından koşarken aynı zamanda düşünüyordum.
Aşk için çoğu insan saf ve temiz bir duygu diyordu ama bana göre öyle değildi. İnsanı salağa çeviren bir duygu nasıl saf olabilirdi. Uğruna ailesini silebilecek olan bir his nasıl temiz olabilirdi. Aşk bana göre ihanetti. İhanetti çünkü bir kişi uğrana bütün herkesten vazgeçebiliyordun. Aşk yakardı. İnsanı kül ederdi. Eğer aşkın kullanma kılavuzu olsa üstünde kesinlikle yanıcı maddedir uyarısı yapılırdı.
Ablam karşısında bizi görünce şaşırmıştı. Batuhan hiç bir şey söylemeden karşıdaki koltuğa oturduğunda bende sessizliğimi koruyup yanına oturmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rozerin -Töre Serisi 2-
General FictionBütün yollar çıkmaza giriyordu. Hayallerim,umutlarım siyaha dönüşürken pes edemiyordum. Vazgeçemiyordum. Kurtulmak istiyordum. Yaşamak,nefes almak istiyordum TÖRE SERİSİNİN İKİNCİ KİTABİ İLK ONU OKUMANİZİ TAVSİYE EDİYORUM