Yeni Bir Saldırı

232 3 2
                                    


Esthernea'da bir öğleden sonra her şey normal seyrinde ilerliyordu. Uzun süredir şehrin huzurunu bozacak hiçbir şey yaşanmamıştı. Elbette Himlad savaş hazırlığında olduğu için Esthernea'da işleri sıkı tutuyor şehrin korunması konusunda özenle davranıyordu. Kral, şehirden sadece belirli bir sayıda asker istemişti ve onların zırhları ve silahları gözden geçiriliyordu. Şehrin lordları Aegnor ve Argon her şeyi takip ederek düzenli bir şekilde Himlad'a rapor vermeye devam ediyorlardı. Her zamanki gibi sakin geçen bir öğleden sonra iki prens nöbetteki askerleriyle birlikte şehrin ön tarafındaki surların üzerinde vakit geçirip ve sohbet ediyorlardı. Bilmedikleri ise Esthernea ve Himlad'ı da içine alan ormanlarda gölge hızla ilerlemiş ve Esthernea'ya yakın bir noktada bir anda yoğunlaşıp küçük parçalara bölünmüştü. Daha sonra da Noldor'un ikinci şehrine doğru hızla ilerlemeye başlamıştı. Aegnor surların üzerinde ormanı izlerken devasa Falorn ağaçlarının arasındaki hareketlenmeyi fark etti. Biraz daha dikkatli bakınca ağaçların arasından kara bir buluta benzer bir şey gördü. Bulut oldukça hızlı yaklaşıyordu. İlk başlarda şüphelenip o yönü işaret etse de, bulut yakınlaştıkça bir kuş sürüsü olduğunu anladı. Argon da, Aegnor'un yanına gelmiş onunla birlikte siyah kuşlara bakıyordu. İyice yakınlaştıklarında ise kuşların aslında yarasa olduklarını fark ettiler. Yarasalar kısa bir sürede ormanla surlar arasındaki büyük düzlüğü kat ettiler ve surların üzerine doğru hızla uçup askerleri sardılar. Bir tanesi Aegnor'un yüzüne büyük bir hızla çarpıp parçalandığında prensin yüzünü siyah – mor renkte bir sıvıyla boyadı. Aegnor kendine uzatılan mendille yüzünü temizlerken yarasa sürüsü prenslerin ve askerlerin etrafında hızla birkaç kez dönüp şehre yöneldiler. Tüm şehri hızla birkaç kez dolaşıp batı surunun üzerinde kayboldukları görüldü. Kuşların gelişi ve gidişi öyle hızlı olmuştu ki hiç kimse bir şey anlamamıştı. Argon, "Bu yaratıklar da nereden çıktı?" diye tepki gösterdi. Aegnor ise hala yüzünü temizlerken, "Buralara yakın bir mağaradan gelmiş olmalılar" dedi. Argon, "Bu civarda pek mağara yok, hepsi Himlad tarafında" dedi, Aegnor da omuzlarını sıkarak yüzünü temizlemeye devam etti. Yarasalar çok sevilen yaratıklar olmasalar da doğanın bir parçası olduklarından kimse bu olay üzerinde fazla durmamıştı. Lakin birkaç gün geçince şehirde vakalar gözlenmeye başlamıştı. Elflerde bir durum olmasa da Edain insanları arasında bir hastalık baş göstermişti. Birçoğu hastalanarak yataklara düşmüş, şifahaneler dolup taşıyordu. Birkaç gün daha geçince Argon ve Aegnor'a bildirilen hastalık vakaları oldukça artmıştı. İnsanların vücutlarında yaralar çıkıyor ve acı içinde kıvranıyorlardı. Hepsi öksürüyor ve yedikleri her şeyi kusuyorlardı. Noldor şifacılıkta çok gelişmiş olsa da, şifacıların tek yapabildikleri hastaların ağrılarını biraz olsun dindirebilmek oluyordu. Bu illetin ne olduğunu çözemedikleri için tedavisi konusunda da hiçbir gelişme kaydedemediler. Yarasa sürüsünün ziyaretin üzerinden 10 gün geçtiğinde Aegnor daha fazla dayanamadı. Bu illeti başkente bildirmeden çözmek istemişlerdi ama bunun mümkün olmadığını anladılar. Sonunda Finarfin oğlu hastalığın doğal olmadığını söyleyerek Himlad'a haber gönderdi. Elfler hastalıklı insanları şehrin batı bölümüne taşımış ve onları karantina altına almıştı. Sağlıklı olan insanlar onlara kesinlikle yaklaştırılmıyordu. Elfler hastalık kapmasa da şehrin durumu elbette onları da etkiliyordu. İnsanlardan daha gelişmiş duyuları yüzünden her şeyi hissediyorlardı. Esthernea iltihap, kan ve gözyaşı kokuyordu. Argon, Esthernea sarayındaki şifahaneye sığınmıştı adeta. İnsanlar için bir şey yapmak istese de kokuya daha fazla dayanamayarak saraya geçmişti. Şifahanede oturmuş kusarken kafasını kaldırıp Aegnor'a baktı, "Bu... Böyle olmaz, insanları kaybetmeye başladık" dedi. Aegnor ne yapacağını bilmiyordu. Haber göndereli bir gün olmuştu ve kartallar büyük ihtimalle Himlad'a varmıştı ama Himlad'dan ne gibi bir yardım geleceğini kestiremiyordu.

Ñoldor'un DönüşüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin