"Düğün ve Misafir"

345 9 6
                                    

Nerdanel şifahaneye geri döndüğünde Celegorm ve Aredhel'i odalarına gönderdi. Turgon henüz uyanmamıştı. O uyanana kadar bekledi, uyanınca onu da odasında taşıttı. O gece boyunca oğlu Fingon ile konuşan Fingolfin, düğün fikrine alışmıştı. Zaten uzatmanın bir manası yoktu, evet Eldar arasında akraba evliliği görülmemiş bir şeydi ama zaten yarı kuzenlerdi ve kural ya da kanun olarak da bunu yasaklayan hiçbir şey yoktu.

Birkaç gün böyle geçmiş, düğün hazırlıkları yapılıyordu. Turgon ve Celegorm bir araya hiç gelmemişlerdi, ikisi de iyileşiyordu ve Turgon bu fikre alışmak zorunda kalmıştı. Şehrin dışındaki ormana Fëanor lambaları takılmış ve masalar kurulmuştu, zaten doğarl bir güzelliği bulunan bir orman iyice estetik bir hale bürünmüştü. Aredhel'in takılarını inceleyen Celegorm, annesine de danışmış ve babasıyla demir ocağına inmişti. Fëanor Nerdanel için düğünde takması için mücevherler hazırlıyordu, Celegorm da Aredhel için evlilik yüzüğünü dövüyordu, elbette Fëanor ona yardımcı oluyordu. Celegorm, Aredhel yaprak şeklini çok sevdiği için yüzüğe yaprak figürü de eklemeye karar vermişti. Fëanor bu işte usta olduğu için Nerdanel'in mücevherlerini bitirmişti ve Aredhel'in gelin tacını hazırlamaya başlamıştı. Aredhel ise Nerdanel ve arkadaşlık kurabildiği birkaç elf ile birlikte gelinliğini diktiriyordu. Elflerin hamilelikleri 1 yıl sürüyordu ve Aredhel 5. ayındaydı, karnı çok belli olmuyordu, o yüzdeni istediği gibi bir gelinlik giyebilecekti. Tüm Himlad'da hazırlıklar devam ediyordu. Fëanor, Ñoldor elçilerini gönderip Avari elflerini de düğüne davet etmişti. Onları oldukça dürüst ve samimi bulmuş, dost olmanın iyi olacağını düşünmüştü. Avari elflerinin lideri Oreth, Ñoldor elçileri ile Avari elflerinin düğünde bulunmaktan onur duyacağı haberini göndermişti. Düğünden bir gün önce Celegorm ve Aredhel ormandaydılar, Olevorn gölünün etrafında piknik yapıyorlardı. Celegorm saraya gidip Aredhel'i almadan önce piknik alanını hazırlamış ve avlanmıştı. Aredhel ile birlikte geldiklerinde hava mükemmeldi ve hazırladığı av etini pişirmeye başladı. Bir sürü meyve de getirmişti. Hava çok güzeldi ve manzaraları harikaydı. İkisi de yarın evlenecekleri için heyecan içindeydiler ama belli etmiyorlardı. Pişen etten yavaşça yemeye başladılar. Sohbet edip gülüşüyorlardı. Bir süre sonra göl dalgalanmaya ve rüzgar hızla esmeye başladı. Hava birden değişmiş, etrafa büyük bir enerji yayılmıştı. Celegorm yanına gelip Aredhel'e sarıldı, elini kılıcının kabzasına koydu, gözleri ise yayındaydı. Rüzgar son hızla esmeye bir süre devam etti ve sonra da birden kesildi. Hemen ardından dehşet güzellikteki kelebekler ve kuşlar ikisinin etrafını sardı. Celegorm neler olduğunu anlamaya çalışıyordu ki gölün karşısındaki tepeden gür bir ses duydular. "Demek evleniyorsun Turcafinwë Tyelkormo ve ben davet bile edilmedim?" Celegorm elini gözlerine siper ederek tepeye doğru baktı. 3 metre boyunda bir şey koca bir aygırın üzerinde duruyordu ve yeşil renkte değerli taşlarla süslenmiş bir borusu vardı, etrafı ise güçlü av tazıları ile çevriliydi. Celegorm'un yüzünde bir gülümseme oluştu, tepeden duran kadim dostu Vala Oromë idi. Oromë onca kudretine rağmen tepeden aşağı kayarca indi ve yanlarına geldi. Celegorm ayağa kalktı ve Aredhel'i de yavaşça ayağa kaldırdı. 3 metre boyunda bir Vala'yı kucaklamak kolay değildi,Celegorm tam da bunu yapmayı planlarken, Oromë yaklaştı ve ikisini de özenli hareketlerle kucakladı. Oromë onlara sarılınca Celegorm'un ve Aredhel'in de ayakları yerden kesilmişti. Nihayet onları yere koydu ve Celegorm onu piknik yemeğine davet etti. Kızarttığı etlerden ve meyvelerden ona da ikram etti. Oromë'nin tazıları gölün etrafında koşup oynamaya başlamışlardı. Oromë, Celegorm'a göz devirdi. Celegorm hemen savunmaya geçti. "Öyle bakma Oromë, Orta Dünya'dan Valinor'a nasıl haber gönderileceğini bilmiyorum, elbette düğünümde olmanı istedim." Oromë gür sesi ile kahkaha attı. "Biliyorum evlat, sakin ol" dedi ve neşe ile etten yemeye başladı. Sadece ben de gelmedim. Yanımdakileri leydileri şehrin kapısına bıraktım. Aredhel sorar gözlerle baktı. Oromë, "annen Anairë, Curufin'in eşi Silberian, Turgon'un eşi Elenwe ve Fingon'un eşi Andarte." Hepsi burada. Aredhel ağlamaya başlamıştı. Celegorm gözyaşlarını sildi, "Ağlama bak, annem olmadan evleniyorum diye üzülmene gerek kalmadı" dedi. Oromë'ye döndüğünde kucağındaki küçük kese gibi bir şeyde kıpırdayan bir şey olduğunu fark etti. Celegorm, "Oromë sanırım çantanda bir şey hareket ediyor." Oromë gülümsedi, "Ah evet, onu sana getirdim." Celegorm, "Neyi?" dedi. Oromë manidar bir bakış attığında Celegorm durumu anlamıştı. "Son verdiğinin ne yaptığını biliyorsun değil mi?" Oromë güldü, "Evet, aranız bozulmuş." "Aramız mı bozuldu? Onun yüzünden..." Bu konuya girerse Beren ve Lúthien'den bahsetmesi gerekeceği için Celegorm sözüne devam etmedi. Oromë küçük çantanın içinde bir elden biraz daha büyük minik ve siyah bir tüy yumağı çıkardı. Oromë'nin elinde kıvranıyor, sevimli sesler çıkarıyordu. Oromë, "Merak etme TurcaFinwë, bu sana asla ihanet etmeyecek" dedi. Aredhel ise Celegorm'a bakıp Oromë'ye döndü, "Bence Tyelko'yu ikna etmene gerek yok. Şimdiden aşık oldu" dedi. Celegorm minik köpek yavrusunu görünce gözlerinde yıldızları oluşmuştu adeta. Uzanıp onu eline aldı ve okşamaya başladı. Simsiyahtı ama kuyruğu beyazdı ve kaşlarının olduğu yerde de iki tane büyük beyaz benek vardı. Celegorm "Bu mükemmel bir şey" dedi. Köpek Celegorm'un enerjisini hemen benimsemişti ve yeni sahibine nazlanmaya başlamıştı bile. Oromë, "Bir dişi, ona göre isimlendir" dedi ve yanında getirdiği başka bir keseden taşlara süslenmiş minik flüt benzeri bir şey çıkartıp Aredhel'e uzattı. "Bu da senin hediyen. Himlad'ı çevreleyen bu güzel ormana binlerce büyülü hayvan bıraktım, eğer olur da burada başınız bir sıkıntıya girerse ona üfle, çıkan melodi ile hepsi senin ve eşini yardımına koşacak" dedi.  Aredhel de Celegorm da hediyeleri çok sevmişti.

Ñoldor'un DönüşüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin