Utku, şarkı dinleye dinleye durağa vardı. İndiğinde sıcak bir rüzgar çarptı yüzüne. Yürümeye başladı. İnsanların yanından bir robot gibi geçiyordu. Uzun bir süre dümdüz ilerledikten sonra sola döndü. Yokuş aşağı yürümeye devam etti. Bahçeli, siyah demir kapılı evin önüne gelince durdu. Mahallesini çok seviyordu. Evlerin hepsi bahçeliydi. En uzun bina 3 katlıydı. Sokaklar kaldırım taşından, her evin bahçesinin köşesinde kapaklı bir çöp kovası vardı. 2 günde bir boşaltıyordu ekipler. Uzun ağaçlar, mahalle sakinlerinin kendilerini bir ormanda yaşıyormuş gibi huzurlu hissetmesini sağlıyordu. Herkesin bahçesi bakımlı ve güzeldi. Bu küçük cennet mahallede evinde, annesi ve ondan başka hiç kimse yoktu. Birde Sütlü Kahve. Utku onu yavruyken bulmuştu sokakta. Bir araba kazasında annesini kaybetmiş bu küçük yavru, onun başından hiç ayrılmadan miyavlıyordu. Utku onu alıp çantasına koymuştu. Annesini de bir beze sarıp bahçeye gömmüşlerdi.
Ona ufak bir de mezar yapmışlardı. Arada Sütlü Kahve'yi bu mezarın başına götürürdü. Zavallı sanki annesinin orada olduğunu anlar gibi uzun uzun toprağa bakardı. Bazen yanına yatar miyavlardı. Annesiyle konuşup hasret giderirlerdi. Sütlü Kahve şimdi 3 yaşındaydı. Utku harçlıklarıyla ona aşı yaptırmıştı, sağlıklıydı. Dişi olmasına rağmen Utku onu kısırlaştırmamıştı. Buna rağmen hiç yavrusu olmuyordu. Arada mahallede de dolaşıyordu oysaki. Utku bir gün bunun sebebini merak edip veterinere sormaya karar verdi. Sütlü Kahve'yi muayene eden doktor onun kısır olduğunu, çiftleşse bile anne olamayacağını söyler. Utku önce üzülse de daha sonra sevinir. Çünkü doğum yapan kediler daha kısa ömre sahip olur. Ona isim vermek de hiç kolay olmamıştı. Hangi ismi denese kedi bir türlü kabullenmiyordu. Bir oyun oynadılar. 5 tane isim yazıp Sütlü Kahve'nin önüne koydu.
- Tamam, madem bulduğum isimleri beğenmiyorsun adını kendin seç o zaman.
Kedi hiç umursamadan arkasını dönüp uyumaya gitmişti. Utku da onu şimdilik; aşkım, canım, ponçiğim, prensesim diye içinden geldiği gibi çağırıyordu. Bir gün Utku kendisine Sütlü Kahve yapmış, mutfak masasının üzerine koymuş ama içmeyi unutmuştu. Kahve de haliyle buz gibi olmuştu. Birden mutfaktan bir cam kırılma sesi duydu. Gidip baktığında, kedinin masanın üzerinden aşağı kırılan bardak ve her yere saçılan kahveye baktığını gördü. Kızmadı ama üzüldü. Neyse ki ona bir şey olmamıştı. Annesi gelmeden her yeri temizledi. O gelince de durumu anlattı.
- Kızım, ne oldu?
- Anne kendime sütlü kahve...
- Miyavvv...
- Ben sütlü kahve içmek ist...
- Miyav, miyavvv...
- Ama ne oluyor, bir konuşturmadın beni.
Annesi yanına geldi.
- Sen Sütlü Kahve mi...
- Miyavvv...
- Anne bir daha sütlü kahve desene.
- Sütlü Kahve.
- Miyavvv..
- Sen adının bu olmasını mı istiyorsun ufaklık?
- Miyav...
- Vay be, bu kedi çok akıllı Utku.
Utku boğazını temizleyerek:
- Öhö öhö, kedi değil anne bayan Sütlü Kahve.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BULUTKU (Kitap Oluyor)1( YILDIZLARIN DANSI)
ChickLitBulutku macerası başlıyor hazır mısınız? Utku sıradan olduğunu düşünüyordu ve bu sıradan hayatı kabullenmişti, aşık olmak hiç hesabında yoktu. Aşk ve gerçekler hep böyle midir? Aşk bize gerçeklerle, gerçekleriyle mi gelir? Hayatımızdaki perdeleri ka...