Bulut'un annesi iyice fenalaşmaya başlamıştı. Tansiyonu iyi değildi. Bulut'un yapabileceği bir şey yoktu. Ona moral vermeye, kendini iyi hissettirmeye çalışsa da etraftan gelen saçma sapan yorumlar onu iyice üzmüştü. Bulut, onunla uyuduğu bir gece rüyasında Utku'yu gördü.
Bulut ona gitmek istiyor ama gidemiyordu. Adım attıkça ona doğru, Utku daha da uzaklaşıyordu. Sonra bir ara Utku yok oldu. Aniden Bulut kan ter içinde uyandı. Annesinin nefes alamadığını gördü. Hemen hizmetlileri çağırdı, doktoru aradı. Annesi kalp krizi geçiriyordu. Doktor gelene kadar dayanamadı. On sözlerinde Bulut'a bir kutudan bahsetti.komidindeki bir kutudan onu bulup Utku'ya vermesini istedi.
- Oğlum, ne olursa olsun Utku'yu bul.
- Anne, yorma kendini, dayan doktor yolda.
- Seni çok seviyorum, hoşça kal.
Ve hayata gözlerini yumdu. İşte Bulut, hayattaki en sevdiği insanı da kaybetmişti. O an, o an babasını öldürmek istedi. Hem Utku'nun, hem de onun ailesini yok etmişti. Ondan nefret etmek bile gereksizdi. Hiçbir şey hissetmiyordu. Artık hayatında Yıldız'dan, kedisinden başka kimse yoktu. Cenaze defin işlemleri 1 hafta içinde tamamlandı. Bulut gidiyordu. Bu evden, şehirden gitmenin vakti gelmişti. Her şeyden, onu tanıyan herkesten, anılarından uzaklaşmak istedi. Üniversite sınavına girmişti 1 ay önce. Sonuçlar açıklandı. Paris'e gidiyordu. Psikoloji okuyacak ve kişisel gelişim uzmanı olacaktı. Eşyalarını topladı. Yanına sadece gerekli ve önemli eşyalarını aldı. Kalabalık istemiyordu. Eşyaları ne kadar çok olursa taşıyacağı anı da o kadar çok olurdu. Az eşya huzur demekti. Evini son bir kez gezdi. Bu evi satmıştı. Babası hayatta olmasına rağmen mirasını Bulut'un almasını istedi. Kendince ona yaşattığı korku ve acıları mal ve mülk ile telafi edeceğini düşünüyordu. Bulut evi hemen sattı. Geliri ile de bir yetimhane, bir huzurevi ve bir hayvan barınağına bağış yaptı. Babasından kalan şirketi ise kuzenlerine devretti. Elinde bankada kalan bir miktar parayı da Kızılay'a bağış yaptı. Kendine sadece yol parası ayırdı. Paris'e gidince bir işe girecekti. O adamın değil malını mülkünü, bir kuruşunu bile istemiyordu. Ondan bir hayır görmemişti, parasından da görmeyeceğini düşünerek hepsini bağışladı. Paraların helal olup olmadığı bile şüpheliydi. Bir işçinin hatta iki işçinin kanı vardı o paralarda. Bir yetimin hakkı. Babasının daha neler yaptığını bilmiyordu. Belki de başka yolsuzlukları da vardı. Belki de onlara yıllarca haram lokma yedirdi. Oturdukları ev, giydikleri giysiler... Hangisi helal yoldan alınmıştı?
Bulut artık kendi emeği ile para kazanmaya ve helal lokma yemeye Yıldız'a da helal lokma yedirmeye karar verdi. Onu bir süre idare edecek maması vardı. Aşılarının olmasına da daha 2 ay vardı. O zamana dek para bulurum diye düşündü. Hiç bir güvencesi, garantisi yoktu görünürde.
Ama o Allah'a güvendi çünkü, O ona yeterdi. Helal para kazanmak zordu ama Allah ona elbette bir kapı açar, yardım ederdi. Allah'a güvenen O yeter. O NE GÜZEL VEKİL, NE GÜZEL MEVLA, NE GÜZEL YARDIMCIDIR. Babası bütün malı mülkü bağışladığını öğrenince çok kızmış, ateş püskürmüştü. Ama bu Bulut'un umurunda bile olmadı. Çalışanlara tek tek sarıldı, veda etti. Helallik aldı. Neyse ki evin yeni sahibi ile görüşmüşler ve yeni aile hala onlarla çalışmayı kabul etmişti. Eğer etmeseler Bulut zaten evi satmayı kabul etmezdi. Hepsi Bulut'u çok seviyordu. Kimse gözyaşlarını tutamadı. Sadece 1 ay içinde neler olmuştu bu evde böyle. Oysa her şey ne kadarda yolundaydı. Ama zaten hep böyle olmaz mı aslında hep sırlar, sorunlar, sıkıntılar vardır. Biz hiçbir şey yokmuş gibi yaparız. Her şey mükemmelmiş gibi. Eğer her şey yolundaysa hiçbir sıkıntı yoksa, o zaman kesin çok sıkıntı var demektir. İr devir kapandı. Kucağında Yıldız, sırtında küçük bir çanta anılarına, çocukluğuna, ailesine veda ediyordu. En son telefonunu unuttuğunu fark etti. Ve odasına döndüğünde yerde küçük bir battaniye gözüne çarptı. Bu Utku gece onlarda kaldığında üzerine örttüğü o küçük battaniyeydi. Uzun süredir kayıptı. Bulut hizmetlilerden birini çağırdı.
- Sevim abla bu battaniye nereden çıktı?
- Odanı toplarken yatağının altında buldum.
- Tamam, abla çok sağ ol. Sen gidebilirsin.
Bulut gözünden yanağına doğru inen gözyaşına hakim olamadı. Kimse görmeden sildi hemen elinin tersiyle. Battaniyeye Yıldız'ı sardı. Şimdi Utku da onunlaydı. Tam kapıyı açmıştı ki karşısında hiç beklenmedik biri çıkıverdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BULUTKU (Kitap Oluyor)1( YILDIZLARIN DANSI)
Chick-LitBulutku macerası başlıyor hazır mısınız? Utku sıradan olduğunu düşünüyordu ve bu sıradan hayatı kabullenmişti, aşık olmak hiç hesabında yoktu. Aşk ve gerçekler hep böyle midir? Aşk bize gerçeklerle, gerçekleriyle mi gelir? Hayatımızdaki perdeleri ka...