Taksi biraz pahalı tutmuştu. Maaşı neredeyse bitti bitecekti. En kısa sürede gece çalışabileceği bir iş bulmalıydı. Gerçi buna bedeni dayanır mıydı bilmiyordu. Ama doğru yolda olana Allah yardım ederdi. Adrese vardığında karşısına 5 katlı eski bir apartman çıktı. Ev arkadaşları 2. Katta idi. Zile basarken çekindi biraz ama kimsenin telefon numarası yoktu ki arasın.
1-2 dakika sonra kapıyı siyah, kıvırcık saçlı, gözlüklü olan açtı. Uykulu uykulu.
- Sen kimsin ya? Dedi. Bulut:
- Ben Bulut. Hani okulda konuşmuştuk. 4. Ev arkadaşınız.
- Hee hatırladım. Sen gelmeyince biz vaz geçtin sandık.
- Başka birini mi buldunuz?
- Hayır ya, gelsene içeri. Herkes uyuyor.
Bulut ayakkabılarını çıkardı ve girdi içeri. Ev 1 oda ve salondan oluşuyordu. Küçük bir mutfak ve tuvalet banyo vardı. 2 kişi odada 1 kişi de salonda uyuyordu. Maddi imkansızlıktan evde sadece temel ihtiyaçlar vardı. Yatak, çekyat, gardırop... Mutfakta eskide olsa makineler ve buzdolabı vardı.
- Bulut şu an herkes uyuyor. Sen benimle salonda yatacaksın. Yanımdaki çekyatta. Sabah evi gezersin. Bizimkilerle de tanışırsın.
Bulut için yatağı açtı ve nevresim serdi. Bulut banyoda üzerini değiştikten sonra Yıldız ile hemen uyuyakaldılar. Tüm gün yorulmuştu ve bedeni uykuya yenik düşmüştü. Sabah olduğunda gözünü açtı ve yan koltukta ona bakan 3 çift göz buldu. İrkilerek yerinden kalktı.
- Kusura bakma Bulut. Uyanmanı bekliyorduk da.
- Yok önemli değil.
- Dersimiz var. Hemen şu kuralları konuşalım olur mu?
- Olur.
Dedikten sonra Bulut önce ikisiyle tanıştı, sora evi gezdiler. Evin anahtarını verdiler. Kurallar konuşuldu. Para konuşuldu ve sonunda anlaştılar. Bulut'un bugün dersi yoktu. Önce Johnny'e uğradı. Bisiklet ile Yıldız'ı mağazaya bıraktıktan sonra şehirde dolaşmaya başladı. Akşama kadar gezindi fakat hiçbir şey bulamadı. Tam ümidini yitirmiş Yıldız'ı almaya mağazaya dönüyordu ki bir adamın telefon konuşmasını duydu.
Adam bir hamburger dükkanı işletiyordu ve bu dükkan gece 12'ye kadar açıktı. Fakat dükkanda çalışanlar gece ve gündüz olarak 2'ye ayrılıyordu. Sabah 7'den akşam 5'e kadar 4 eleman çalışıyordu. 5'ten 12'ye kadar da 4 eleman. Fakat 1 eleman istifa etmişti ve idare edemediğini gece çalışacak eleman bulamadığını anlatıyordu karşısındaki kişiye. Çok çaresiz ve üzgündü. Bulut hemen bisikletini demire kilitledi ve telefonu kapatmış bankta çaresizce düşünen adamın yanına gitti.
- Merhaba beyefendi.
- Merhaba.
- Ben konuşmanıza kulak misafiri oldum ve size yardım edebilirim.
- Nasıl?
- Ben üniversitede okuduğum için eski işimden ayrılmak zorunda kaldım. Gece çalışabileceğim bir iş arıyordum ki sizi duydum. Benim 5'ten sonra sadece bir dersim var. Haftada 3 kez. Ama ona da girmesem de oluyor. Seçmeli zaten.
- Yani benimle çalışabilirsin. Bunu mu söylüyorsun?
- Evet efendim.
- Çok büyük bir dertten kurtardın beni çocuk. Dükkanım 2 sokak arkada. Sen bana numaranı ver. Bende sana vereyim. Bilgilerini falan yollarsın. Ben kaydını yaparım. Yarın gelip başlarsın.
- Çok mutlu olurum.
- Ücreti seni mutlu etmeyebilir. 2000.
- Hayır benim için çok iyi.
- Tamam o zaman. Unutmadan şu 500'ü al. Avansın.
- Çok teşekkür ederim.
Bulut bisikletine atladığı gibi önce Yıldız'ı aldı. Sonra Johnny'nin yanına gitti. Ve ona bir 100'lük verdi. Johnny kabul etmese de Bulut çok ısrar edince mecbur kaldı ve aldı. Bulut daha sonra eve geçti ve vermesi gereken miktarının bir kısmını arkadaşlarına verdi. Artık içi büyük oranda rahattı. Çünkü her şey yoluna girmeye başlıyordu.
💫💫💫
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BULUTKU (Kitap Oluyor)1( YILDIZLARIN DANSI)
ChickLitBulutku macerası başlıyor hazır mısınız? Utku sıradan olduğunu düşünüyordu ve bu sıradan hayatı kabullenmişti, aşık olmak hiç hesabında yoktu. Aşk ve gerçekler hep böyle midir? Aşk bize gerçeklerle, gerçekleriyle mi gelir? Hayatımızdaki perdeleri ka...