1 yıl geçmişti aradan. Kocaman 1 yıl. Utku ile çok mutlular ve Bulut ona evlenme teklifi etmek istiyordu. Çünkü artık her şey yoluna girmişti. Utku da onunla birlikteydi. İşleri birlikte yürütüyorlardı. 1 yıldır kaybettikleri yılların acısını çıkarmışlardı. Gezebildikleri her yeri gezmişlerdi. Her zaman bir arada ve mutlu olmuşlardı. Artık evlenmenin tam zamanıydı.
Ulut bunu bir ormanda yapmak istiyordu. Bunun için harika bir yer bulmuştu. Sabah gidip arkadaşlarının da yardımıyla yeri hazırladılar. Ortaya çok güzel bir masa, etrafa rengarenk balonlar, süsler, ışıklar, çiçekler astılar. Bir tane kemancı ayarlamışlardı. Bulut Utku'ya yeni kitabının kapağına onu koymak istediğini, ve bunun için çekim yapacaklarını onun için hazırladığı kıyafetleri giyip vereceği adrese gelmesini söyledi. Utku dediğini yaptı. Ve taksiye binerek adrese geldi. Neredeyse akşam olmuştu.
Bulut onun takside indiğini görünce gözlerine inanamadı. Bu giysiler bir insana ancak bu kadar yakışırdı. Utku'nun üzerinde kırmızı, boynundan 2 askı ile arkadan çapraz bağlanmış, belden büzmeli alttan kabarık dizine kadar olan kırmızı bir elbise vardı. Kabarık yerinde ise uzun beyaz şeritler sayesinde pileli gibi gözüküyordu. Ayağında ise beyaz kalın topuklu bilekten çapraz bağlı bir ayakkabı vardı. Saçları açık ve kıvırcık idi. Harika bir makyaj ve küçük bir inci kolye ile adeta peri kızı gibi görünüyordu. Bulut hemen yanına gitti ve:
- Hoş geldin hayatım. Çekim yeri az ileride.
- Hoş buldum da Bulut. Bu biraz iddialı olmadı mı?
- Hayır, sana az bile.
Onun elinden tuttu ve ağaç yapraklarıyla örtülmüş yerin nüne getirdi.
- Hayır sana az bile.
Diyerek onun elinden tuttu ve ağaç yapraklarıyla örtülmüş yerin önüne getirdi.
- Canım, gözlerini kapatır mısın?
- Neden ki?
- Lütfen.
- Tamam.
Utku gözlerini kapadı. Bulut yaprakları aralayarak elinden tuttu onu içeri götürdü. Daha sonra ortadan kayboldu. Utku gözlerini açtığında şaşkınlıktan neredeyse bayılıyordu. Her şey mükemmel görünüyordu. Mum ışıkları yanan masanın yanında duran kemancı hoş bir ezgi ile çalmaya başladı. O sırada Bulut ağaçların arasından elinde açık bir yüzük kutusuyla çıkıverdi ve dizlerinin üstüne çıktı.
- Benimle evlenir misin canım?
Utku gözyaşlarının arasında evet dedi. Ve Bulut'a sarıldı. Bulut onu döndürdü. Adeta kırmızı bir şemsiyeyi andırıyordu Utku. Daha sonra parmağını uzattı ve yüzüğü taktı Bulut. Keşke her şey gerçekten böyle olabilseydi.
''Doktor bey, doktor bey... Koşun lütfen. Hasta yüzük parmağını oynattı. Galiba komadan çıkıyor....''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BULUTKU (Kitap Oluyor)1( YILDIZLARIN DANSI)
Chick-LitBulutku macerası başlıyor hazır mısınız? Utku sıradan olduğunu düşünüyordu ve bu sıradan hayatı kabullenmişti, aşık olmak hiç hesabında yoktu. Aşk ve gerçekler hep böyle midir? Aşk bize gerçeklerle, gerçekleriyle mi gelir? Hayatımızdaki perdeleri ka...