29.Bölüm

22 7 11
                                    

Sahil güvenlik hemen onları kıyıya çıkardı. Bulut onlara teslim ederek çiftliğin adresini verdi. Sahil güvenlik ikisini de Bulut'un ilesine teslim etti. Bulut şimdilik ailesine detaylı bir açıklama yapmamıştı.

- Baba, bizim hemen Utku'nun evine gitmemiz lazım. Siz eve dönün, ben size her şeyi anlatacağım gelince.

Babası başta izin vermeyecekti âmâ Bulut ona durumu sakin bir yere geçip anlatınca babası kabul etti. Bu adam Utku'nun Ali'nin kızı olduğunu bilmiyordu. Eğer bilseydi Bulut'un onunla olmasına asla izin vermezdi. Ah bu nazik, görgülü, iyi iş adamı görünümlü adam... Kimse onun en karanlık ve gizemli tarafını bilmiyordu ve bilmek de istemezdi. Bulut Utku ile hemen cipe atladı. Devamlı Utku'yu sakinleştirmeye, annesinin iyi olduğuna ikna etmeye çalışıyordu. Bir yandan da eğer tahmin ettiği gibi annesi öldüyse Utku'yu nasıl sakinleştireceğini ve onu nasıl toparlayacağını düşünüyordu.

Utku ise hiç konuşmadan camdan boş boş yola bakıyordu. Aklına dünyanın n kötü düşünceleri de gelse o yine iyi düşünmeye çalışıyordu. Annesi belki bayılmıştır ya da eve hırsız girmiştir. Bunlar iyi düşünceler değillerdi ama şüphe yok en kötüden iyilerdi yine de. Ölümden. Caddeden geçerken sokak lambalarına baktı. Bazıları yanıp bazıları sönüyordu. Hayatını da buna benzetti. Tam ileride bir ışık görüp ona doğru yürüyordu. Ama kimisi o daha varamadan sönüyordu. Bulut geldiğinde duymazdan geldi. Gelmek istemiyordu daha yol uzamalıydı ve o iyi şeyler düşünerek en kötüden kaçmalıydı. Hazır değildi yüzleşmeye, hemde hiç...

Nasıl tepki vermeli, ne yapmalı bilmiyordu. Bulut ona bir kez daha seslenince kaçacak yer olmadığını anladı. Ve teslim olarak cevap verdi.

- Sahiden geldik mi?

Bulut onu anlamıştı. Ama içini rahatlatacak bir şeyler bulamıyordu. Gerçek içerideydi. Kaçamazlardı. Yüzleşmek ne kadar acıtsa da gerekliydi. Utku'nun elini tutu ve.

- Ben yanındayım sakın korkma. Şimdi el ele yürüyoruz eve tamam mı?

Utku sadece başını sallayıp ona tamam diyerek indi arabadan. Bir ara babasının ölümü canlandı gözünde. Bu ev, bu mahalle şimdi de annesini mi alacaktı ondan. 2 yıl geçmişti daha babasını toprağa gömeli. Şimdi yanına annesini de koyacaktı. Onlara veda ederek hayatına devam mı edecekti? Ailemiz, sahip olduğumuz her şeyi bize nasip eden Rabbimizdir. Her şeyin sahibi O'dur. Veren de alan da O'dur. Ölüm O'nun emrindedir. Maalesef ki yapacağımız hiçbir şey yoktur. Kaderimize rıza göstererek kaybettiğimiz herkesin , her şeyin acısını da O'na güvenip dayanmak... bizim asıl ailemiz, dostumuz, sırdaşımız O'dur. Diğer herkes ölümlüdür ve her şeyin bir sonu vardır. Şu dünyaya, nimetlerine ne kadar bağlanırsak, kaybettiğimizde de o kadar acı çekeriz. Oysa hiçbir şeyin sahibi biz değiliz. Bedenimiz bile bize emanet verilmişken ne çok sahipleniyoruz her şeyi. Verenin Allah olduğunu, isterse alabileceğini unutuyoruz. Oysa sadece şükrünü yapmalı nimetlerin, paylaşmalı... Paylaşmalı ki Rabbimin bize verirken ki amacını yerine getirelim. Utku bunları hatırladı ve merdivenlerden ağır ağır çıkmaya başladı. Her bir adımda acı gerçeğe daha çok yaklaşıyordu. Ve son merdiven... Zile basmaya hazırlanıyordu ki ambulans ve polis sireni sesi duydular. Bir ekip otosundan 2 polis inerek onlara doğru geldi. Ambulanstan ise bir sedye indirildi. Polislerden biri.

- Siz kimsiniz? Utku:

- Eni bir adam aradı. Annem bu evdeydi. Bana acil gelmemi söyledi. Bende geldim.

- Evet, bu ölüm ihbarını yapan adam olmalı. Dedi polis diğer memura.

...... ölüm ihbarı.......

Utku'nun zihninde yankılanıp durdu bu cümle ve her şey karardı. Yine bir kapı önünde Bulut'un kollarında yere yığılmıştı...

BULUTKU (Kitap Oluyor)1( YILDIZLARIN DANSI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin