57.Bölüm: "Kalpteki İzler"

4.4K 323 290
                                    

Emre Aydın- Beni Vurup Yerde Bırakma
Şebnem Ferah- Can Kırıkları

Emre Aydın- Beni Vurup Yerde Bırakma Şebnem Ferah- Can Kırıkları

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

57.Bölüm: "Kalpteki İzler"

Allah'ın sevgili kuluymuşum ki onun gibi birinin kalbini kalbime nasip etmiş. Şükürler olsun ki kalbimin en güzel nasibi güzel kalbinmiş.

Size nacizane bir tavsiye vereyim mi? Şöyle ufak bir Didem tavsiyesi... Çok mu kötü şeyler yaşadınız, ruhunuz yaralarla mı dolu, çok mu acı çekiyorsunuz? O halde o anıları size unutturan iyi şeyler de yaşamışsınızdır mutlaka. Kelebek ömürlü olsa da ufak tefek mutluluklar, sadece bir avuç dolusu gülücükler toplamışsınızdır ömür kumbaranızda. Onları düşünün. Kötü anıları iyi anılarla öldürün ki ruhunuz yaşamaya, kalbiniz atmaya devam etsin. Ancak bu şekilde yaşadığınızı hissedersiniz zira öbür türlü sadece yaşarsınız, hissetmezsiniz.

Ben mesela tam da şu an bunu yapıyorum. İyi, mutlu anlarımı düşünüp ruhuma nefes aldırırken kalbimi sevindiriyorum. Yaşadığımı hissediyorum.

Şu an kantindeydim. Vakit sabahtı. Saat dokuza beş vardı ve ben 09.45'te final sınavına girecektim. Biraz erken gelmiştim ki amacım da erken gelip konuları tekrar etmekti. Öyle de yapmıştım. Yaklaşık on dakika önce de bitirmiştim çalışmamı.

Kalbim göğüs kafesimin içinde tatlı gülücükler saçarken ruhuma, ruhumda dudaklarıma taşırıyordu o gülüşleri. Dudaklarıma yayılmış sersem bir gülüşle önümdeki deftere on dördüncü Eymen adını yazıyordum. Liseden beri değişmez huyum olmuştu sevdiceğimin adını defterlere yazmak. Kalbime yazdığım o güzel ismi defterle buluşturup bembeyaz sayfayı rengarenk süslüyordum. Sadece onun adını yazıyordum. Sadece tek bir isimle çokça çiçek çiziyordum o deftere. Masmavi umut dolu çiçekler...

Dudaklarımdaki iflah olmaz sersem gülüş hükmünü sürdürürken kafamı hafifçe yana yatırıp on beşinci Eymen'i yazarken beyaz sayfada silik bir gölge oluştuğunu fark ettim. Oturduğum kantin masasının başına birinin tünediğini hissettim ki o biri Naz'dı. Parfümünden tanımıştım onu. İstifimi bozmadan o güzel ismi yazmaya devam ettim.

"Sarı şeker şu sol üst köşedeki Eymen yazısına pek özenmemiş gibisin. Hayır, diğer yazdıklarının yanında ayıp etmişsin yavrucağa. Küser valla sonra."

Naz tepemde alaylı bir ses tonuyla konuştuğunda kafamı kaldırıp ona baktım düz bir ifadeyle. "Tepemde dikilip durma Naz," dedim söylediklerini pas geçerek. "Gölge ediyorsun."

Saçlarını havalı bir şekilde savurduktan sonra masanın solundaki sandalyeye doğru yürüdü. "Gölge etme başka ihsan istemez mi diyorsun sarı şeker," dedi sandalyeyi kendisine doğru çekerken.

Kafamı onun olduğu tarafa çevirdim bu sefer. "Otur artık diyorum Naz," dedim bıkkın bıkkın ona bakarken.

"Ay doğru söylüyorsun, oturayım zira yoruldum," dedi benim pişkin arkadaşım. "Koskoca kampüs yolunu yürümek kolay mı anacım?! Bitmeyen kampüs yolu yapmışlar."

BENİM İÇİN YAŞA (FİNAL OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin