50.Bölüm: "Özür Dilerim..."

6.3K 428 454
                                    

Sezen Aksu- Kurşuni renkler...

50. Bölüm: "Özür Dilerim..."

Kalbimin içinde atan kalp üzülmesin diye gülümsemeye boyuyorum dudaklarımın rengini.

Kalbim acının rengine boyanmasın diye kalbimin içindeki kalbim gökkuşağına boyuyor kalbimi...

Bir kalp daha ne kadar acı sığdırır içine? Bir kalp daha ne kadar acıya dayanır söylesenize? Şu an kalbimi açıp bakabilseydim şayet acının onu hangi renge boyadığını görmek isterdim. Siyah değildir değil mi o kalp? O kadar acıya rağmen matem rengine boyanmamıştır zira buna içinde atan aşık olduğum kalp izin vermez ki vermedi de. Ben ne zaman ağlasam, ne zaman üzülsem, gözlerimden kalbime ne zaman yağmurlar yağsa kalbimin içindeki kalbin sahibi bir gülümsemesiyle kalbimin içine gökkuşağı açtırıyor. İşte sırf bu yüzden kalbim onca acıya rağmen hala siyaha boyanmadı, boyanmayacak da.

Kalbim hergün siyaha değil aşka boyanıyor benim.

Çok değil tam beş gün önce ruhumu parça parça döken bir gerçeği öğrenmiştim sevdiğim adamın ta kendisinden. Yıkılmıştım ama o adam beni güçlü, heybetli duruşuyla tekrar ayağa kaldırmıştı, dökülen ruhumu parça parça geri toplamıştı.

Eymen'in o gün bana o gerçeği söylerken içinde kasırgalar kopmuştu ama dışında yaprak kımıldamamıştı. Çünkü yıkılacağımı biliyordu. Beni ayağa kaldırmak için kendisinin güçlü durmak zorunda olduğunu biliyordu.

Canım, canımın içi, bitanem benim... O gün içi kan ağlasa da beni iyi hissettirmek için, gülümsetmek için nasıl da çırpınmıştı. Beni ayakta tutmak için o da dik durmaya çabalamıştı ve çok da güzel başarmıştı.

Hala umudunun, inancının olduğunu söylemesi bana dünyaları vermişti. Şimdi ben bu adama rağmen acıma yenilip yıkılsam onca emeğimizi çöp etmiş olmaz mıydım? Hayır, bunu yapmayacaktım. Onun karşısında daha güçlü bir kadın olacaktım. Asla karşısında ağlamayacaktım. Hatta onun karşısında ağlayacak olanları da ağlatmayacaktım. Çünkü onun bize daha çok ihtiyacı var şimdi. Onun bana her zamankinden daha çok ihtiyacı var. Onun moral kaynağı ben olacaktım bu zor süreçte.

Saçlarımı kuruttuğum el havlusunu sandalyemin sırtına attıktan sonra komodine doğru ilerledim. Hafifçe eğilerek telefonumu aldım ve yatağa doğru adımladım. Yatağa çıkıp oturma pozisyonu alırken sırtımı yatağın başlığına dayadım. Telefonun ekran kilidini açtıktan sonra gözlerimi kıstım zira sadece gece lambasının açık olduğu loş odamda telefonun ekranından yansıyan ışık fazla gelmiş gözümü almıştı. Ekran parlaklığını düşürdüm ve sosyal medya hesaplarımdan ve WhatsApp'tan gelen birkaç bildirimi es geçip Eymen'in sohbet sayfasına girdim.

Sevdiceğime mesaj atacaktım. Hastaneden geleli iki saat olmuştu ama onu çok özlemiştim. Üstelik yarın zorlu bir süreç başlıyordu bizim için. Ona kendini bir saniye olsun yalnız hissettirmek ondan çok benim ruhuma zarardı. Ama asla yalnız değildi ki olamazdı da ben varken. Şu an fiziken yanında değilsem bile ruhum, kalbim onunlaydı, bunu o da çok iyi biliyordu, en güzeli hissediyordu. Hissediyordur değil mi?

Derin bir iç çekerek parmaklarımı klavye üzerinde gezintiye çıkardım.

Didem: Hissediyorsun değil mi sevgilim?

Mesajı yazıp gönderdikten sonra bir saniye olsun gözümü ekrandan ayırmadım ve cevap gelmesini bekledim. Saat şu an 23:26'ydı ve Eymen'in neti açıktı zira mesajım çift tikti. Demek ki henüz uyumamıştı. Birkaç saniye daha bekledikten sonra o çift tik mavi oldu ve üstte yazıyor yazısı belirdi.

BENİM İÇİN YAŞA (FİNAL OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin