6.Bölüm: "Yeniden Tanışalım"
Çok büyük beklentilerim yok hayattan
İçimi dolduracak küçük mutluluklarım olsun yeterSarı papatya
Düşündükçe delirecek gibi oluyordum. Zihnimde sadece bu iki kelime yankılanırken kalbim göğüs duvarımı parçalayıp dışarı çıkacak gibi hissediyordum. O odadan nasıl çıkmış, nasıl evime gelmiştim hatırlamıyordum.
Bana sarı papatya demişti değil mi? Hayır, bana dememişti çünkü elimdeki papatyaya bakıyordu onu söylerken. Bu durumda bana demiş olmuyordu. Bana deseydi yüzüme bakıp söylerdi hem. Elimde sarı papatya olduğu için öyle dedi. Sarı papatyaya sarı papatya dedi anlatabiliyor muyum? Sarı papatyaya kırmızı gül diyecek hâli yoktu ya değil mi? Evet evet bana dememişti.
Ah! Sanırım kafayı yiyorum. İki kelime söyledi diye ben böyleysem bana aşık olsa kalp krizi geçirirdim sanırım.
Yatağımda bağdaş kurmuş zihnimde dolanan, damarlarımda gezinen bu iki kelimenin verdiği mutlulukla kafayı bulmamak için verdiğim üstün çaba ile daha fazla dayanamayıp yataktan indim ve odada volta atmaya başladım.
İçim içime sığmıyordu.
Çünkü içime tıka basa onu doldurmuştum. İçimde içime yer kalmamıştı bu yüzden.'Yok bu böyle olmayacak' diyerek odadan çıktım ve abimin odasına doğru ilerlemeye başladım. Onunla konuşmak kafamın dağılmasına yardımcı olabilirdi. Yoksa ben heyecandan mefta olabilirdim.
Abimin kapısına tıklatıp beklemeye başladım. Çok geçmeden gir komutunu alınca içeri girdim.
Abim yatağında oturur pozisyonda ayaklarını uzatmış bir vaziyette dizlerinin üstündeki laptopla ilgilenirken bana bir bakış atıp tekrar ekrana baktı.
"Otursana fıstık. İşim biter şimdi."
Abimin dediğini yapıp yatağına oturdum ve belimi duvara yasladım. Sanırım heyecanım biraz yatışmıştı.
Abim bilgisayarla olan işini bitirip onu başucundaki komidine koyup yerinde hafifçe toparlandı.
Saçlarımın uçlarıyla oynamayı bırakıp onları geriye atarken "Eee abi... naber? Nasıl gidiyor?" Diye sordum.
İşaret parmağını şakağına götürüp orayı kaşıdı. "Her şey yolunda abicim. Senden naber asıl? Gittin mi yine bugün hastaneye?"
Sırtımı duvardan ayırıp ayaklarımı da kendime çekerek bağdaş kurdum. "Gittim." Dedim biraz buruk bir sesle. Çünkü aklıma Mert misafir olmuştu. Onun, o küçük bedenine giren sinsi ve kötü hastalığına rağmen bıcır bıcır halleri beni epey etkilemişti. Küçük adamımın verdiği papatyayı defterimin arasına özenli bir şekilde koymuştum.
Abim bana sorgulayan gözlerle bakarken içimdeki burukluğu gülümsememe gizledim. "Biliyor musun abi? Bugün hastanenin bahçesinde otururken beş yaşlarında bir çocuk yanıma gelip bana sarı bir papatya verdi. Yanıma oturdu ve çok güzel sohbet ettik. O kadar tatlıydı ki yanaklarını ısırmamak için kendimi zor tuttum." Daha sonra kafamı üzgün bir surat ifadesiyle eğdim. "O yaşta parklarda, bahçelerde koşturup oynayacağı yerde o küçük bedeni ve minik kalbiyle çok kötü bir düşmanla, kanserle mücadele ediyor." Kafamı kaldırıp abime baktım tekrar. "Hayat sence de çok adaletsiz değil mi abi?" Dedim titreyen sesimle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM İÇİN YAŞA (FİNAL OLDU)
Teen FictionFİNAL OLDU!!!! Umuda sarılmış kalplerin hikayesi... Karanlık bir yolda el ele ışığa doğru yürümenin, umudun hikayesi... Yaralı genç bir kızın avucundaki yıldızlarla karanlıkta kalmış sevdiği adamın kalbini aydınlatmaya çalışmasının hikayesi... Bir...