Kalbe şiir yazmışlar, adına aşk demişler...
Evi bildiği yetimhanenin koridorlarında boş boş yürürken nereye yürüdüğünü kendisi de bilmiyordu. Elleri yırtık pantolonunun cebinde yetimhanenin bahçeye açılan dış kapısına yürürken bakışları boyası yer yer dökülmüş duvarlarda gezindi ve güldü. Niye güldü kendisi de bilmiyordu. Belki de hayata olan isyanını böyle gösteriyordu 11 yaşındaki Oğuzhan. Daha 11 yaşındaydı ve kalbini daraltan, bazense kalbini nefessiz bırakan kimsesizlik denen acıyla erken yaşta tanışmıştı zira annesini ve babasını hiç tanımamıştı.
Kendisini bildi bileli kimsesizdi. Kendisini bildi bileli kalbi de kimsesizdi çünkü onun kalbini sevgiyle dolduran kimse olmamıştı.
Sevgisizliğe mahkum edilmiş bir kalp yetim bir kalpti ama Oğuzhan bir çift mavi gözde hiç bilmediği evinin yolunu bulacaktı. O mavi gözler onun evi, hiç tatmadığı sıcak yuvası olacaktı. İki kimsesiz kalp birbirlerinin kalplerinde atmaya başladıkları an yetimliklerini unutacaklardı.
"Ya versene bebeğimi ya..."
Küçük Oğuzhan duyduğu tiz sesle adımlarını yavaşlatarak duraksadı ve sesin nerden geldiğini anlamak için dikkat kesildi.
"Ver diyorum bebeğimi..."
Kulaklarına dolan ikinci cümle ile sesin yemekhaneden geldiğini anladı ve bahçeye çıkmaktan vazgeçip koridorun karşısındaki yemekhaneye ilerlemeye başladı. Aceleci adımları kendisini yemekhaneye ulaştırırken önce etrafı kısaca göz taramasından geçirdi ve gözleri duvara yanaştırılmış sekizli masanın olduğu kısma çarptı.
Oğuzhan küçük topluluğa iyice yaklaştığında gördüğü manzarayla ufaktan sinirlenmeye başladı zira yetimhanenin uslanmaz çocuğu olan Osman yine biriyle uğraşıyordu.
Osman öfkeli bir çocuktu. Oğuzhan hayata olan isyanını gülerek dile getiriyordu, Osman ise içindeki öfkeyi dışarıya kusarak. Yetimhanedeki çocuklar birbirinden çok farklıydı işte, tek ortak noktaları kimsesiz oluşlarıydı.
"Osman, kızın bebeğini ver."
Osman duyduğu sert emirle bakışlarını karşısında bebeğini almak için zıplayan ama boyu kendisinden kısa olduğu için bir türlü hedefine ulaşamayan masum ve ürkek kızdan çekerek bir kahraman edasında karşısına dikilen Oğuzhan'a çevirdi.
"Sen bu işe karışma," dedi Osman tıslayarak.
Oğuzhan kendisine çevrilen ürkek ve masum mavi gözlere kısa bir bakış attıktan sonra tekrar Osman'a odaklandı lakin küçük kalbi o bakışlara takılı kalmıştı zira o güzel gözlere ilk defa bu kadar yakından bakıyordu. Üstelik o güzel gözlerin sahibi de ona öyle içten bakıyordu ki, küçük çocuk o an anlamıştı, bu kız onun hayatı olacaktı. Kimsesizliğinin kimsesi olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM İÇİN YAŞA (FİNAL OLDU)
Teen FictionFİNAL OLDU!!!! Umuda sarılmış kalplerin hikayesi... Karanlık bir yolda el ele ışığa doğru yürümenin, umudun hikayesi... Yaralı genç bir kızın avucundaki yıldızlarla karanlıkta kalmış sevdiği adamın kalbini aydınlatmaya çalışmasının hikayesi... Bir...