16.Bölüm: "Ve Didem'le"

10.5K 823 464
                                    

16

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

16.Bölüm: "Ve Didem'le"

Şefkatli kollarının arasına girdiğimde gurbetten gelip de evimin eşiğinden içeri girmiş gibi hissettim. İçim huzura gebe kalırken umudumun üstündeki ceset kokusu arınmış üzerine bahar kokuları sinmişti.

Avcumuzun içinde tutmaya çalıştığımız su gibidir zaman. Tuttuğumuz demiyorum, tutmaya çalıştığımız diyorum çünkü avcumuzun içindeki suyu tutamadığımız gibi zamanı da tutamıyoruz. Zaman tıpkı avcumuzdan akıp giden su gibi akıp gidiyor ve aynı zaman akıp giderken bir şeyleri de götürüyor bizden.

Zaman benden değerlimi, Ayşegül'ümü alıp götürmüştü ama Eymen'i getirmişti. Sanırım zaman bana biraz merhametli davranmak istemişti.

Eymen...adı, varlığı güzel adamım...

Olmam gereken yerde, onun kollarının arasındaydım hâlâ. İçim buruk olsa da huzuru dibine kadar yaşıyordum. Her bir telinde çiçekler açıyordu sanki onun güzel elleri saçlarımın arasında gezinirken. Kollarım onun boynuna sarılı halde dururken, onun tek eli saçlarımın arasındaki keşfine devam ederken söylediği son söz geziniyordu zihnimin sokağında.

"Başımı şişirmek mi? Ah aptal sarışın... sen sabaha kadar konuş, sabaha kadar gözümü kırpmadan dinlerim seni ben."

İçimde bir lunapark vardı. Eymen güzel bir söz söyleyince o lunaparkın ışıkları yanıyordu tek tek. Işıl ışıl olan lunaparkımda çocuk kahkahaları yükseliyordu.

Eymen umutsuzluğu haykıran bir söz söylediğinde ise lunaparkımın ışıkları sönüyordu bir anda. Karanlık olurken her yer çocukların kahkahaları da susuyordu.

Şu an içim ışıl ışılken ve içimden çocuk kahkahaları yükselirken biz sessizdik.

"Sabaha kadar konuşan aptal bir sarışın bıktırmaz mı seni?" Diye sordum sessizliği kısık sesimle bozarken.

"Bıktırmaz." Dedi kısaca. Söz kısaydı ama bir bilseniz benim için ne kadar anlamlı.

Bir şey demedim. O da demedi ve sarılmamızı bir öksürük sesi böldü. Telaşla kollarımı Eymen'in boynundan çözdüm ve ondan iki adım uzaklaşarak yönümü sese doğru döndüğümde bize muzip bir şekilde bakan Sevda abla ile göz göze geldim. Geldiğim gibi de kaçırdım gözlerimi çünkü azıcık utanmıştım. Eymen'e baktım, sonra serum askısına daha sonra yatağın başlığına hatta kafamı çevirip pencereye bile baktım ama katiyen Sevda ablaya bakmadım.

"Gençler bölüyorum. İsterseniz ben çıkayım. Sonra geleyim."

Ha gayret Sevda abla. Az daha uğraşırsan yerin dibindeyim inşAllah.

Eymen bana baktı ve gözlerini tekrar Sevda abla ile buluşturdu. Ben de kafamı eğmiş babasından azar yerken halının desenini inceleyen yaramaz bir çocuk gibi yerin zeminini inceliyordum.

BENİM İÇİN YAŞA (FİNAL OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin