Ey insanlar!.
Sizi ve sizden evvelkileri
yaratmış olan rabbinize
kulluk ve ibâdet ediniz ki
takvâ sâhibi olasınız!
(Bakara Sure 21)
Ey bunu kavrayan, ey bunu anlayan insan!
Ey bütün bu modelleri şahsında toplayan insan cinsi!
Ey insanoğlu!
Rabbinize kulluk edin!
Zaten Kur'an'ın geliş gâyesi buydu.
Ne müttakiyi anlatmak, ne kâfiri ve ne de münafığı anlatmak değildi mesele. Mesele, bana beni anlatmaktı. Bir müslüman olarak benim Rabbime kulluğumu anlatmaktı. Rabbime kul olmam gerektiğini anlatmaktı.
Ama bu konuda önce kitabın kriter olduğunu ortaya koydu. Kulluk konusunda, iman konusunda kitabın elek olduğunu ortaya koydu. Bu kitap eleğinden geçen insanların kimilerinin bozuk düzen olduğunu anlattı. Bu kriterle kimilerinin beş para etmediği açığa çıktı.
Sanki sarrafın elindeki mihenk taşından geçenlerden kimilerinin bozuk ve boşluğu ortaya çıkıyordu ya, sanki kitap da böyle. Sanki kitap, insanların Allah'a giderken böyle uğramak zorunda oldukları mihenk taşıydı. Ondan geçerken insanların kimilerinin kulluklarının sahte olduğu açığa çıkıyor, kimilerinin de gerçek olduğu ortaya çıkıyordu.
Burada da Cenab-ı Hak önce muttakileri anlattı, sonra kâfirleri anlattı, sonra da bu ikisi arasında gel git halinde olanları anlattıktan sonra diyor ki:
"Ey insanlar!"
Çoğul bir kelime. Nâs; insanın çoğuludur. Hiç kimseyi ayırmadan Rabbimiz burada bir davette bulunuyor. Adem ve Havva'dan meydana gelen tüm insanlığa bir davetiye. İnsan çoğul bir kelime ama beni anlatıyor.
Seni anlatıyor.
Öyleyse bu kitabın muhatabı sensin.
Ey insan, sen Rabbine kul ol!
Rabbinize kul olun! Yâni boynunuzda taşıdığınız ipin ucunu
yalnız bana verin! diyor Allah.
Garip bir şey, aklımızın ermesi de gerekmiyor.
Acaba Allah niye hem böyle bizi kul olmaya müsait olarak boynumuzda bir iple yaratmış, hem de;
"Ey kullarım! Verin o ipin ucunu bana!" demiş?
Acaba böyle yapmasaydı da doğuştan kendisi alıverseydi olmaz mıydı o iplerimizin ucunu! Ya da melek gibi boynun-daki ipin ucunu başkalarına veremeyecek biçimde yaratsaydı olmaz mıydı yâni bizi?
Yoo! Öyle istememiş Rabbimiz. Murad-ı İlâhî öyle de-ğil.
Allah herkesi müslüman olmaya müsait yaratmış. Herkesi boynunda bir iple getirmiş dünyaya. İnsan boynundaki ipin ucunu Allah'a vermeyip kendi elinde de tutsa yine Allah'ın kuludur.
İnsan boynunda doğuştan getirdiği kulluk ipinin ucunu kendi elinde de tutsa veya toplumuna, çevresine, ailesine, ya da ateşe, yıldıza, veya şeytana, putlara, idarecilere de verse, yâni bunlara da tapınsa, tarih bize gösteriyor ki; insan mutlaka tapınmaya hazır yaratılmıştır.
Tapacaktır mecburen bir şeylere.
Evet aklımızın ermediği bir hikmeti sebebiyle bizi böyle iradeyle yaratıyor, ondan sonra diyor ki bakın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNDİRİLEN DİN Mİ ? UYDURULAN DİN Mİ ?[Tamamlandı]
SpiritualAkıl, Göz Gibi, Din Bilgileri de Işık Gibidir. Göz, Işık Olmadıkça, Karanlıkta Görmez. Göz, Karanlıkta Görmediği Şeylere, Yok Diyemez. Akıl da, Mânevîyatı, Fizik Ötesini Anlayamaz. Aklımızdan Faydalanmamız İçin Allahû Teâlâ, Din Işığını Gönderdi. Gö...