Hakîki İnsan Kimdir?

116 4 4
                                    

► Bir Zamanlar Büyük İslâm Şehirlerinden Biri Olan Bağdat'ta Saygıdeğer ve Meşhur Bir Din Âlimi Vardı. Adam İbâdet, Fâzilet ve Ahlâk Güzelliği Bakımından Herkesi Velî Olduğuna İnandıracak Derecede Üstünlük Göstermişti. İlim Sahasındaki Şöhret ve Derinliği Dilden Dile Destân Gibi Dolaşıyordu. Meşhur Âlimler, Sık Sık Ona Başvurarak, Hâlledemedikleri Meseleleri Ona Sorarlar ve Her Defasında da Doğru Cevaplar Alırlardı.

İslâm Âleminin Her Tarafından Yüreği İlim Aşkı ile Tutuşmuş Talebeler, Uzun ve Tehlikeli Yolculukları Göze Alarak Onun Önünde Diz Çökmeye Gelirlerdi. Talebelerine Eşsiz ve Derin İlmini Benzersiz Bir Sabır Göstererek Öğrettiği Gibi, Ahlâk ve Fâzilet Bakımından da Onlara Hareketleri ile Örnek Olmakta idi. Bu Yüzden Kendilerine Geniş İlmi ile Birlikte Melekleri Bile İmrendiren Ahlâkını Öğrettiği Talebeleri Ona Çok Derin Bir Saygı Beslerlerdi.

İlim ve İbâdetteki Üstünlüğüne Karşı Saygı Duyanlar Sadece Halktan Kimseler ve Talebeler Değildi. Şöhretini Duyan Devlet Büyükleri de Ona Hürmet Besliyor, Sohbetlerinden Faydalanmaya Can Atıyorlardı. Fakât O, Devlet Hizmetinde Çalışan Mevkî ve Rütbe Sahiplerine Yüz Vermez, Onlarla Münasebet Kurmaktan Hoşlanmadığını Her Fırsatta Belirtirdi.

Nitekim Zamanındaki Bütün Âlimlerin, Devlet Büyüklerinin İltifât ve Alâkalarına Mazhar Olmak İçin Can Atmalarına Karşılık Kimse Onun Bir Vali Konağına ya da Padişâh Sarayına Ayak Bastığını Ne Duymuş ve Ne de Görmüştü.

Fakât Sakin Köşesinde Talebelerine Ders Verip Kalan Vakitlerini de İbâdetle Geçirmek En Büyük Arzusu Olmasına Rağmen Günlerden Bir Gün Zamanın Hâlifesi Ona Bir Elçi Gönderdi. Meşhur Âlime Selâm Gönderen Hâlife, Onun Bağdat Kadılığını (Müftülük ve Hâkimlik Vâzifesini) Kabul Etmesini İstiyordu. Hâlifenin Ricası Tâbi ki Emir Demekti. Ama Dediğimiz Gibi, Evinin Köşesinde Sakin ve Gürültüsüz Bir Hayat Sürdürmek İsteyen, Hele Devlet Adamları ve Mevkîleri ile Alâkadar Olmaktan Şiddetle Nefret Eden Meşhur Âlim, Herkesin Sevinerek Kabul Edeceği Bu Teklifi Kesinlikle Reddettiğini Bildirdi.

Geriye Dönen Elçisinin Dilinden Reddedildiğini Öğrenen Hâlife Oldukça Kızdı. Âlime Bir Daha Elçi Göndererek Parlak Teklifini Ne Yüzden Reddettiğini Açıklamasını İstedi. Şöhretli Âlim, Hâlifenin İkinci Elçisine Şu Cevabı Verdi:

▬ "Hâlifeye Selâm ve Saygılarımı Ulaştırınız. Yüce Allah Onu Görünür Görünmez Bütün Afetlerinden Korusun. Nefsine ve Şeytana Uyarak Doğruluktan Sapmaması İçin Hidâyetini Ondan Esirgemesin!

Bana Bağdat Kadılığını Neden Kabul Etmediğimi Sormaktadır. Beni Böylesine Yüksek Bir Vâzifeye Lâyık Gördüğü İçin Önce Ona Teşekkür Ederim. Fakât Zamanımızda Devlet Adamlarının ve Rütbeli Şahısların Dinimizin Emrettiği Yoldan Saptıklarını, Allah'ın Buyrukları ile Peygamberimizin (s.a.v.) Hadîs-i Şeriflerini Bırakarak, Keyiflerine Göre Davrandıklarını Görüyor ve İşitiyorum. Siz Bütün Salâhiyet ve Gücünüzü Ortaya Koyarak Böylesine Kimselerle Mücadele Edebilir, Onların Köklerini Kazıyabilirsiniz.

Böyle Titizlik Gösterirseniz, Eğri Yoldan Gidenlere Herkesin Gönlüne Korku Salacak İbretli Bir Ceza Verseniz, Birçok Kötülüklerin Önü Alınır, Arkası Kesilirdi. Ama Böyle Bir Gâyret Göstermekte Olduğunuza Dair Herhângi Bir Sevindirici Haber Duymuş Değilim. Bu Yüzden Cereyân Etmekte Olan Kötü İşlere ve Dine Aykırı Hareketlere Katılmaya Vicdanım ve Îmânım Müsaâde Etmediği İçin Şerefli Teklifinizi Kabul Edemeyeceğim. Siz O Teklifi, Din ve Allah Korkusu Zayıf Olanlara Yöneltseniz Daha Yerinde Olur. Ben Kötülük ve Günâhlara Ortak Olarak, Mevkî Hırsı Uğruna Ahiret'imi Tehlikeye Koyamam. Size Son Söz Olarak Allah'tan Hidâyet ve Uyanıklık Dilerim..."

Elçi, Âlimin Bu Sözlerini Zamanın Hâlifesine Ulaştırdığı Zaman Hükümdar Öfkesinden Küplere Bindi. Âlim, Teklifini Reddetmek Küstâhlığını Gösterdikten Sonra Devlet İdaresinde Dine Aykırı Hareketler Olduğunu İleri Sürerek, Koca Hâlifeyi, Kötülük İşleyenleri Korumakla İthâm Etmeye, Arkasından da Nâsihatler Sıralamaya Hangi Kuvvetle Cesaret Edebiliyordu? Hayatı, İki Dudağının Arasından Çıkan Tek Cümleye Bağlı Olduğu Hâlde Hâlifeye Karşı Gelen Bu Küstâh Kimseye Haddini Bildirmek, Ona, Herkese İbret Olacak Bir Ceza Vermek Lâzımdır Diye Düşündü.

İNDİRİLEN DİN Mİ ? UYDURULAN DİN Mİ  ?[Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin