Bismillahirrahmanirrahim.
ŞİMDİ OKU... MEZARDA OKUYAMAZSIN...
Elhamdü lillahi rabbil alemin. Vel akibetü lil müttakin. Vela udvane illa alez zalimin.
Vessalatu vesselamu ala resülina muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmein.Ey istediğine istediğini veren
ve istediğinden istediğini alma kudretine sahip olan KADİRU KULLİŞEY,Yazmasaydım; delirecektim...
Okuyordum... Düşünüyordum... Sorular ardı ardına geliyor, şüpheler sarıyordu... Yaşanan her şeye anlam verme kaygısı artıyordu. Sözlenen sözlerin, büyük iddiaların, eylemlerin, düşlerin, sevinçlerin ve yenilgilerin. Her an biriken duygular, düşünceler... İnsanın kendini aşma çabası... Yazmaya başladığımda aklıma sıkışmış düğümlerin açıldığını, kalbime köklenmiş duyguların dışarıya doğru aktığını gördüm... Kalemle, klavye ile kâğıda dökülmüş her kelime deliliğe doğru giden yolda beni kendime getirdi.
Yazmasaydım; bilmeyecektim...
Akla yığılan kelimelerin yazarken nasıl da cüce kalışını derin bir hayretle seyrediyordum. Ne kadar az ve ne de çok eksik... Elde ettiğim bazen bana çok büyük görünürken, aslında ne kadar küçükmüş... Akıl bildikleriyle övünmeye kalkışınca yazılan her yazı birer "haddini bil" uyarısı veriyordu. Bir sürü eksik, birçoğu kaybolmuş anlamı yoktu. Var gözükenlerin ne de çabuk yok olduğunu... Uzun ince bir yolda, hiç durmadan gündüz gece gidilmesi gerektiğini bilmeyecektim. Kelimelerin sahibinin kelimeleri yanında insanın ne kadar da aciz kaldığını...
Yazmasaydım; tanışmayacaktım...
Yaşadığım ülkede, şehirde, ilçede... Yaşam alanına bir şekilde giren insanlar... Ama ne kadar... Beni ne kadar anlıyorlar... Biraz ötede; okulun kantininde, fakültenin bahçesinde, internetin sanal âleminde... Daha kimler varmış. Paylaşılmak için yazılanlar paylaşılıyordu... Her okunma bir tanışıklığı getiriyordu. Hiç konuşmadığın, paylaşmadığın bir insan ile hasbihal ediyordun. Tanıştıkça bazen hiç yokmuş gibi hisse kapıldığımız bir anda sizi dinleyen anlayan eleştiren, red eden birini buluveriyorsunuz. Yazdığınıza gelen her eleştiri düşünce dünyasında yeni bir pencere açacaktı.
Yazmasaydım; kaybolacaktım...
İnsan var edildi, aynı iradeden pay kaptı... Var etmek istedi; eşya, insan, tarih, hayat, devlet... Varlığının bilinmesini, yeryüzünde yürürken bir iz bırakmak... Konuşuyordu lakin sözler unutuluyor, değiştiriliyordu... Yazı imdada yetişmişti. Artık yazmaya başlamıştı... Yeryüzünde sözler uçmuyor, yazı ile birlikte dünya varlığına bir iz olarak kazınıyordu. Unutulmayacaktı artık, yazılmıştı...
Yazmasaydım; varolmayacaktım...
Var oluşa karar veren irade var olma iradesini de vermişti. Varlığı mümkün kılan bir eylem gerekiyordu. İrade beyanını mümkün kılan... Dildeki- kalpteki- akıldaki kelimeler yaratma iradesini ifadeye çalışıyordu. Kazıyınca onu bir zemine, zamansal uzamda varlık oluşmaya başlıyordu.
Yazmasaydım; teslimiyet ve isyanın gereğini yerine getirmeyecektim...
İnsanın varlığıyla anlam kazandığı bir düşüncesi, inancı, ideolojisi vardı. Bunların varlığı aynı zamanda bir şeylere karşı çıkmayı da zorunlu kılıyordu. Yani isyanı, itirazı, red edişi, eleştiriyi... Bu insanın dünyadaki varlığını mümkün kılıyordu. Teslimiyet ve isyan yükümlülüğünü yerine getirecek çaba, dert, gayret gerekiyordu. Yazarak inancıma- düşünceme teslimiyet diğer yandan algımın- anlayışımın gördüğü yanlışlıklara red- isyanı ifade edecektim.
Yazmasaydım; insanlaşamayacaktım...
Ve...
BAKARA:
267- Ey iman edenler! İnfakı gerek kazandıklarınızın, gerek sizin
için yerden çıkardıklarımızın temizlerinden yapın. Kendinizin göz
yummadan alıcısı olamıyacağınız fenasını vermeye yeltenmeyin.
Biliniz ki, Allah sadakalarınıza muhtaç değildir ve
hamde layıkolandır.
İSRA:
31- Bir de geçim korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, onlara da,
size de rızkı biz veririz. Şüphesiz ki onları öldürmek, çok büyük
bir suçtur.
32- Zinaya da yaklaşmayın, çünkü o pek çirkindir ve kötü bir yoldur.
HÜMEZE:
1-2- Mal toplayıp onu tekrar tekrar sayan, insanları arkadan
çekiştirip, kaş göz hareketleriyle alay edenlerin
(hümeze ve lümezenin) vay haline!
3- Malının, kendisini ebedi yaşatacağını sanır.
4- Hayır, andolsun ki, o hutame (cehennem)ye atılacaktır.
5- Hutame'nin ne olduğunu bilir misin?
6-7- O, kalplerin içine işleyecek, Allah'ın tutuşturulmuş bir ateşidir.
8-9- Cehennemlikler, dikilmiş direklere bağlı oldukları halde,
o ateşin kapıları üzerlerine kapatılacaktır.
FURKAN:
77- Deki;eğer duanız (namazınız) olmazsa, Rabb'im katında ne ehemmiyetiniz var?
EVET !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNDİRİLEN DİN Mİ ? UYDURULAN DİN Mİ ?[Tamamlandı]
SpiritualAkıl, Göz Gibi, Din Bilgileri de Işık Gibidir. Göz, Işık Olmadıkça, Karanlıkta Görmez. Göz, Karanlıkta Görmediği Şeylere, Yok Diyemez. Akıl da, Mânevîyatı, Fizik Ötesini Anlayamaz. Aklımızdan Faydalanmamız İçin Allahû Teâlâ, Din Işığını Gönderdi. Gö...