TARİKATLAR VE CEMAATLER NASIL OLUŞUR?

108 2 5
                                    

Saygı Değer Okuyucular !

Uzun olması sebebiyle okurken sıkılabilirsiniz.

Sabırla okumanızı öneririm.


Merkeziyetçilik


Cemaat yapılanmalarının en bariz özelliklerinin başında merkeziyetçilik özelliği gelir. Cemaat içinde liderle birlikte hiyerarşik olarak üst kademede yer alan birileri, cemaatteki tüm işleri merkezden yönetir, karar verir. Öyle ki bireylerin nasıl ve nerede yaşayacaklarına, ne iş yapacaklarına, ne yiyip ne içeceklerine, evliliklerine, boşanmalarına, gidecekleri okula, hangi eğitimi alacaklarına, ne okuyup ne okumayacaklarına, neyi, nasıl düşüneceklerine ve neleri de düşünmemeleri gerektiğine bu merkezi sistem içinde karar verilir. Hiyerarşik olarak bu kararlar alt kademelere kadar ulaştırılır. Kimse bu kararları sorgulamaz, "niçin?" diye sormaz ve hemen uygulamaya geçer. Aksi takdirde yaptırımlar devreye girer.


Cemaat içinde herkesin onadığı ve sorgulama gereği duymadığı ortak bir düşünme biçimi vardır. Buna "ortak kafa" da denilebilir. Harekete katılan bireylerin mantığı şöyle işler: "Eğer lider bunun doğru olduğunu söylüyor ve diğerleri de yapıyorsa, iyi bir şey olmalı." Cemaatlerde liderin ve hareketin normları, bireyinkilerle yer değiştirince "grup kafası" gelişir. Birey bu "ortak kafa"ya göre düşünmeye alışınca her şey buna göre makul veya akıl dışı olmaya başlar."Ortak aklın yönlendirici gücü bireylerin kendi iradelerini ortaya koymalarını ve gerçek taleblerinin/durumlarının ortaya çıkmasını engeller."


"Grup düşünmesi" denilen tutum, cemaat liderliğinden gelen karar ve uygulamalara karşı eleştiri geliştirmedeki çekingenliği ifade eder. Şer'î ya da aklî muhtevalı tenkitler luzumlu oldukları halde bir türlü dile dökülemezler. O zaman da çoğu kez gidişattan rahatsız cemaat mensublarında psikolojik onarım mekanizması devreye girer. Bu sayede üstten gelen kararların aleyhinde kanıtları görmezlikten gelme ya da ortaya çıkacak tahribatı önemsememe şeklinde bir tavır gelişir. "Bir hikmeti vardır" tarzı söylemler yaygınlık kazanır.



Tek Tipleşme


Bir cemaat üyesinin fedakâr ve sadık olabilmesinin yolu bireysel kimliğinden ve kendisine özgü farklılıklardan sıyrılmasından geçmektedir. İyi bir fedakârlık sağlam bir bağlılığı, sağlam bir bağlılık da bireysellikten sıyrılarak cemaat kimliği içinde erimeyi, kolektif yapıya karışmayı gerektirmektedir. Kişi kolektif bir kimlik içinde asimile olursa, kendini ve başkalarını bir birey olarak görmez. Kendini ve başkalarını cemaatine göre tanımlar.


Cemaatlerin içinde tek tip kimliğin ön plana çıkmasıyla, farklılıklar büyük ölçüde yok edilir. Artık kişilerin mutlulukları, mutsuzlukları, umutları, övüncü, güvenci, sevinçleri, hedefleri, yapabildikleri ve yapamadıkları kendi görüş ve yeteneklerinden değil, kolektif yapıdan kaynaklanır. Kişi artık kendisi değildir. Cemaatin çizdiği, şekillendirdiği bir tiptir. O kalıba girer. Bireyin kişisel ayrılık ve özellikleri tümüyle ortadan kaldırılır. Kişi tüm varlığını cemaatinin varlığına armağan eder. Cemaat menfaati kişisel menfaatlerinin önüne geçer. Tüm üyeler o kalıpla şekillenerek tek tipleşirler. Cemaat, insan üzerinde kurduğu egemenlik ve zorbalıkla kişiliğinin öne çıkmasını olanca gücüyle engeller.


Kolektif bir ortama uyum sağlaması için bir insanın, kişisel farklılıklarından sıyrılması, serbestçe ve bağımsız karar verme hakkından yoksun bırakılması gerekir. Doğal eğilimlerinin ve içgüdülerinin birçoğunu içinde tutmak zorunda bırakılır. Cemaat adamının mutluluğu ve dayanıklılığı, artık kendi kendisi olmayışından ileri gelir. Fakat onun bu mutluluğu ve dayanıklılığı kendisi ile kolektif topluluk arasındaki bağa bağlıdır. Kendisini sadece bu kolektif topluluğun bir parçası olarak hissettiği sürece yıkılmaz ve ölmez bir bireydir. Ancak kolektif topluma katılıp tek tipleşmiş birey artık seçme özgürlüğüne sahip değildir. Ya kolektif topluluğa yapışmalıdır ya da bir yaprak gibi düşüp solacaktır.

İNDİRİLEN DİN Mİ ? UYDURULAN DİN Mİ  ?[Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin