SON VE DE SONUÇ OLARAK

79 7 4
                                    

Aklın Almadığı Şeyleri Akılla Çözmeye Kalkışmak Çok Yanlıştır.

Akıl, Göz Gibi, Din Bilgileri de Işık Gibidir. Göz, Işık Olmadıkça, Karanlıkta Görmez. Göz, Karanlıkta Görmediği Şeylere, Yok Diyemez. Akıl da, Mânevîyatı, Fizik Ötesini Anlayamaz. Aklımızdan Faydalanmamız İçin Allahû Teâlâ, Din Işığını Gönderdi. Göz, Işık Olmadan Karanlıkta Cisimleri Göremediği Gibi, Din Bilgileri Olmadan da Akıl, Mânevî Şeyleri Anlayamaz. O Hâlde Akıl, Din Işığı ile Ancak Mânevî Şeyleri Anlayabilir.

Ölen Kimse Acı Duyar.

Amerika’daki Vahşilerin, Oklarının Uçlarına Sürdükleri, ‘Kürar’ İsmindeki Zehir, Sinirlerin Uçlarını Felce Uğratır. Adale Hareket Edemez. Ağrı Yapmadığından İnsan Zehirlendiğini Anlamaz. Elini, Ayağını Oynatamaz, Yere Yıkılır, Taş Gibi Kalır. Görür ve İşitir ise de, Gözünü Kırpamaz, Dilini Oynatıp Bağıramaz. Kabir Azâbı da Buna Benzetilebilir. Ölü, Acı Duyar Fakât Kıpırdayamaz.

İnsan, Rûhu Sayesinde Ayakta Durur. Aklı, Düşüncesi, Rûhu Sayesinde Vardır. İnsanın Vücûdu, Bir Marangozun Âletleri Gibidir. İnsan Ölünce, Âletleri Olmadığından, Rûh Bu Âletlerle Bir İş Yapamaz. Ancak Yine de Rûh Ölü Olmadığı İçin Gider-Gelir, İnsanları Tanır. Hattâ Evliyânın Rûhları İnsanlara Yardım Eder. Bu Yardım Etmesi Dünyâdaki Bedenindeki Âletlerle Değildir. Allahû Teâlâ, Rûhlara Âletsiz de İş Yapma Özelliğini Vermiştir. Vefât Eden Hızır Aleyhisselâm’ın Rûhu Çok Kimseye Çeşitli Yardım Yapmaktadır.

Bir Kimseye, Başkasının Bütün Organları Takılsa, O İnsanın Aklında, Düşüncesinde Değişiklik Olmaz. Marangozun Eski Âletleri Yerine, Yeni Âletleri Gelmiş Demektir. Âlet Değişmekle, Marangozdaki Bilgi, Kabiliyet Değişmez. Kesmeyen Bir Testere Yerine, İyi Kesen Bir Testere Gelirse, Daha Kolay İş Yapar.

İnsan Rûhu Sayesinde Vardır.

Görmeyen Gözün Yerine Sağlam Göz Takılırsa Görür. Kanı, Kalbi, Beyni de Değişse, Yine Düşünceye Tesir Etmez. Sağlam Organ Takılmışsa, Daha Kolay İş Görür. Çünkü İnsan, Rûh Demektir.

Bir İnsan Yanmakla Yok Olmaz. Sadece Âletleri Elinden Alınmış Olur. Âhirette Ona Yeni Âletler Verilir. Mü’min ise Cennete, Kâfir ise Cehenneme Gider. Rûh, Kendisine Verilen Vücût Sayesinde ya Nimete Kavuşur veyâ Azâba Marûz Kalır.

Rûhun Mâhiyetini Bilmeyen veyâ Allah’ın Kudretinden Şüphe Eden Kimse, İnsan Yanınca Yok Olduğunu, Kabir Suali ve Kabir Azâbının Olmadığını Zanneder. Hâlbuki Kabir Azâbının Olduğunu Dinimiz Açıkça Bildiriyor.

Aklı Ölçü Alan Mutezile Fırkası, Kabir Hayatını ve Kabir Azâbını İnkâr Etti. Ehl-i Sünnet Âlimleri ise, Kabir Azâbının Hak Olduğunu Vesikâlarla Bildirdiler.

Kabir Hayatını Merak Edenler Için:

Allah’ın Kitâbından:
Onlar (Kabirlerinde) Sabah-Akşam Ateşe Arz Olunacaklar. Kıyâmet Gerçekleştiğinde ise (Vâzifeli Meleklere) Şöyle Denilecektir:
▬ “Firavun’un Bağlılarını En Şiddetli Azâba Sokun!”
Kabirde Aklınız Başınızda Olacak:
Abdullah b. Amr Radiyallâhû Anh’dan; Allah’ın Rasülu Sallallâhû Aleyhi ve Sellem, Kabirdeki Sorgucu (İki Melek)den (ve Soracakları Suallerden) Söz Etti. Hazreti Ömer Radiyâllâhû Ahn da Sordu:
▬ “İyi Ama Yâ Rasülullah! (Kabirde) Akıllarımız Bize İâde Olunacak mı?”
▬ “Evet (Elbette İâde Olunacak) Bugünkü Hâliniz Gibi (Aklınız Başınızda) Olacaktır.”
[Müsned 2/172]

İNDİRİLEN DİN Mİ ? UYDURULAN DİN Mİ  ?[Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin