Bölüm 4

142 4 3
                                    

► Tarih-i Taberî'den / Bölüm: 04

Cebrâil Aleyhisselâm Gelince Cevabını Muhammed Aleyhisselâtû Vesselâm'a Bildirdi. Aleyhisselâtû Vesselâm'ın Hâtırı Hoş Oldu, Sevincinden Mübârek Benzi Kızardı. O Kâfirleri Yanına Çağırıp, "Ey Kâfirler! İstediğiniz Suallerinize Bir Bir Cevap Vereyim!" Dedi. "Evvelki Sorunuz, Allahû Teâlâ Ne Gibi Sıfatlarla Muttâsıftır Beyân Eyle Dediniz. ⚛ Bilin ki; Allahû Teâlâ'yı Vâsfeylemek ve O'nu Bir Şeye Benzetmek Mümkün Değildir. O Kendini Nasıl Vâsfeylemişse Öyledir!" Sonra Bu Sûreyi Cebrâil Aleyhisselâm Okudu [...Arapça Metin...] Manâsı Şudur ki, "Yâ Muhammed! De ki; Benim Taptığım O Allahû Teâlâ'dır ki, Birdir, Şerîki Yoktur!" Yani, "Yemez ve İçmez. Kimseyi Doğurmadı ki..." ki Mülküne Bir Mirâsçı Bulunsun, "Kimseden de Doğmadı..." Atası Olup O'na Mirâs Kalmış Olsun, "ve O'na Gâlebe Çalsın..."

Ali b. Ebi Talib Radiyallâhû Anh Der ki, "Bir Kimse Sabah Namazından Sonra On Bir Kerre İhlâs Sûresini Okursa, Şeytân Ne Kadar Cehdetse, O Gün Günâh İşletemez." Enes b. Malik Radiyallâhû Anh, Hazreti Rasülullah Aleyhisselâtû Vesselâm'dan Rivâyet Eder ki; Rasülullah Buyurdular, "Elinizden Gelmez mi ki Her Biriniz Kur'an'ı Hâtmedip de Yatasınız?" Dediler ki, "Yâ Rasülullah; Kur'an'ı Bir Gecede Hâtmetmek Kimin Elinden Gelir?" Sallallâhû Teâlâ Aleyhi ve Sellem Efendimiz Buyurdular, "Herkim Üç Kerre İhlâs Sûresini Okursa, Kur'an'ı Tamam Hâtmetmiş Gibidir..." Rasül-u Ekrem Aleyhisselâm Bu Şekilde Cevap Verince, Ebû Cehl Yahudilerin Yüzüne Baktı. Onların, "Cevap Bu Değildir!" Demelerini Bekliyordu. Yahudiler ise Bir Ağızdan, "Sadakte Yâ Muhammed!" Dediler. Yani, "Gerçek Söyledin, Tevrât'ta da Cevap Böyledir!" Dediler. Ebû Cehl ise Perişân Oldu.

⚛ İkinci Sualin Cevabı Şudur; Onlar, "Yâ Muhammed! Senin Tanrın Ne İştedir?" Diye Sormuşlardı. Cebrâil Aleyhisselâm Bu Âyeti Okudu [...Arapça Metin...] Yani, "De ki; Yâ Muhammed, Benim Allahım Mülkün Sahibidir. Kime Dilerse Mülk Verir ve Kimden İsterse Alır ve Kimi Dilerse Azîz Eyler ve Kimi Dilerse Hor ve Zelîl Eyler. Hayr O'nun Elindedir ve Her Şeye Kadîrdir..."

⚛ Üçüncü Sualin Cevabı; Onlar, "Hakk Teâlâ Cihânı Kaç Günde Yarattı?" Diye Sormuşlardı. Rasül-u Ekrem Aleyhisselâtû Vesselâm, "Allahû Teâlâ Cihânı Altı Günde Yarattı..." Dedi. Nitekim Kur'an'da da Şöyle Buyurulur [...Arapça Metin...] Manâsı Şudur ki, "Biz Gökleri ve Yerleri ve Yer ile Gök Arasında Ne Varsa Hepsini Altı Günde Yarattık..." O Altı Gün, Bu Cihânın Altı Bin Yılı Kadardır. Nitekim Cenâb-ı Hakk da Buyurmuştur [...Arapça Metin...] Yani, "Bir Gün Senin Rabbin Katında Şimdi Saydığınız Günlerin Bin Yılı Kadardır Yâ Muhammed!" Ulemâdan Şöyle Rivâyet Olunmuştur ki; Hakk Sübhânehü ve Teâlâ Önce Kalem'i Yarattı. Sonra Levh'i Yarattı. Ondan Sonra Kalem'e Buyurdu ki, "Yaz!" Kalem Yazmaya Başladı. Ondan Sonra Felek Dönmeye Başladı. Bunun Üzerine Altı Gün Geçti. Dileseydi, Bu Kâinatı Bir Saat İçinde Yaratırdı Amma Altı Gün Gibi Bir Zaman İçerisinde Yaratması Hâkim Olan Kimseye Yakışan İşini Düşünerek ve Teennî ile Yapıp Acele Etmemesi Lâzım Geldiğini Kulları Bilmesi İçindir. Nitekim Hadîs-i Şerifte [...Arapça Metin...] Yani, "İvmek, Şeytân İşidir. Teennî ile İşleyip Yapmak Rahmân İşidir..." Buyurulmuştur. Bunun Manâsı Kâfirlerin Dediği Gibi Şu Demek Değildir ki, "Aceleyi Şeytân, Teennîyi ise Allahû Teâlâ Sever..." Bu, Şunun Gibidir ki, Musa Aleyhisselâm Kıssasında O Kıbtîyi Öldürdüğü Vakit Dedi ki [...Arapça Metin...] Hâlbuki Amel, Musa Aleyhisselâm'ın idi. Manâsı Şudur ki, "Bu Şeytânın Sevdiği ve Dilediği Amellerdendir..." O Buna Sevinir ve Memnun Olur. Bundan, Şeytânın Elinden Bir İş Geldiğini Anlamayasın! Peygamberimiz Aleyhisselâm Buyururlar ki, "Acele Ancak Dört Şeyde Mübâhtır; Evlenme Çağına Gelen Kızı Evlendirmekte, Ölüyü Defnetmekte, Misâfiri Doyurmakta ve Biri de Tevbe Etmektedir..."

Bundan Sonra Günleri Yaratmaya Başladı. Evvelâ Pazar Gününü Yarattı. Bu Şekilde Günleri Yarattı ki, Cum'a Gününün Son Saatine Kadar Yerle Gök Arasında Ne Varsa Yaratılışı Tamam Oldu. Cumartesi Hiçbir Şey Yaratmadı.

Yahudiler, "Allahû Teâlâ Bu Altı Gün İçinde Ne Yarattı ve Her Bir Günde Neyi Yarattı?" Dediler. Sallallâhû Teâlâ Aleyhi ve Sellem Efendimiz Buyurdu ki, "Pazar ve Pazartesi Günü Yerleri ve Yerde Menfaât ve Mazârrata Dâir Ne Varsa Hepsini Yarattı. Salı Günü Dağları ve Dağlardaki Faydalı ve Zararlı Şeyleri Yarattı. Çarşamba Günü Ağaçlar ve Geri Kalan Bitkileri Yarattı. Bu Dört Günün İkisinde Bütün Yerleri ve Diğer İkisinde Yerde Ne Varsa Hepsini Yarattı. Böylece Bunlar Dört Günde Tamam Oldu..." ve Kur'an'da Şöyle Buyurulur [...Arapça Metin...] Yani, "De ki; Yâ Muhammed! Gerçekten Siz Bu Yeri İki Günde Yaratan Allah'ı İnkâr mı Ediyorsunuz?" [...Arapça Metin...] "...ve O'na Eşler mi İsnâd Ediyorsunuz?" [...Arapça Metin...] "...O Bütün Âlemlerin Malîki ve Rabbisidir ve Sizin İlâh İttihâz Ettiğiniz Şeylerin Ellerinden Hiçbir Şey Gelmez. Her Şey, Allah'ın Kudretindedir." [...Arapça Metin...] "...Yine Yerler Üzerinde Yüksek Dağlar Yarattı, Tâ ki Yer Muhkem Olsun İçin ve Dağlarda Halka Faydalı Olacak Bitkileri Bitirecek Feyz ve Bereket İhsân Etti." [...Arapça Metin...] "...Bu Zikrolunan Mahlûkâtı ve Bu Rızkları Dört Günde Yaptı." [...Arapça Metin...] "...Allah'tan Rızk İsteyenlerle İstemeyenler Rızkta Hepsini Beraber Kıldı..."

Tefsir Sahibi Mukatil b. Süleyman'dan Şöyle Bir Haber Gelmiştir ki [...Arapça Metin...] Âyetinin Tefsirinde [...Arapça Metin...] Yani, "Bu Dört Şey Müstesnâdır. Bunlara Tebdil ve Tağyîr Yoktur ki, Onlar Rızk, Ecel, Seâdet ve Şekâvettir..." Bunun Üzerine Yahudiler Dediler ki, "Gerçek Söyledin Yâ Muhammed! Tevrât'ta da Böyle, Senin Dediğin Gibi Yazılmıştır..."

Yine Sordular ki, "Perşembe ve Cum'a Günleri Ne Yarattı?" Aleyhisselâtû Vesselâm Efendimiz Buyurdu, "Perşembe Günü Gökleri, Arş'ı ve Kürsî'yi Yarattı. Cum'a Günü Sabahından Üçüncü Saat Tamam Oluncaya Kadar Yıldızları, Ayı, Günü ve Feriştehleri Yarattı. Dördüncü ve Beşinci Saatte Bir Şey Yaratmadı ve Bu İki Saatte Bu Cihân Feriştehler Elinde idi. Altıncı Saatte ki O Günün Yarısı idi; Günün Son Saatine Kadar Âdem Peygamber Aleyhisselâm'ı Yarattı ve Feriştehlere Emretti Ona Secde Ettiler ve Cennete Girdi. Cum'a Gününün Son Saati Geçti. Âdem Aleyhisselâm Yine Cennetten Çıktı Kendisinden Sâdîr Olan Zelle Sebebiyle..." Yahudiler Dediler ki, "Tevrât'ta da Böyledir..." Yahudiler Yine Sordular ki, "Cumartesi Günü Ne Yaptı?" Peygamber Aleyhisselâm Buyurdu ki, "Cumartesi Günü Hiçbir Şey Yaratmadı. Âlemin Yaratılışı Tamam Olmuştu..." Bunun Üzerine Yahudiler, "Tevrât'ta da Böyledir. Cumartesi Günü Allahû Teâlâ Dinlendi ve Rahat Oldu..." Dediler. Peygamber Sallallâhû Aleyhi ve Sellem İşitince Hiddetlenerek, "Yalan Söylüyorsunuz! Allahû Teâlâ İçin Yorulmak ve Dinlenmek Yoktur! Dinlenmek, Yorulup Âciz Olanadır!" ve Allahû Teâlâ Bu Âyeti Gönderdi [...Arapça Metin...] Yani, "Biz Bu Gökleri ve Yerleri ve Bunlarda Olanları Altı Günde Yarattık ve Bize Hiç Yorulmak, Acz ve Bıkkınlık Diye Bir Şey Gelmedi..." Başka Bir Âyette de Şöyle Buyurur [...Arapça Metin...] Yani, "Allahû Teâlâ Her Vakitte Halk ve İcâd Eder. Kimisini Ana Karnında Bu Dünyâya Getirir, Kimini Öldürüp Bu Cihândan Yer Altına Gönderir. Kimini Azîz ve Kimini de Zelîl Kılar. Kimini Zengin Eder, Kimini de Fakir ve Hiçbir Zaman Yaratmak ve İcâd Etmekten Fâriğ Olmaz. Çünkü O'na Usanmak ve Yorgunluk Gelmez. Ulemâ, Yer ve Göğün Yaratıldığında İhtilâf Etmişlerdir. Bâzıları, "Evvelâ Yer Yaratıldı, Sonra Gök Yaratıldı..." Derler. Yukarıda da Geçtiği Gibi ve Diğer Birçokları da Derler ki, "Evvelâ Gök, Ay, Güneş ve Yıldızlar Yaratıldı, Ondan Sonra Yer Yaratıldı. Zirâ Kur'an'da Buna İşaret Vardır. Hakk Teâlâ [...Arapça Metin...] Kavlinden Sonra Devamla Buyurdu ki [...Arapça Metin...] Yani, Allahû Âlem Buyurur ki, "Sizi Yaratmaklığım mı Güçtür, Yoksa Bu Gökler ki Halk Üzerine Sayebân Yarattı ve Yüceltti..." Öyle ki Meşrikten Mağribe Kadar Baksan, Hiç Onda İniş ve Yokuş ve Yükseklik ve Alçaklık Bulamazsın ve Göğün Karanlık Gecesini Yarattı ve O Karanlık Geceden Aydınlık Gündüzü Meydana Çıkardı..." ve Ondan Sonra Buyurdu ki [...Arapça Metin...] Yani, "Göğü Yarattıktan Sonra Yeri Altına Döşedi..." İşte Bu Âyet Göğü Yerden Evvel Yarattı Diyenlerin Sözüne Delidir. Hakk Teâlâ Hazretleri Evvel Kalem'i Yarattı. O Bir Cevherdir ki, Uzunluğu Beş Yüz Yıllık Yoldur. Başı Arş'a Bağlıdır, İçi Boşluktur. İçinden Nûr Çıkar. Olmuş ve Olacak Şeyler Levh'de Yazılıdır. Her Harfinin Büyüklüğü Kâf Dağı Kadar Vardır. Levh'in Büyüklüğünün Ne Kadar Olduğunu Sen Düşün. Ondan Sonra Beyaz Bir İnciden Levh'i Yarattı. Kenarları Kızıl Yakûttan ve Sonsuz Bir Sahradır ki, Vâsfını Allah'tan Başka Kimse Bilmez. Her Gün Üç Yüz Altmış Türlü Renge Girer.

Devamı İçin Bölüm 05'e Geçin ►►►

İNDİRİLEN DİN Mİ ? UYDURULAN DİN Mİ  ?[Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin