İbrahim Aleyhisselâm

42 2 0
                                    

► Bu Tarafta İbrahim Aleyhisselâm Peygamber Kıst Şehrinde Bulunmakta idi. Malı ve Davarı ve Nimetinin Haddi-Hesabı Yoktu. Gerçi Malı ve İmkânları Bol idi Amma, İbrahim Aleyhisselâm'ın Oğlu ve Kızı Olmamıştı. Her Ne Kadar Hakk Teâlâ Ona Sâre'den Bir Oğul Vermesini Ümid Etti ise de, Olmadı. Olmadığını Görünce Sâre Dedi ki, "Yâ İbrahim. Hakk Teâlâ Benden Sana Bir Oğul Vermediğine Göre Dilersen Hâcer'i Sana Bağışlayayım? Ola ki, Hakk Teâlâ Ondan Sana Bir Oğul Vere de, Gönlümüzü Eyleriz." İbrahim Aleyhisselâm, "Sen Bilirsin..." Dedi. Hemen Sâre Hâcer'i, İbrahim Aleyhisselâm'a Bağışladı. Bunun Üzerine Çok Geçmeden İbrahim Aleyhisselâm'ın Hâcer'den Güzel Bir Oğlu Doğdu. Adını İsmâil Koydu. İsmâil Arapça Bir İsimdir. İbranî Dilinde İşmuil'dir. Sâre Bu Oğlanın Doğduğunu Görünce Kıskandı. Bu İşi Ettiğine Pişmân Oldu. O Kadar Üzüldü ki, Sabır ve Tahammül Edecek Hâli Kalmayarak, İbrahim Aleyhisselâm ile Kavgaya Başladı. Bir Gün Öfke Arasında Hâcer'e Dedi ki, "Yâ Hâcer! Sen Benim Üzerime Bu İşi Yaptın, Ben de Vallâhi Bunu Senin Yanına Bırakmam. Yâ Seni Öldürürüm yahût Bir Yerini Sakat Ederim!" Sonra Sâre Bu Şekilde And İçtiğine Pişmân Oldu ve "Hatâ Ettim, Yaramaz And İçtim, Eğer Bunu Öldürsem Allah Nezdinde Günâhkâr Olurum, Bir Yerini Kessem Hâcer'in Suçu Ne? Ben Bu İşi Kendi Elimle Yaptım. Hâcer'e Zulmetmiş Olurum. Etmesem Andımı Nice Edeyim?" Deyip Pek Endişelendi ve Ne Edeceğini Bilemedi. Sonunda Dedi ki, "And İçmiş Olduğuma Göre Hâcer'i Asla Öldürmek Olmaz. Elbette Bir Yerini Kesmek Gerekir ki, Andım Yerine Gelsin. Âşikâre Yerinden Kesersem, Gördükçe Yine Ben Acırım..." Fikreyledi ki, Hâcer'in Uzvu Ma'hûdesindeki Et Parçasını Kessin de, Hem Andı Bozulmasın ve Hem Hâcer Artık Bir Daha Er'e Yaramaya, İbrahim Aleyhisselâm Onunla Yatıp-Kalkmaktan Zevk Almaya. Bu Nesne Üzere Gönlü Karar Kılınca Hâcer'i Tutup, O Yerini Kesti ve "Hanımına Hıyânet Eden Câriyenin Cezası Budur!" Dedi. Sâre Hâcer'den O Et Parçasını Biraz Kesince, Hakk Teâlâ O Nesneyi Sâre'ye de İbrahim Aleyhisselâm'a da Sünnet Eyledi ve "Siz Oradan Biraz Kesip Sünnet Edinesiniz ve İbrahim Dini Üzere Olan Kimselere de Bu Nesneyi Sünnet Eyledim!" Buyurdu. Bunun Üzerine Sâre'yi de, Hâcer Sünnet Eyledi. İbrahim Aleyhisselâm'da Kendisini Sünnet Etti. O Zamandan Bu Zamana Kadar Bu Nesne Müslümanlar Arasında Sünnet Olup Kaldı. İbrahim Aleyhisselâm ve Sâre Zamanından Evvel Sünnet Eylemek Yoktu.

Derler ki, Sâre Sünnet Olduğu Vakitte Yetmiş Yaşında idi. İbrahim Aleyhisselâm On Yaş Ondan Büyük Olup Seksen Yaşında idi. Şöyle Rivâyet Ederler ki, Peygamberimiz Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Bir Gün Otururken, Ümmü Atıyye Adında Bir Hâtun Vardı. Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem'in Önünden Geçti. Aleyhisselâtû Vesselâm Efendimiz, "Yâ Ümme Atıyye! Ne Maslahâta Gidersin?" Dedi. Ümmü Atıyye, "Yâ Rasülullah. Bir Avreti Sünnet Etmeye Giderim." Dedi. Rasül-u Ekrem Sallallâhû Teâlâ Aleyhi ve Sellem Efendimiz, "Yâ Ümme Atıyye. Sünnet Olan Hâtun İyi Olur, Erinin Ondan Lezzeti ve Zevki Daha Ziyâde Olur. Onu Kestiğin Vakit, Sakın Fazla Kesip de Letâfetini Giderme..!" Buyurdu.

[Tarih-i Tâberî]

İNDİRİLEN DİN Mİ ? UYDURULAN DİN Mİ  ?[Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin