Cennet Nimetleri:
Ey Miskin Âdemoğlu!
Şu Korkulardan Hiç Korkmaz mısın? Şu Nimetlere Hiç Özenmez misin? Hakk Teâlâ Her Mü'mine Cennette İnciden Birer Saray Verir. O Sarayın Otuz Kapısı Bulunur. Her Kapının Birbirlerinden Uzaklığı Otuz Günlük Yol Kadar Olur. Her Kapısında Otuz Melek Kapıcı Bulunur. Her Sarayın İçerisinde Yetmiş Bin Köşk Bulunur ve Bir Köşkün Rengi, Diğer Köşkte Bulunmaz. Güzellikte ve Yücelikte Birbirinden Üstün Olur. O Köşklerin İçerisinde Irmaklar, Çeşmeler, Havuzlar, Şadırvanlar Akar. Kiminden Süt, Kiminden Bal, Kiminden Şarap Akar. Hakk Teâlâ Bunları Bir Bir Över ve Şöyle Buyurur [...Arapça Metin...] Yani, "...ve Irmaklar Vardır; Öyle Bir Sütten ki, Tadı Değişmez, Ekşimesi ve Kesilmesi de Yoktur. Yine Irmaklar Vardır; Bir Şaraptan ki, İçenlere Lezzet Verir, Kekreliği, Sarhoşluğu, Günâhı ve Gâilesi Yoktur. Kezâ, Irmaklar Vardır; Öyle Bir Baldan ki, Sâfi Süzmedir [Muhammed Sûresi 15.]"Orada Akan Sular, Sütten Ak ve Şekerden Tatlıdır, Kardan da Soğuktur. O Köşklerin İçleri Hûrî ve Gılmanlarla Doludur. Her Birisinin Yüzü Ayın On Dördüne Benzer. Eğer O Hûrîlerden Birisi Serçe Parmağını Bu Dünyâya Göstermiş Olsaydı, Bütün Hevâ-Perestler Ona, "Bu Tanrıdır!" Diye Taparlardı. Güzellikleri, Ayın ve Güneşin Nûrunu Bastırırdı. O Hûrîlerin Ağızlarından Bir Damla Dünyâ Denizlerine Akmış Olsaydı, Bütün Denizler Şeker Şerbetinden Tatlı Olurlardı. O Hûrîlerin Güzellikleri Hiçbir Zaman Geçmez, Onlar Hiçbir Zaman Kocamazlar, Belki Günden Güne Daha Güzel Olurlar. Erlerinden Gâyrî Hiç Kimsenin de Yüzüne Bakmazlar. O Hûrîler Öyle Nâziktirler ki, Erleri Kendi Yüzlerini Onların Yüzlerinde Görürler.
Rasül-u Ekrem Sallallâhû Teâlâ Aleyhi ve Sellem Efendimiz Buyururlar ki:
▬ "Hakk Teâlâ Hazretleri, Cennet İçerisinde, Cennet Ehlinden En Ednâ Mü'mine, Böyle Beş Yüz Hûrî İhsân Buyurur... Eğer, Bunlara Neden HUR-İ-AYN Denildiği Sorulacak Olursa, Cevap Budur ki; Bunlar Kara Gözlü ve Ak Yüzlü Olduklarından HUR-İ-AYN Denilmiştir. Bunların, Tenlerinde Hiç Kılları Yoktur. Gövdeli Gâyet Ak ve Nûrludur. Kaşları, Gözleri, Kirpikleri ve Saçları Karadır. Vücûtlarının Geri Kalan Yeri Bir Ak Nûrdur. Erlerinin Karşısında Yetmiş Türlü Elbise Giyerler. Her Saatte Yetmiş Türlü Elbise ile Donanırlar ve Dolanırlar. Bir Giydiklerini Bir Daha Giymezler. Gövdelerine Bakınca, Kemikleri ve Kemiklerinin İçinde İlikleri Görünür. Dudaklarının Tadı, Şekerden de Tatlıdır. Dudaklarının Kırmızılığı, Gül Yaprağına Benzer ve Kokuları Misk ve Anberden de Nâzik Kokar. Hûrîler, Ne Kadar Çok Olurlarsa da, Birbirlerini Kıskanmaz ve Hâsed Etmezler.Bunlardan Gâyrî Çengi Hûrîler Dahi Verse Gerektir ki, Bunların Seslerini Duyanlar Hayran Olurlar. Söylediğim Bu Vâsıflar, Cennetin Zerresinin Zerresi Bile Değildir.
Ey Mü'minler! İnşaAllahû Teâlâ Siz Varır ve Bunları Gözlerinizle Görürsünüz..."
Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimizden Sordular:
▬ "Yâ Rasülullah! Cennette Semâ' Olur mu?"
Aleyhisselâtû Vesselâm Efendimiz Se'âdetle Buyurdular:
▬ "Bir Irmak Vardır. O Irmağın Kenarı Kızlar, Oğlanlar ve Hûrîlerle Doludur. Onların Güzelliklerini Hiç Kimse Târif Edemez. Bunların Hepsi Çalgıcıdırlar. Cennet İçerisinde Bunlardan Güzel Sesli Yoktur..."
Ebû-Derdâ Radiyallâhû Anh Hazretlerine, Râvî Sordu:
▬ "Bunlar, Çalıp Çığırdıkları Vakit Ne Derler?"
Ebû-Derdâ Radiyallâhû Anh, Cevap Verdi:
▬ "Tesbih Ederler, Tahmîd Ederler ve Hakk Teâlâ'yı Tevhîd ve Temcîd Ederler..."
Fâhr-i Kâinat Aleyhi ve Âlihî ve Efdal-üt-Tahiyyat Efendimiz Buyurdular ki:
▬ "Hakk Teâlâ Cennet İçerisinde Kırmızı Yakûttan Yetmiş Bin Şehir Yaratmıştır. Her Şehirde, Yetmiş Bin Ev Yaratmıştır ki, Ak İncidendir. Her Evin İçerisinde Yeşil Cevherden Yetmiş Bin Taht Yaratmıştır. Her Tahtın Üzerinde, Ak Nûrdan Bir Hûrî Kızı Yaratmıştır. O Hûrînin Yetmiş Bin Zülfü Vardır ve Her Zülfüne Kızıl Yakût ile Ak İnci Dizilmiştir. Sağ Yanağında EBÛ-BEKİR-İS-SIDDIYK (Radiyallâhû Anh) İsmi Yazılmıştır. Sol Yanağına ÖMER-ÜL-FARUK (Radiyallâhû Anh) İsmi Yazılmıştır. Alnına OSMAN-I-ZİNNUREYN (Radiyallâhû Anh) İsmi Yazılmıştır. Eğneğine ALİYYEL-MÜRTEZA (Radiyallâhû Anh) İsmi Yazılmıştır. Dudaklarının Kenarına BİSMİLLAH-İR-RAHMAN-İR-RAHİYM Yazılmıştır. Ay İçerisindeki Yıldızlar Gibi, Bu Yazılar Pırıl Pırıl Parıldaşırlar..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNDİRİLEN DİN Mİ ? UYDURULAN DİN Mİ ?[Tamamlandı]
SpiritualAkıl, Göz Gibi, Din Bilgileri de Işık Gibidir. Göz, Işık Olmadıkça, Karanlıkta Görmez. Göz, Karanlıkta Görmediği Şeylere, Yok Diyemez. Akıl da, Mânevîyatı, Fizik Ötesini Anlayamaz. Aklımızdan Faydalanmamız İçin Allahû Teâlâ, Din Işığını Gönderdi. Gö...