"Beni yarın idare etmelisin Dae!"
Duruma bozulmuş gibi omuz silkti. Gözyaşlarım durduğunda otuz iki dişimi sırıtır vaziyette Dae'ye bakıyordum. Kazanmıştım ve beni oradan kimse söküp atamazdı.
"Beni idare edeceğini biliyorum Dae"
Gözlerini devirip elimde ki biletleri aldığında:
"Film kaçacak ve bir gün idare edebilirim"
Neredeyse uçar gibi salona girdiğimde salonda ki sessiz bekleyişe darbe vurmuş gibiydim. Bir an önce yarın olmalıydı. Koltuğa geçtiğimde filme odaklanan Dae'nin aksine az önce arayan numaraya açıp açıp bakıyordum. Hayal değildi. Ben o kadar kişinin arasından seçilmiştim. Koltuğunda kıpırdanan Dae elimdeki telefonu bir hamlede kaptığı gibi cebine koydu.
İki üç kere almak için çırpınsam da çabalarım boşunaydı. Koltuğa kollarımı bağlayıp oturduğumda anlam veremez halde perdede oynayanlara baktım. Telefonum olmasa bile hayatımın değiştiğinin oda farkındaydı.
Uzun bir filmden sonra sinemadan çıktığımızda acele ile:
"Bugün çok güzeldi Dae ama gitmeliyim."
Bir şey demeye fırsat vermeden evin yolunu tutmuştum bile.
***
Alarmım normal işe gitme vaktimde çaldığında sabaha karşı daldığım uykudan uyanmam zor olmuştu. Kıyafetlerimin olduğu çekmeceye ayaklarımı sürüyerek gittik. Çekmecem de çok seçenek yoktu. En iyisini seçmeliydim. En yeni kot pantolonumu ve üstüne kalın beyaz bir kazak seçtim. Hızlı bir duş aldıktan sonra saçlarımı kurutup hemen evden çıktım. Saat daha sabahın 8'iydi. Evde kalsaydım babamın soruları ile karşılaşacaktım. Caddeleri yürüyerek geçtiğimde havanın kış aylarında bahar tadında olması beni sevindirmişti. Uzun bir yürüyüşten sonra YG binasına varmıştım. Sessiz sakin olacağını beklediğim binaya adım attığımda toplantı saatini beklemek için kuytu bir bekleme odası aramaya başladım. Ortalıkta başıboş gezdiğimi gören bir görevli olacak ki karşıma geçip:
"Küçük hanım yolunuzu mu kaybettiniz?"
Saate baktım daha 3 saat vardı.
"Hayır, efendim, ben seçmeleri kazandım. Biraz erken gelmişim. Bekleyeceğim bir yer var mı?"
Adam arkasını dönüp elini göstermek için kaldırdı.
"Koridorun sonundan sağa dön orada bekleme odası var. Senin gibi erkenden gelen bir kız daha var."
Selam verdikten sonra gösterdiği koridorda yürümeye başladım. Dans pratik odaları vardı. İçeride kimsecikler yoktu. Sonunda bekleme odasının kapısını açtığımda içeride telefonuna bakan kızla göz göze geldim. Kız bir yerden tanıdık geliyordu. Uzun bir süre yüzünü incelediğimde:
"Yoksa yüzümde bir şey mi var?"
Çantasında bir aynayı çıkarmıştı. Koltuğa oturduğumda:
"Hayır" dedim.
Kızı sonunda hatırlamıştım, dün benim önümde duran kızdı. Aynayla işi bittiğinde tekrar kafasını bana kaldırdı ama bu sefer telaşlı değil sinirliydi.
"Madem yüzümde bir şey yok neden bön bön bakıyorsun?"
Yüzüne baktığımda ukala bir tip olduğu anlaşılıyordu. Lafı uzatmadan:
"Sende dün bana sırada bön bön bakıp uzaklaşmıştın."
Kız bir iki kez göz kırptıktan sonra:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Option! ( Seçenek Yok!)✔
Fanfiction"Yeteneklerinin fark edilmesi artık senin elinde. Next Singer sen olmak istemez misin/ YG ENTERTAİNMENT?" Bu sefil hayattan tek kurtuluşum bu afiş olabilirdi. Kimsesizlikten, hor görülmekten ve her gün içki götürmem gereken babamdan. Önümde ki uzun...