N.O 26

2.8K 207 33
                                    

Karşımda bana durmamı söyleyen Seung Hyun'a baktığımda telefonum tekrar çalmaya başlamıştı. Ekranda ki numaranın yabancı olduğunu gördüm. Tedirgin bir şekilde kulağıma götürdüm. Seung Hyun arkasını dönüp benden uzaklaşmaya başlamıştı. Birkaç saniye sonra kendime gelerek telefonda beni bekleyene:

"Efendim." Diyebildim.

"Bazen hata yapmadan önce birilerinin seni durdurması güzel bir şey değil mi? Şimdi o kapıdan uzaklaşmaya ne dersin?"

"Seung oppa..."

Şaşkınlığımı gizleyemesem de onun dilinden sert bir şekilde eleştirilmiştim. Arkasından yetişmek için adımlarımı hızlandırdığımda ani baş dönmesiyle olduğum yere yığılmıştım. Seung Hyun'a:

"Oppa..." sesimin birden kesilmesinden telaşlanmış olacaktı ki

Telefonda beni eleştirmeyi bırakmış suratıma kapatmıştı. Duvardan tutunarak kalkmaya çalışıyordum ki birden neye uğradığımı şaşırdım. Beni kollarımdan tutarak bir çırpıda ayağa kaldıran Ji Yong'a bakakalmıştım. Dengemi sağlamamı beklerken kollarımı bırakmıyordu. Koridordan gelen ayak seslerine aldırış etmeden:

"İyi misin Eun Hee?" dedi.

Seung Hyun yanımıza geldiğinde aralarında gizli bir antlaşma varmış gibi beni ona bırakmıştı. Sorusuna cevap almadan arkasını döndüğünde:

"İyiyim Ji Yongshi." Dedim.

Olduğu yerde bir an tereddüt etse de geriye dönüp bana bakmamıştı. Neler olduğuna dair bir fikrim olmaması beni çileden çıkarıyordu. Seung Hyun:

"Artık gitsen fena olmaz. Aşağıda kızlar seni bekliyor."

Derin bir nefes aldıktan sonra biraz daha kendime gelmiştim. Duvarlardan destek almayı ihmal etmeyerek merdivenlere yöneldim.

Bu dünyadan sürekli uzaklaştırılıyordum. Kafam iyice allak bullak olmuştu.

***

Şu dünyada hızlı geçen şeyleri saymanız gerekse ilk başta gelmesini istemediğiniz anların çabucak gelmesini söyleyebilirsiniz. Korkularımız yüzümüzden okunuyordu. Bugün cumartesiydi ve ben bir gram bile düzelememiştim. Stüdyo kayıtları kızların dansları her şey hazırdı. Mi Hi sahne arkasında ip hakkında görevliye soru sormaya devam ediyordu.

"Bu ip kaç kiloya kadar taşır?"

"Daha önce bir kaza gerçekleşti mi?"

Görevlinin sesiyle Mi Hi adamın yakasını bırakmıştı.

"Kızlar hadi sıra sizde."

Üçü kulise yöneldiklerinde çantamı sırtıma alarak çalışma odamıza yöneldim. Hazırlıkları bitmiş Danbi koridorda gözüktüğünde benim halimi tepeden tırnağa süzmüştü:

"Sonunda hak ettiğini bulmuşsun halk sizi seve seve eleyecek. Sonuçta artık sakat bir takımsınız."

Söylediklerini gülümsedim. Başımdaki şapkayı düzeltip:

"Belki de halk bizi sahiplenecek, sonuçta bana G-DRAGON çarptı değil mi?" dedim.

Yüzü sinirden kıpkırmızı olduğunda:

"Nefes al, elendiğini görmeden ölmeni istemem Danbi."

Ona böyle söylesem de içimdeki korkular beni boğuyordu.

No Option! ( Seçenek Yok!)✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin