N.O 31

3K 203 23
                                    

"Eun Hee kıyafetlerin kurumayacak gibi gözüküyor. Arkadaşlarının kişisel çekimleri bitti. Onlardan birinin kıyafetini giymelisin."

Az önce beni azarlayan kadın şimdi sadece yumuşak bir şekilde bana öneride bulunuyordu. Anlamaz tavırlarla etrafıma baktığımda Mi Hi ve iki asistan tekrar beni tırın oraya yönlendirdiler. Oraya tekrar dönmek istemiyordum. Hala orada olma düşüncesi beni çıldırtıyordu. Ne hakkında konuştuklarını anlayamamak, bir şeylerin benden saklanmasından hoşlanmıyordum. Tıra yaklaştığımda bana yaklaşan Ji Yong yanımdan öylece geçip gitmişti. Arkasından ufak bir kaçamak bakış atsam da şu an ona burada bir şey soramazdım. Zaten kameralar yetmiyormuş gibi sarı cadının tehditlerini düşünmekte engelleyen diğer bir etkendi. Tırdan içeri tam girecekken tırın arkasından çıkan Danbi ile göz göze geldim. Gözlerini benden kaçırırken -ki yapmadığı bir şeydi- yüzü asıktı. Kolumdan çeken Mi Hi ile tıra adım atmıştım. Yüzümdeki ifadeden işkillenen Mi Hi kıyafetlerini değiştirirken kısık sesle:

"Merak etme Ji Yong, Dae'ye bir şey yapmadı. Danbi konusunu daha sonra halledeceğiz. Bu ortam daha fazla gerginliği kaldırmaz."

Kısık sesle konuşmasına sert bir yüz ifadesi ekleyince mafyaya benzemişti. Tipten tipe giren Mi Hi'ye gülümsediğimde kıyafetleri giymiştim. Ji Yong'un kıyafet kısıtlamaları işe yaramamıştı. İstesem de istemesem de verileni giymek zorundaydım. İki elden tekrar makyaj ve saçımı yaptıklarında kısa sürede hazırlanmıştım. Çekimlere başlamak için alana gittiğimde Dae farklı kıyafetlerle bana gülümsüyordu. Ne ara gidip değiştirmişti bilmiyorum ama onun bu haline gülümseyerek karşılık verdim. Şu anda tek normal olan oydu. Çekim alanına gitmeden önce yanıma gelen Jung Hea'ye:

"Dae'ye bir kahve götürür müsün? Teşekkür bile edemedim."

Jung Hea munzur bir dönüşle yanımdan ayrıldığında çekime başlamak için hazırdım.

Ji Yong'un oturduğu tarafa bakmamaya çalışıyordum. Şu an bakarsam aklımı kurcalayan her şeyi pat diye sorardım. Danbi'ye bir an gözüm kaydığında Ji Yong'un yakınının aksine uzağında duruyordu.

***

Sonunda çekimler bitmişti. Yorgunluk ve uykusuzluktan başıma ağrılar girerken baş dönmem Eun Hee'yi öldürelim diye onunla iş birliği yapıyordu. Saat akşamın yedisi olmuştu. Kızlara Dae ile konuşmam gerektiğini söylediğimden onlar önden gitmişlerdi. Bankın birinde oturup akşama kadar beni beklemişti. Bitkin bir şekilde ona yöneldiğimde yerinden kalkıp çoktan yanıma gelmişti.

"Teşekkür ederim Dae bugün için."

Omuz silktiğinde konuyu değiştirmek istediği belliydi.

"Kahve güzelmiş." Dediğinde gülümseme sırası bendeydi.

"Artık tıra gitmeliyim. Daha şirkette çalışmam lazım."

Onaylamaz bir şekilde kafasını salladığında elini omzuma koydu.

"Biraz daha dayan. Sonra özgürsün değil mi?"

Bu konudan çok emin olamasam da emin olduğum tek şey ellerinin omzumda olmaması gerektiğiydi. Elini indirdiğimde bir arabanın yanımızdan hızlı bir şekilde geçmesiyle o tarafa döndüm. Dae sırıttığında sözüne devam etti.

"Özgür olmak istediğin zaman ben burada olacağım. Hem senin yanından böyle arabayla geçmem. Korkunçtu değil mi?"

Korkunçluk kavramı ikimizde farklı şeyler çağrıştırdığına emindim sadece onaylarcasına kafamı salladım. Arkamda Dae'yi bırakıp tırdan içeri girdiğimde gerilen sinirlerim için derin bir nefes aldım.

No Option! ( Seçenek Yok!)✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin