Çektikleri büyük acılardan kurtulamayan insanlar bazen çareyi bir başkasını kurtarmakta, bir başkasının acısına yara bandı olmakta bulurlar. Benim acımı paylaşacak birileri olduğuna dair inançsızlığım devam edecekti. Ta ki birileri gelip yarama yara bandı olana kadar...
***
Yang Başkan deri siyah koltuğunu geriye iterek önümüzde bulunan sehpaya yaklaştı. Sehpadan iki tane kumanda alıp iki adım ilerledi. Yerde ağlayan Danbi birden susmuştu. Yang Başkanın gittiği yere doğru döndüğümde karşımda duran dev ekranda bir şeyler yapıyordu. Odaya telaşla girdiğim için odaya inceleyememiştim. Oldukça modern tarzda döşenmiş bu odada siyah ve beyazın uyumu vardı. Duvarlarda grupların siyah beyaz çizimleri asılıydı.
Televizyondan gelen sese bakışlarımı çevirdiğimde Danbi hala yerde oturuyordu. Bu güvenlik kameralarının görüntüleriydi. İçim bir anlık rahatlasa da yanımda olanları işiten Danbi'ye acımıştım. Yang başkan görüntüleri izlettikten sonra koltuğuna geri oturdu.
"Danbi şimdi ne yapmayı planlıyorsun?" dedi.
Danbi suratını yerden kaldırmayınca Yang başkan bakışlarını bana kaydırıp:
"Arkadaşına yardım et Eun Hee böyle yerde durması çok kötü."
Kolundan tutup ayağa kaldırdığımda beni itmemişti. Yang başkan tekrar söze başladı:
"Danbi bu ilk hatan, hırs bu işin kurallarında var ama bir arkadaşını tehdit etmek, köşeye sıkıştırmak, onun özel hayatına müdahale etmek senin kişiliğinin bozukluğundan kaynaklanıyor."
Danbi tekrar hıçkırmaya başlamıştı.
"Ne yapacağımı bana söyle Danbi? Sen olsan ne yapardın?"
Danbi kafasını yerden kaldırıp konuştuğunda sesi titriyordu:
"Söz veriyorum efendim, çok çalışacağım ve arkadaşlarımı rahatsız etmeyeceğim."
Yang başkan ciddiyetini hiç bozmadan eliyle çıkın işareti yapmıştı. Kuşlar kadar hafiftim. Odadan ilk çıkan Danbi olmuştu. Selamlamak için eğildiğimde tekrar konuşmaya başladı:
"Eun Hee kendine dikkat et, her şeyi biliyorum. Adımlarını sağlam bas."
Selamlamamı tamamlayıp kafamla onaylayıp dışarı çıktım. Neyi biliyordu. Yoksa babamı öğrenmiş miydi? Hana Woo'nun ofisine yeni iletişim bilgilerimi yazıp pratik odasına geldiğimde kızlar yerde sere serpe yatıyordu. Ae Ra hafif doğrulup:
"Sular nerede Eun Hee?" dedi.
Suları o panikle nereye koyduğumu bile hatırlamıyordum. Geldiğim gibi odadan çıkıp yeni su alarak odaya geri döndüm. Jung Hea havada yakalarken suyu gülümsedi:
"Yoksa aşık mısın Eun Hee?" dedi.
Aşk şu an düşünebileceğim son şeydi. Kafama suyu diktiğimde kızlardan gözlerimi kaçırdım.
***
3 Hafta sonra
Mi Hi aynanın karşısında 4 saat boyunca süslenince sinirle yanımda ki yastığı kafasına fırlattım.
"Aish ne yapıyorsun? Sabahın 4'ünden beri bu saç için uğraştım."
BİGBANG grubunun adım adım haberlerini takip etmiş ve 3 hafta boyunca bunları bana ezberleyeceğim kadar defalarca anlatmıştı.
Kahvemi yudumladıktan sonra üstümü değiştirmek için odama yöneldim. 4 saat uğraştığı saçı bir dans dersinden sonra yapış yapış olacaktı. Mart ayına girmemizle beraber bahar ayı yavaş yavaş kendini göstermeye başlamıştı. Üzerime beyaz bir tişört geçirip altına eşofmanımı giydiğimde saçımı öylesine tepemde topladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Option! ( Seçenek Yok!)✔
Fanfiction"Yeteneklerinin fark edilmesi artık senin elinde. Next Singer sen olmak istemez misin/ YG ENTERTAİNMENT?" Bu sefil hayattan tek kurtuluşum bu afiş olabilirdi. Kimsesizlikten, hor görülmekten ve her gün içki götürmem gereken babamdan. Önümde ki uzun...