5. BÖLÜM

131 15 98
                                    

Selamlar Can'lar :) Nasılsınız bakalım görüşmeyeli? Ben bir arkadaşımı daha evliler kulübüne kaptırdım bir miktar hüzünlüyüm. Ama bugün bölümde pek yansıtmadım üzüntümü :)

Ayrıca çok önemli bir şey daha var bu bölümü benim için çok değerli birine Kevser4070'e ithaf etmek istiyorum. Seni çok seviyorum canım:)

Hepsi afallamış halde birbirine bakakalmıştı. Çünkü hiç birisi böyle bir şeyin olmasını beklemiyordu. Güneş dışında aralarında evlilik hayali kuran bile yoktu. Ama şimdi aynı anda gelip ikisi de aşık olduklarını söylüyordu.

Başta şaşırsa da sonrasında çok sevinen Güneş birden kaşlarını çatarak "Bana bakın bunca sene bekleyip gidip aynı adama aşık olduysanız valla gebertirim sizi" deyince kızlar panikle birbirine dönmüştü.

Meyra "Emir deme " derken Nida da aynı anda "Ali deme" dediğinde başta rahatlasalar da isimlerini açık ettikleri için bir nebze utanmışlardı.

Onların bu kırmızılı pembeli hallerine gülen Güneş ise "Saatlerce yalvarsam itiraf etmezdiniz beni yormadığınız için teşekkür ederim" deyince tuzağa düştüklerini anlayarak bir kez daha utandılar.

Güneş iki arkadaşından da böyle bir hareket beklemiyordu ama onu Nida'dan daha çok şaşırtan kesinlikle Meyra olmuştu. Çünkü onun hep yalnız kalacağını bir daha kimseyi hayatına almayacağını düşünüyordu. Arkadaşı da hiç bir zaman bunun tersine düşünmesine sebep olacak bir harekette bulunmamıştı.

Güneş ne kadar şaşkınsa Nida ve Meyra da o kadar şaşkındı. Hem kendileri için hem de birbirleri için mutlu da oluyorlardı. Yalnızlık düşüncesi eskisi kadar cazip gelmiyordu çünkü.

Ortamda bir süre sessizlik oldu. Çünkü kimse, konuya nereden girip nasıl çıkacağını bilmiyordu.
Bu sessizliğe son veren ise iki gündür içinde düşünüp durmaktan yorulan Meyra olmuştu.

"Ee susmak için mi itiraf ettik biz bu durumu. Belli ki günlerdir hepimiz içimizde düşünüp duruyoruz ve bir çözüm de bulamamışız, hadi Nidoşum sen başla bakalım. Ne zaman fark ettin ondan etkilendiğini?"

Olayın kendisine döndüğünü fark eden Nida, başta gerilse bile arkadaşını cevapsız bırakmayacaktı çünkü haklı olduğunu biliyordu. Çözüm bulamamış ve kızlara açılmak istemişti. Her ne kadar arkadaşının nasıl bu noktaya geldiğini merak etse de onu sorgulama işini erteleyerek her şeyi en başından anlatmaya karar vermişti.

"İkiniz de biliyorsunuz zaten benim fotoğraf çekmeye olan ilgimi. İnstagram profilim de bir sürü uzman fotoğrafçı ile dolu ama birisi vardı ki profiline girdiğim zaman binlerce fotoğrafın arasında kayboluyordum. Öyle fevkalâde pozlar değildi birçoğu farkındaydım, hatta çok daha iyilerini görmüştüm ama bu adamın çektiği fotoğraflarda farklı bir büyü vardı.

Genelde doğal yaşam pozları çekiyor ve Türkiye'nin birçok köyünde olduğu gibi yurt dışında da nerede işçi, emekçi, çocuk, kadın varsa onları buluyor ve çekimlerine konu mankeni yapıyor. İşte büyü de tam olarak burada devreye giriyor. Normalde "Iyy gübre! Ay çocuğun ayağında lastik ayakkabı var yazııkk! Adama bak samanların içinde akşama kadar, kadına bak ineğin altında bir damla fazla süt için neler çekiyor!" diye üzülüp belki de halimize şükredeceğimiz fotoğrafları öyle bir açıyla yakalayıp düzenleme yapıyor ki insan içten içe "Keşke bende köyde yaşasaydım" diyor.

Dikkatimi çeken bu sayfayı, aylarca takip ettim pek kimseyi takip etmiyordu ama takipçi sayısı oldukça yüksekti. Günlük storyler paylaşıyor yaptığı şeyleri haber veriyordu ama bir türlü yüzünü paylaşmıyordu. Bu hali benim merakımı iyice körüklemeye başlamıştı.
Yine de fazla üstüne düşmemeye çalışarak sayfasına destek olmak için paylaştığı fotoğrafları beğenip birçok yorum yapıyordum.

HAYÂL-İ GERÇEK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin