Selammmlaaarrrr ☺️ sonunda bahar temizliğinden fırsat bulup düzenleyebildim. Geç kalmış olsam da keyifli bir bölümle geldim. Hepinize de keyifli okumalar dilerim :)
Hayalî okuyucularım sizleri de tanımak isterim oy verip yorum yaparsanız çok mutlu olurum 😅Nida'yı çadıra götüren kızlar dışardan gelen mırıltılar ile beylerin de hemen uyumayacağını anlamış ve daha fazla vakit kaybetmeden uyku tulumunun üzerinde oturan Nida'ya gözlerini dikmiş bir şekilde bakıyorlardı.
Konuyu ilk açan tabiki Güneş olmuştu
"Biz, hanımefendi gecikti diye merak edelim, uyku uyumayalım, endişeden çişimiz geldiği için tuvalete çıkalım. Dönüş yolunda karşılaştığımız manzaraya bak. Ormanın ıssızlığında suyun dibinde üstünde neredeyse 3 katın büyüklüğünde bir adamla..." Diye devamını getireceği sırada Meyra onun ağzını kapatmıştı.
"Oha Güneş. Yavaş be kızım. Dur önce bir anlayıp dinleyelim belki bizim düşündüğümüz gibi bişey olmamıştır." Dediğinde Güneş tek kaşını kaldırmış bir sekilde Meyra'ya dönmüştü.
"Sence gördüğümüz manzaradan sonra herhangi bir yanlış anlama mümkün mü Meyroş?" Dediğinde Nida utançtan kıpkırmızı kesilmişti artık ama yine de eskiden sabıkası olduğu için ve en önemlisi de Ali'nin yanlış anlaşılmasını istemediği için konuşmaya başlamıştı.
"Bakın kızlar düşündüğünüz gibi bir şey yok ortada. Yani Ali asla benim iznim olmadan yaklaşmadı bana. Başta ufak bir öpücüktü sonra devamı geldi ama sizin gördüğünüz kısım bambaşka bir şekilde gelişti. Otururken elimden destek alıyordum sonra dengemi kaybettim ve düştüm. Ali yardım edecekti aslında ama fiziksel yakınlaşma olunca dayanamadı sonra da gördüğünüz o manzara ortaya çıktı işte." Diyerek durumu izah etmişti.
Aslında böyle bir açıklama yapmak zorunda değildi ama yine de arkadaşlarının içini rahatlatmak için durumu özetlemişti.
Meyra, Nida'nın açıklamasından sonra tahminlerinde yanılmadığını anlamıştı ama içindeki huzursuzluk geçmemişti. Çünkü Nida ve Ali ilişkisinde her şey çok hızlı gelişiyordu.
Ali, Nida hakkında birçok bilgiye sahip olsa da Nida için aynı şeyi söylemek pek mümkün değildi. Bu yüzden de huzursuz olduğu konuyu arkadaşına söylemekten geri durmamıştı.
"Nidoş, şimdi söyleyeceklerim seni huzursuz edebilir ama ben bunu yapmak zorundayım." Dedikten sonra Nida'nın kaşlarını çatması ile duraksamıştı ama konuyu daha fazla ertelemek istemediği için devam etmişti.
"Bak canım, Ali gerçekten iyi bir insan bunu anlamak için müneccim olmaya gerek yok onunla biraz sohbet eden, gözlerine bakan her insan bunu kesinlikle anlar zaten. Niyeti de az çok belli aslında Onu da anlayabiliyoruz ama yine de her şey için bu kadar acele bir tavır sergilemesi beni huzursuz ediyor. Sanki sürekli gizlediği ya da anlatmaya çekindiği bir şey var gibi geliyor bana."
Diyerek bitirdiğinde Nida'nın sessiz kalmasından kafasının karıştığını anlayan Güneş de birkaç gündür Meyra gibi onun da kafasını kurcalayan şeyleri söylemekten çekinmemişti.
"Çiçeğim, sen bizim için çok kıymetlisin. Kız kardeşten bile ötesin, yıllardır birlikte bir çok şeyi hallettik ya da halledemedik ama her koşulda yan yana kalabildik. Şimdi hayatında belki de bir dönüm noktası yaşıyorsun ama Meyra'nın da dediği gibi çok hızlı bir şekilde ilerliyorsun ve senin arkanda kalmak bizi huzursuz ediyor. Ali seni ezbere bilirken sen daha Ali'nin kaç kardeşi olduğunu bile bilmiyorsun. Sence de bu garip değil mi?" Diyerek cevap beklese de Nida kendini düşünme moduna almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYÂL-İ GERÇEK (TAMAMLANDI)
Random"Esmer Güzelim" diye seslenmişti genç adam Yıllar sonra duyduğu o ses tonuna ve hafızasından silmek için gecelerce uykusuz kaldığı o seslenişe kalbinin çarpıntısına engel olamadan bakmıştı Meyra. Bileklerinden kuvvetin çekildiğini ise elinde tuttuğu...