Ali ve Mehmet, Meyra'nın peşinden giden sevgililerine bakakalmışlardı.
O an fark etmişlerdi ki bu kızlar resmen birbirleri ile bağlantılı ilişkiler yaşıyorlardı. Mehmet otelde oldukları gün Güneş'i sinirlendirdiğinde ne yapmışlarsa şimdi de Emir Meyra'yı kırdığı için aynısını yapıyor ve Ali'yle Mehmet'in yüzüne bakmıyorlardı. O an tek öncelikleri dostlukları oluyordu.
Kızlar arabalarına binip oradan uzaklaşmaya başladığında Emir'in yakasına ilk yapışan kişi Mehmet olmuştu.
"Ulan bana bak, bunca zamandır bana. "Git konuş ,git açıl" diye diye beynimi yedin otelde "Meyra ile aramı bozma git Güneş'in gönlünü al" dedin. Hepsinde de senden cesaret alarak sonunda gittim kıza açıldım.
Sevdiğimi söylediğim dakika Meyra ortadan kayboldu "Eyvallah" dedim. Ertesi gün bulduk, "Çok şükür şimdi Güneş'le adam akıllı bir şey yaşarız" dedim. Şimdi de senin korkaklık edip ertelediğin konuşma yüzünden kızdan trip yiyorum. Ne yapıyorsan yap ama bir an önce düzelt şu durumu yoksa seni sınıfta bırakmakla kalmam gider Meyra'ya başka birini bulurum."
Emir zaten perişan bir durumdayken Mehmet'in sözleri ile kendini tamamen bırakmıştı. Az önce Meyra'nın kalktığı yere çöktüğünde başını ellerinin arasına alarak sadece susuyordu.
Mehmet, O'nun bu halini görünce pişman olsa da kuyruğu dik tutmaya çalışmıştı. Ali ise kuzeninin yanına oturup elini onun omzuna attıktan sonra birkaç dakika kendine gelmesini bekleyerek sadece yanında olduğunu hissettirmişti.
"Peki ben şimdi kendimi nasıl affettireceğim, nasıl inandıracağım uzak durma sebebimin Temur ile alakalı olmadığına?" Diye sorarak çözüm aramaya başlamıştı Emir.
Mehmet yeniden sinirlenir gibi olsa da Ali, attığı sert bakış ile sessiz kalmasını sağlamıştı.
Sonra da gerçekten oldukça bitkin görünen kuzenine dönerek
"Bak kuzen, şu zamana kadar yaşadığın şeylerin bir çoğuna yakından şahitlik ettim. Uzakta olduğum zamanlarda ise hep dinledim. Senin Meyra'ya olan sevgini, şefkatini, sadakatini. Buraya geldiğimde gördüğüm ise bambaşka bir şeydi.
Meyra'nın aklına takılan bir konu vardı fark ediyordum ama hiç bu kadar derin bir konu olacağını tahmin etmemiştim. Yalan söylemek istemiyorum, dün O'nun Temur'un yanında olduğunu duyunca ve uzun süre gelmediğini görünce, barıştılar diye düşündüm.
Meyra sana o cümleyi kurana kadar da hep aynı düşüncedeydim. Temur'u affetmese bile unutamayacağını düşündüm ama beni çok yanılttı. Meğer o sadece kırgınmış. Yalnız bırakılmaktan korkarken sana sığınmış ama sen de onu kendi haline bırakınca terk edilmiş hissetmiş. En yakın olduğunuz bu dönemde uzak kalmak ona iyi gelmemiş. Şimdi de sadece senden eski ilgi ve yakınlığını hatta biraz daha fazlasını istiyor." Dediğinde
Mehmet de onu destekleyen kelimeler ile devam etti.
"Kardeşim, kız bu zamana kadar korkak erkeklerden kaçmış, şimdi sende ona aynı korkaklığı yapma. Aşkın için savaş, savaşman gereken kişi Meyra bile olsa pes etme. O'nun sevgisi var sadece güven istiyor senden. "
Dediğinde Emir artık gerçekten daha iyi hissediyordu. Dediklerini yapacaktı. Meyra'yı kendine inandıracaktı.
Biraz daha orada oturup konuştuktan sonra Emir'i de ayağa kaldırarak eve doğru yol almışlardı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kızlar eve girdikleri andan itibaren Meyra'nın etrafında dört dönüyorlardı ama tek bir farkla; Güneş, Temur'la olan konuşmanın detaylarını öğrenmek için sürekli soru sorarken Nida da O'na yatak hazırlayıp dolaptan çıkardığı çorbayı ısıtmış yedirmeye çalışıyordu. Sonunda ilgiden bunalan Meyra daha fazla dayanamadan bağırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYÂL-İ GERÇEK (TAMAMLANDI)
Random"Esmer Güzelim" diye seslenmişti genç adam Yıllar sonra duyduğu o ses tonuna ve hafızasından silmek için gecelerce uykusuz kaldığı o seslenişe kalbinin çarpıntısına engel olamadan bakmıştı Meyra. Bileklerinden kuvvetin çekildiğini ise elinde tuttuğu...