8.BÖLÜM

87 10 7
                                    

Eveett kısa bir aranın ardından yeniden karşınızdayım :) Bir takım koşturmaların ardından yeni bir bölümle geldim. Hepinize şimdiden keyifli okumalar. Medyada Güneş'in şarkısı var okurken dinlemek isteyenler için bırakıyorum ve kaçıyorum 🙋🏻‍♀️

Meyra ve Nida'nın kriz geçirmesine ramak kalmıştı. Dün geceden beri Güneş'in bitmek tükenmek bilmeyen çenesi ile uğraşmak onları gerçekten yormuştu.

Dün gece verdikleri konserin ardından Ali ve Emir tebrik ederken Mehmet hiçbir tepki vermemişti.

Suskunluğu Güneş'in iyice sinirini bozduğu için beyler otele geçmek için hareketlenirken,kızlar ani bir kararla artık dönmek istediklerini yarın evde dinlenip okula öyle gitmek istediklerini söyleyince sadece Mehmet'in rahatlamasına sebep olmuştu. Çünkü Güneş'e bu kadar yakınken aklı, kalbine söz geçiremez olmuştu ve bu durum hoşuna gitse de işine gelmiyordu.

Emir ve Ali ise asla dönmek istemiyorlardı. Özellikle de Ali birkaç gün sonra başka okulda çekimleri olacağı için dönmek zorundaydı ve Nida ile geçirdiği sayılı günleri başkalarının hataları yüzünden ayrı geçirmek hiç hoşuna gitmemişti.

Kızlar eve geldiklerinden beri doğum gününde yaşanan olayları Güneş'in ağzından 27. Kez dinlerken baygınlık geçirmek üzerelerdi.

Mehmet kendisine yazmadığı için kızların da telefonlarını olayı anlatacağı zaman ellerinden çekip alıyordu. Sabahtan beri televizyonun da fişini çekmişti çünkü dinlemelerini istiyordu. Yapacak bir şey bulamayan Meyra ve Nida ise el ele tutuşup 4 parmaklarını birbirine kenetledikten sonra baş parmakları ile parmak güreşi yapıyorlardı.

"Bak o şarkıyı ben onun gözlerine bakarak söyledim. Söyledim ama bana başka bir yol bırakmadı. Hem onlar benim gerçek duygularım değildi ki." Dedikten sonra Meyra'ya dönüp

"Aşk olsun sana Meyra yaa! Niye o şarkıyı çaldın ki? Sen de istemiyorsun işte benim Mehmet'le olmamı. Kimse istemiyor bizim mutluluğumuzu" diyerek ağlamaya başlayınca

Nida Meyra'nın elini bırakıp bağırarak ayağa kalkmıştı.

"Aayy. Yeter be yeter ne Mehmetmiş arkadaş! Yıllardır beynimizi ütüledin ses çıkarmadık. Ama dün geceden beri uyku bile uyumadan 2 yılın rekorunu kırdın kızım. Bi sus be!"

Hayretler içinde kalan Güneş tam "Ama söyleyin şimdi... "

Dediği anda araya giren Meyra kulağındaki tıkaçları çıkartıp

"Bak 3 saattir bunlarla kulağımı tıkıyorum ama yine de sesin geliyor yeter yapma artık bize bu eziyeti. Biz sırf sen üzülme diye tatilimizi yarıda kestik geldik ama geldiğimize geleceğimize pişman ettin Güneş. Yalvarıyorum artık anla sen haklı olduğun için döndük biz. Sen haklısın." dediğinde Güneş gerçekten şaşkındı

Kızlar gerçekten çok yorgun görünüyorlardı dün gece sabaha kadar konuşup yapacakları şeylerin planını kurmuşlardı. Ama o kızlara 3 saatlik uykuyu bile haram etmiş sürekli yüksek sesle müzikler dinleyerek kahvaltı hazırlayacağım diye mutfağı savaş alanına çevirmişti. Nida ve Meyra temizlemek için girdiklerinde tam 2 saat boyunca mutfaktan çıkamamışlardı. Şimdi de sevdiceklerinden gelen mesajlara bakarken telefonu ellerinden çekerek yine aynı şeyleri anlatmaya başlamıştı ama kızlar artık tahammül edememişlerdi.

"Kızlar acaba ben kafayı yemiş olabilir miyim?"

"Sen kafayı bundan 20 sene önce bizim mahalledeki erik ağacından düştüğün gün yedin o gün bu gündür seni çekiyorum ben."

HAYÂL-İ GERÇEK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin