18. BÖLÜM

67 9 39
                                    

Selammm ☺️ Arkadaşlar düzenlemeye hiç fırsat bulamadan paylaştığım bir bölüm oldu. Kusurlarım varsa şimdiden affola. Hepinize keyifli okumalar diliyorum 🌼🤗

Güneş'i bulduklarında, daha doğrusu Güneş ortaya çıktığında hava kararmaya yüz tutuyordu o yüzden gitmek için hazır durumda, Güneş ve Mehmet'in danslarının bitmesini bekliyorlardı.

Emir, Meyra'nın daha fazla Mehmet'in kötü sesine maruz kalmasını istemediği için kulaklarını kapatırken aynı zamanda da Nida'yı kollarının arasına almış Ali'ye kaş göz yaparak derdini anlatıyordu.

Ali kuzeninin ne demek istediğini anladığı anda hain bir şekilde gülümseyerek ona göz kırptıktan sonra kollarının altındaki Nida'nın yanağına bir buse kondurarak

"Şiir'im sen bekle ben hemen intikamımızı alıp geleceğim." Diyerek elinde hayalî bir mendil sallayarak tek kişilik halayı ile

"Diyarbakır yoluna le Diyarbakır yoluna" diyerek dans eden Mehmet ve Güneş'in arasına girmişti.

Nida ve Meyra şaşkınlık içinde kalırken Emir intikamını almış olmanın verdiği zevk ile gülüyordu.

Mehmet tüm siniri ile Ali'nin üzerine doğru yürürken Güneş, O'nu kolundan tutarak

"Aaa ne huysuz adamsın sen, biz sürekli onların romantizmini sabote etmiyor muyuz? Şimdi sıra onlarda işte." Diyerek Mehmet'i durdurduğu yetmezmiş gibi Ali'nin yanına giderek

"Toydum düştüm yoluna le toydum düştüm yolunaaa"

diye türkünün devamını söyleyerek Ali'nin tek kişilik halayına elinden tutarak dahil olmuştu.

Mehmet hariç herkes Güneş'in bu hareketine kahkahalar atarken

Güneş Emir'e de elini uzatıp

"Gel kankam sen de gel" dediğinde Emir de tıpkı az önce onun yaptığı gibi

"Bu sevdalar boşuna le bu sevdalar boşuna" diyerek halaya dahil olmuştu.

Artık Ali, Emir ve Güneş üçlüsü hem halay çekiyor hem de "Delalım delalım, delalım delalım" diye bağırıyorlardı.

Meyra, Mehmet'e baktığında gördüğü sinirli bakışlarla tatmin olmayıp O'nu daha fazla sinir etmek için Nida'nın elini tuttuğu gibi üçlü gruba dahil olarak halaya başladığında herkes Mehmet'in sinirlenip tepki vermesini beklerken Mehmet hepsini şaşırtarak cebinden çıkardığı kağıt mendil ile halayın başında duran Güneş'in yerine geçerek

"Tey tey tey" dediğinde sevgilisi ve arkadaşlarını kahkahaya boğmayı başarmıştı.

Aradan geçen kısa sürenin ardından havanın gerçekten karardığını fark ettiklerinde daha fazla geç kalmamak için hepsi de kamp alanına dönmek üzere hareketlenmişlerdi.

Mehmet, Güneş'in elini bırakmadan en önde yürürken hemen ardından Nida'yı kollarının arasına almış Ali ve Emir'in koluna girmiş Meyra da onları takip ediyorlardı.

Gelirken yaşadıkları aksiyonun aksine dönüş yolu oldukça sakin geçiyordu. Emir Meyra'nın durgunlaştığını fark ettiğinde ona en iyi gelecek şeyi yapmaya, Mehmet'i sinir etmeye karar vermişti.

Meyra'nın saçlarına öpücük kondurup kolunu çektiğinde sevgilisinin şaşkın bakışlarına karşılık göz kırparak koşmaya başlamıştı. Koşarken de aynı zamanda

"Güneş çekil oradan" diye bağırarak baldızını uyarmayı unutmamıştı.

Güneş Emir'in ne yapacağını tam olarak anlayamamış olsa da fiziksel olarak Mehmet ile uğraşacağını tahmin etmiş ve söylediği şeyi yaparak sevdiceğinin elini bırakmıştı.

HAYÂL-İ GERÇEK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin