Selamlaar :) Hiç bir şey demeden sizi bölümle baş başa bırakıyorum buyursunlar :)
Günün stresini atmak için girdikleri cafeden çıktıklarında otele yine yürüyerek gidiyorlardı. Yürüdükleri esnada hepsini kendi aralarında yaptıkları sohbetten çıkaran, Ali'nin sesi olmuştu
"Gençler, burada bildiğim harika bir mesire alanı var. İçinde balık tutmanın da serbest olduğu bir göl bulunuyor, Ne dersiniz yarın son günümüzü orada değerlendirelim mi?"
"Ama yarın eğitim var, o nasıl olacak?"
Sorduğu soru üzerine tüm dikkatler Güneş'e dönerken
"Yarın ki eğitim uygulamalı olacak. Biz zaten çalıştığımız için bizi etkileyen bir durum yok, sabah ki konuşmaya katılır imza bırakıp çıkarız. Ali de biz orda olduğumuz süre boyunca fotoğraf çekimini yapar. Öğleden sonra gidersek akşam yemeğini de orada yer otele döneriz." Diyerek Güneş'in ve oradaki herkesin aklındaki soruya cevap vermişti Nida. Eğitime katılmaları zorunlu olduğu için gelmişlerdi sadece buraya. Aslında knuşmalarda anlatılan her şeyi çok iyi biliyor hatta uyguluyorlardı.
"Güzel olur aslında. Zaten pazartesi günü de izinliyiz Müdür Bey'den. Güzel bir anı kalır bizim için de" diye fikrini ortaya sunan Meyra'yı duyan Emir ise
"O zaman fazla gecikmeden çıkıp uykumuzu alalım yarın hepimizin dinç olup Güneş ve Mehmet'e hakim olması gerek" dediğinde ortamda Mehmet dışında herkes gülmeye başlamıştı. Güneş'in de güldüğünü gören Mehmet daha çok sinirlenip homurdandıktan sonra "İyi geceler" diyerek çoktan kapısına ulaştıkları otelden içeriye adımlamaya başlamıştı.
Mehmet'in ardından hepsi birbiri ile vedalaştıktan sonra odalarına çekilirken kızlar da rutin gece sohbetlerini yapmak için geceliklerini giyip Nida'nın odasına geçmişlerdi.
"Ee anlatın bakalım ben hapisteyken neler oldu? Yakınlaştınız mı? " Diye soran Güneş'e öldürücü bakışlar atmaya başlamıştı kızlar.
"2 saatte evlilik teklifi aldık salak! Sayende oturmaya bile fırsat bulamadan soluğu emniyette aldık ikimizde."
Meyra'nın cevabından sonra bir şey demeye gerek duymayan Nida saatlerdir merak ettiği şeyi sormak için sonunda fırsat bulmuştu.
"Yıllarca hapiste kalmış gibi davranmayı bırak da siz ne yaptınız onu anlat bakalım"
Tüm dişleri görünecek şekilde sırıtarak "Ay kızlaarrr ben bu çocuğa aşığıımm" dedikten sonra kendini, bağdaş kurarak oturduğu yatağın üzerine sırt üstü atmıştı Güneş.
İkisi de gözlerini devirdikten sonra Güneş'in ellerinden tutarak kaldırmışlardı.
"Totonun üstünde durman gerektiğini öğren artık! Şimdi gevşeme de başla bakalım"
Kendisini azarlayan Meyra'ya tek kaşını kaldırarak bakıp "Sana anlatmayacağım işte" diyerek kollarını bağlamıştı. Israr edeceklerini sanıp kafasını çevirdikten sonra
Kızlar birbirlerine göz kırparak "Sen bilirsin, biz de odamıza geçiyoruz o zaman iyi geceler" diyerek ayaklanınca paniğe kapılmıştı. Çünkü biliyordu ki bunu birine anlatmazsa çatlardı.
Kapıya doğru ilerleyen kızlara dönerek "Sanırım o da bana karşı boş değil" dediğinde istediği sonucu almıştı ikisi de aynı anda dönüp eski yerlerine oturmuştu.
"Nerden anladın bir şey mi dedi"
"Şu olayı baştan anlat artık! " diye sinirlenmeye başlayan kızlara başını tamam anlamında salladıktan sonra anlatmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYÂL-İ GERÇEK (TAMAMLANDI)
Random"Esmer Güzelim" diye seslenmişti genç adam Yıllar sonra duyduğu o ses tonuna ve hafızasından silmek için gecelerce uykusuz kaldığı o seslenişe kalbinin çarpıntısına engel olamadan bakmıştı Meyra. Bileklerinden kuvvetin çekildiğini ise elinde tuttuğu...