29. BÖLÜM

37 7 4
                                    


Selam arkadaşlar. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir :) ben biraz yoğun duygular içindeyim ve oldukça zor bir süreçten geçiyorum. Kafa dağıtmak için yazdığım bu bölümü sizlerle de paylaşmak istedim. Kusurlarım varsa affola

Keyifli okumalar dilerim :)

Yağmur ve Meyra, Güneş'i fırlatırcasına yatağa attıktan sonra hemen kapıya doğru koşmuşlardı.

Yağmur, kusmaya devam eden Nida'nın saçlarını tutarken Meyra da elindeki ceketle onun açıkta kalan omuzlarını kapatıyordu. Sonunda midesindeki her şeyi boşaltan Nida kendini yere atmak istese de kızlar ona müsaade etmeden kollarından tutarak içeriye doğru sürümeye başlamışlardı.

Nida'yı da salondaki koltuğa attıktan sonra kendileri de hemen Nida'nın dizinin dibine çökmüşlerdi. Meyra artık sinirine engel olamadan homurdanmaya başlamıştı

"Hem içmeyi bilmezler hem kendilerine hâkim olamazlar, şu hâle bak belimiz koptu sizi taşıyacağız diye"

Yağmur da kendine hakim olamadan Meyra'ya dönerek içinde tuttuğu soruyu sormuştu.

"Sen neden taksi şoförüne öyle çıkıştın? Ne güzel adam yardım edecekti." Diye sorunca Meyra daha da sinirlenerek

"Ne yardımı be, görmedin mi yol boyunca aynadan kızları izledi nerelerini kapatacağımı şaşırdım. Yardım etme ayağına kızları taciz etmesine göz göre göre müsaade edeceğime sırtımda taşırım daha iyi."

Yağmur tam ağzını açacağı sırada içerden Güneş'in detone sesi söyleyeceklerini unutturmuştu.

Meyra hemen ayağındaki topuklu ayakkabıları çıkarıp Güneş'in odasına doğru hızlı adımlarla ilerlerken Yağmur da peşinden geliyordu. Odanın kapısını açtıklarında gördükleri manzara ile hemen Güneş'in yanına koşmuşlardı. Meyra telefonu elinden hızla çekerken Yağmur da Güneş'in ağzını kapatmaya çalışıyordu.

Güneş Mehmet'i görüntülü arayarak barda söylediği şarkıyı söylemeye çalışıyordu ama kızlar başlarına geleceklerden korktukları için engel olmaya çalışıyorlardı.

Meyra hemen telefonu kendine çevirerek Mehmet belası ile uğraşma işini sırtlanmıştı.

"Meyra ne oluyor orda? Güneş sarhoş mu? Niye aldın telefonu elinden?"

Meyra yüzüne yerleştirdiği sahte gülümseme ve sesindeki endişeli ton ile onun ard arda sorduğu sorulara cevap vermeye çalışıyordu.

"Bişey olmuyor enişte, ne sarhoşu, olur mu hiç öyle şey."

"Peki telefonu neden aldın onun elinden"

"Iıı şey, enişte Güneş uyur arar o yüzden aldım elinden telefonu" dediği anda önce Yağmur'dan acı dolu bir çığlık sonra da Güneş'in detone sesi ile

"Zil zurna sarhoş oldum aşkından" diye şarkı sözleri gelince Meyra artık yapacak bir şey kalmadığını anlayarak pes etmişti.

Mehmet duyduğu sesten sonra artık tamamen anlamıştı Güneş sarhoş olmuş kızlar da bunu saklamaya çalışıyorlardı. Sinir kat sayısı giderek artsa da kendini sakinleştirmeye çalışarak

"Bana enişte demenden anlamıştım zaten ters giden bir şeyler olduğunu. Ah benim aptal kafam her seferinde nasıl da güveniyorum sizin bir şey yapmayacağınıza. Şimdi nasıl Güneş?"

Meyra gözlerini devirse de O'nun haklı olduğunu bildiği için uzatmadan

"İyi, iyi bir şey yok. Kafası güzel işte. Birazdan bizim çilemiz başlar ben kapatıyorum merak etmeyin bizi." Diyerek telefonu suratına kapatmıştı.

HAYÂL-İ GERÇEK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin