6.BÖLÜM:
"ŞÜPHENİN DOĞURDUĞU HİÇLİK"
Bedenlerin yükü, ruhlara gelen yükten fazladır.
Zeka kullanılmadığı taktirde, insanın ruhunu kamçılar.
Zamanla böyle bir ruh ile karşılaşacağımı bilememiştim. Sessiz ve kimsesiz biri olarak sadece yalnız biriydim. Hissettiklerim yaşadıklarımın fazlası olmuştu. Eskiden sanki babam bir öğretmen ben ise onun sessiz bir öğrencisiydim. Bazen onun yanında küçük bir kız çocuğu olup, bazen ise sadece yabancı biri olabiliyordum.
Eski anılarımdan bir ses zihnimin içinde yankılandı.
Saat gece yarısı olmuş fakat babam gelmemişti. O zaman daha küçük bir çocuktum. Kanepede oturmuş dışarıdan pencereye bakarak, babamın gelmesini bekledim.
Anahtar sesi duyulduğunda babamın eve döndüğünü anladım. Babam annem gibi bizi terk etmemişti. Heyecanla yerimden doğrularak babamın beni görmesini istedim. Babam salona girdiğinde ilk beni gördü ama yüz ifadesi değişmedi. Bana bakarak paltosunu çıkardı ve koltuğun yanına koydu.
Babam garip görünüyordu. İçmişti. Yerimden iyice doğrulduğumda babama gülümseyerek baktım, o ise nefret ve öfkeyle beni izlemeye devam etti.
"Seni bekledim baba."
Babam bana cevap vermedi ama ben konuşmak istedim. "Bu gece korktum ve seni bekledim baba. Sen beni korursun," dedim hüzünlenerek. Babam bana sadece baktı ardından ayağa kalktı ve bir şişe alarak kapağını açıp sertçe kafasına dikledi.
Sertçe masaya şişeyi koyduğunda tekrar bana baktı.
"Gözümün önünden kaybol."
Babamın bana böyle davranması gözlerimi yaşartmıştı. Yavaşça yutkunarak yanımdaki bebeği babama gösterdim.
"Bu bebek aynı anneme benziyor baba değil mi?" sorduğum soruyla beraber babam masanın üzerinde duran şişeyi sertçe yere attı. Şişe yerde parçalanarak tuzla buz olurken, babama korkuyla baktım.
Kendini zor kontrol ediyor olmalıydı. "Lanet olasıca! Senin yüzünde o kadın beni terk etti!" dedi bağırarak babam.
Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken, çenem titredi.
Babam elini saçlarından geçirirken bana döndü ve parmağını sallayarak, "Keşke sen hiç olmasaydın, belki o zaman daha huzurlu olurdum," dedi nefretle.
Küçük bir çocuktum ve ne yapacağımı bilmiyordum. Babam bir anda kolumdan tutarak evin kapısını açtı ve beni sokağa attı. Yere düşerken ayaklarım acımıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİNYA (+18)
RomanceYETİŞKİN İÇERİK! "Yaklaşsana," dedi. Kaşlarımı çattım ve öne doğru biraz daha eğildim. "Sorun ne?" Diye sorduktan hemen sonra yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve iri eliyle ensemi kavrayarak dudaklarını dudaklarımla buluşturdu. Lavinia çiçekleri ölümlüdü...