20.11.1997
İyi ki doğmuşsun Ateş Yeşilyurt, iyi ki varolmuşsun.
Bölümü erken atıp, sizin de erken okumanızı istedim. Bölüm sonunda benimle fikirlerinizi, görüşlerinizi bildirip, bölümü oylamayı unutmayın 🫶🏻
Bundan sonra ki bölüm ise tam, 100 Bin okunmaya ulaştığımızda gelecek, bilginize.
Instagram; xsudde0, lavinyaofficialpagee (bizi bu hesaplardan takip etmeyi unutmayın.)
🌦
"Söyle bana, aşk neden bu kadar güzelken mutluluk bu kadar imkansız?"
Sevgilim, buluşmamız imkansız görünüyor.
Aşk bazen yapacaklarından değil de, yaptıracaklarından korkuyormuş. İnsan sevdiğiyle, güvendiğiyle sınanınca kendisini çıkmazda buluyormuş.
Onca senenin hatıran çocukça küsmelerimiz, kavga edişlerimiz ama gün sonunda sanki hiç bir şey olmamış gibi barışmamız da dostluktan sayılmaz mıydı? Yıllar boyunca ailemden hariç bir insana güvenmiştim; Ada'ya. Bazen inanması zor ama bir gerçek bir an yaşardık, o an bu andı. İnsanın kendisine yaptığı en büyük hata; Bir başkasına güvenmek, daha sonra da kalbini paramparça yapmasına izin vermekti.
Hiç beklemediğim bir anda, hiç beklemediğim bir insandan hislerimi paramparça eden cümleler duymuştum. Adımlarım sessiz ve sakindi. Kalbim ise tam aksine, hızlı atıyordu. Gün yeni doğarken, ellerinde silah tutan Ada'ya sessizce baktım. Oldukça sakindim ve Ateş bunun farkındaydı. Endişeliydi. Üzerimde ki kahverengi kazağımı avuçlarımın arasına aldım ve tüm gücümle sıktım. Gözlerimin hedefi Aday'dı. Fakat onun bana gözleri değmeden, önümde koca cüssesiyle beni koruyan Ateşte'ydi. Elleri titriyordu.
Sessizlik hüküm sürerken, bu sessizliği Ada bozdu. Ateş,'e bakarak, "Kalbim kırıldı," dedi. Gözleri alev alevdi. Dudaklarımı birbirine bastırdım ve onu dinledim. Ateş bir anda ona doğru doğrulttuğu silahı indirdi ve bana dönerek, "İçeri gir sevgilim," dedi. "Üşüyüp hasta olmanı istemiyorum." Kaşlarımı çattım ve Ateş'e baktım. Kararlı ve bir o kadarda rahat bir yüz ifadesiyle yüzüme bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİNYA (+18)
RomanceYETİŞKİN İÇERİK! "Yaklaşsana," dedi. Kaşlarımı çattım ve öne doğru biraz daha eğildim. "Sorun ne?" Diye sorduktan hemen sonra yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve iri eliyle ensemi kavrayarak dudaklarını dudaklarımla buluşturdu. Lavinia çiçekleri ölümlüdü...