2. BEDEL

902 37 3
                                    

02.10.2022

Uzun zaman sonra herkese tekrardan merhaba. Bu bölüm için çok heyecanlıyım ve sizinde seveceğiniz bir bölüm. Umarım sever ve beğenirsiniz. Oy ve yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.

LAVİNYA ailesine katılmak için bize bu hesaplardan ulaşabilirsiniz;

Instagram.com; lavinyaofficialpagee, xsudde0

Keyifli okumalar!

Keyifli okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Bazı bedeller vardır ve o bedeli ödemek zorunda kalırsınız.

Tamda o noktadaydım. Bedel ödemek değil de, bedel ödenmesi gerekiyordu. Bir bedeli olacaktı ve buna inanmıştım. Gözlerimi kapatarak sonunu ve başlangıcını bilmeden ona doğru koşmuştum. Bunu zedelemişti. Güvenimi.

"Çiçek almak ister misin abla?" Duyduğum sesle gözlerimi telefonumun ekranından kaldırdım ve bana seslenen küçük erkek çocuğuna baktım. Üstünde eski bir tişört vardı. Altında sıradan bir kot pantolonla bana küçük elleriyle kırmızı bir çiçek uzatıyordu. Telefonumu kapattım ve eğilerek çocuğun yanağını okşadım. "Alırım," diye mırıldandım sıcacık bir sesle. Göz bebekleri mutlulukla parladı. "Sadece beş lira abla."

Dudaklarım hüzünle kıvrıldı. Cebimden çıkardığım kağıt parayı çocuğa uzattım. İlk başta elimde ki paraya baktı. Ardından küçük dudaklarıyla, "Bu para çok fazla abla," diye mırıldandı. İçimde ki merhamet duygusu o kadar kendini göstermeye başlamıştı ki, bir an yere çöküp birde bu çocuk için ağlayacaktım. Israr ederek, "Kendine bir çikolata alırsın. Olur mu?" diye sordum umutla. Tekrar paraya baktı ve elimde ki parayı alınca derin bir nefes verdim. Hava oldukça soğuktu ama çocuğun giysileri yırtıktı.

Bana çiçeği uzattığında gülümsedim. Elinde ki çiçeği aldığımda bunun lavinia çiçeği olduğunu görünce gülümsemem büyüdü. Bu çiçeği nereden bulmuştu ki?

"Adın ne senin?" diye sordum. Bana bakarak, "Umut," dedi. Elimi ona doğru uzattım ve konuşmaya başladım. "Benim de adım Lavin. Tanıştığıma memnun oldum minik adam." Gülümsedi ve elimi küçük eliyle tuttu. Altı ve yedi yaşlarında bir erkek çocuğuydu. Hemen dükkanın karşısında ki restorant gördüğümde gülümseyerek Umut'a baktım. "Benimle beraber yemek yemek istersin diye düşündüm Umut. Ne dersin yemek yiyelim mi?"

Bir süre yüzüme baktı. Daha sonra başını salladı ve utanmış olacak ki kısık bir ses tonuyla, "Olur," diye mırıldandı. Elinden tuttuğumda oda benim elimden tuttu ve karşı yola doğru yürümeye başladık. Beraber lokantaya girdiğimizde kendimize boş bir masa bulduğumuzda, oturduk. Umut'a baktım. "Ne yemek istersin?" diye sordum. Bakışlarını masaya çevirdi ve oraya bakmaya başladı. Bu duruma kaşlarımı çatsam da sorun yokmuşçasına gülümsedim. "Hamburger yiyelim mi?"

LAVİNYA (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin