"Burası da okçuluk yeri." diyen Aksel'e "Burası harika bir yer." dedim.
Şimdiye kadar bu ormanlık alandaki kampın içinde futbol sahası, dövüş sanatları kulübü, basketbol sahası, koşu alanı, göl, okçuluk alanı, tenis kortu gibi çok yer görmüştük.
Hepsine gidip katılmak, günümü doya doya geçirmek istiyordum.
Aksel tam bana cevap verecekken sentor ve biz kulübedeyken gelen adam hızla yanımıza geldi.
"Alya olduğun yerde kal." diyen sentora anlamayarak baktım.
Merakla "Ne oldu sentor?" diye sordum.
Sentor bana cevap vermeden yanındaki adama "Kontrol et." dedi.
Adam ayağımın dibinde yere çömelince ne yaptığını anlamaya çalıştım.
Yerden biraz toprak aldıktan sonra elinde toprağı yumaladı.
Adam, sentora "Evet, tahminimiz doğru." deyince "Neler oluyor?" diye sordum.
Sentor, Aksel'e döndü ve "Alya daha fazla yer ile temas etmesin. Güvenlikli bir yere götür ve yanında bekleyin." dedi.
İçimi tekrardan bir korku kaplarken Aksel'e bir cevap isteyerek baktım fakat onun da gözlerinden en az benim kadar durumdan bilgisiz olduğu fark ediliyordu.
"Sentor bana cevap vermeyecek misiniz? Neler oluyor?" diye sordum.
"Alya şu an sadece denilenlere uy. Daha sonra gelip sizi bilgilendireceğim." dedi sentor ve yanındaki adam ile yanımızdan geldikleri gibi gittiler.
"Niye yere temas edemiyorum?" diye sordum merakla.
"Emin değilim. Şimdilik sadece sentorun dediklerine uyalım." diyen Aksel'e "Peki." dedim.
Ortamda kısa bir sessizlik olunca önce yere baktım, sonra Aksel ve Metehan'a.
"Daha uçmayı çözemedim arkadaşlar."
Metehan ve Aksel birbiri ile bakıştıktan sonra Metehan "Ben kendimi yoramam." dedi.
Aksel "Mecbur kaldık." diyerek bana yakınlaştığında ne yapacağını anlamak için ona baktım.
Konumundan beni kucağına alacağını anladığımda ona zor olmamak için kollarımı boynuna sardım.
Aksel de beni havaya kaldırdığında Metehan olmayan gözyaşlarını sildi.
"Ah, çocuklar çok duygulandım."
İkimiz de Metehan'a anlamayarak baktık ve "Ne diyorsun sen?" diye sorduk.
"Şu an tek eksik gelinlik ve damatlık." diyen Metehan'ın üzerine Aksel ile göz göze geldik.
Aksel anında gözünü benden kaçırıp Metehan'a döndü ve "Saçmalama Metehan. Sana şuradan bir vurarım, yerle öpüşürsün." dedi.
"Laflara bak, laflara. Ben seni yemedim yedirdim. İçmedim içirdim. Giymedim giydirdim. Emeklerimin karşılığı bu muydu?" diye sordu Metehan.
"Lan her gün tabağımdan yiyen sen değil misin?" diye sordu Aksel.
Metehan dehşetle ağzını kapattı ve "Sen benim lokmalarımı mı sayıyorsun?" diye sordu.
"Ee davar gibi yiyorsun, oğlum. Fark etmemek mümkün mü?" diye sordu Aksel.
"Hahayt! Benim belim bir kere incecik, yememe de dikkat ediyorum. Bana laf söyleyemezsin." dedi Metehan ve trip atarak önden yürümeye başladı.
"Biraz ağırım, böyle durdukça yorulacaksın. Artık bir yere gidelim." dedim.
Tamam, Aksel'i düşünerek de demiştim bunu ama en büyük etki bir erkeğe bu kadar yakın durmaktan dolayı utanıyor olmamdı.
"Aynen, sırf ondandır." diyen Aksel ile kaşlarımı çattım.
"Başka neyden olabilir?" diye sordum.
Aksel gülerek "Yanakların da sıcaktan kızarmıştır." dedi.
Aksel cevabımı beklemeden yürürken kulaklarımın bile yandığını hissettim.
"Kim olsa utanır." dedim.
Aksel buna gülerken önde trip atma bahanesi ile yürüyen Metehan'ın kalçasını sakladığını fark ettim.
Aksel'e "O ne yapıyor?" diye sordum.
"Bu soruyu her gün kendi kendime soruyorum ve bir gün bile cevabı bulamadım." deyince güldüm.
Metehan anında bize dönerken "Neye gülüyorsunuz?" diye sordu.
Aksel "Sana ne lan? Sana ne?" diye bağırdığında Metehan dudağını büzdü.
"Bu gece koltukta yatacaksın, aşkım." diyen Metehan ile kafamı Aksel'e döndürdüm.
"Biz aynı odada bile kalmıyoruz!" diye bağırdı Aksel.
"Ay herkesin içinde utanırmış da." diyerek gülen Metehan'a Aksel sinirle bir adım atınca Metehan koşarak bir kulübeye girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çember Kırılana Dek
FantasyMitolojik yaratıkların günümüzde de olduğunu hiç düşünmüş müydünüz? Peki mitolojik yaratıkları görememe sebebimiz gözümüzü kapatan bir perdeyse? Mitolojik yaratıkları gördüğünü söylediği için ailesi tarafından doktora götürülen Alya gözünde perde ol...