Mnemosyne

3.4K 420 47
                                    

Uçaktaki yerlerimize bindiğimizde derin bir nefes verdim.

Havaalanına kadar Aksel sessiz kalmıştı ve Metehan ile onun bu halinden tırsarak sessizce dedikodu yapmıştık.

Cam kenarında oturan Aksel'e baktım ve "Yer değiştirebilir miyiz?" diye sordum.

Her uçağa bindiğinde cam kenarına otururdum.

Dışarıyı seyredip ne durumda olduğumuzu bilmek hoşuma giderdi.

Aksel, "Tabii." diyerek ayağa kalktığında hızlıca onun yerine geçip oturdum.

Aksel de benim yerime oturunca Metehan bana "Aramıza Aksel oturdu, nasıl dedikodu yapacağız?" diye sordu.

"Çok uykum var. Yolculuk boyunca uyuyacağım galiba." dedim.

Aksel tek kaşını kaldırdı ve "O zaman niye cam kenarına geçtin?" diye sordu.

"Daha rahat ediyorum." diye cevap verdim.

Aksel "Öyle olsun." dediğinde gülümseyerek gözlerimi kapattım.

Uyku anında bastırırken kafamı Aksel'in omzuna yasladım.

Aksel'in kasıldığını fark etmeme rağmen hiçbir şey yapmadım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

"Alya!"

İsmimin bir kadın tarafından seslenildiğini duyduğumda kaşlarımı çattım.

Kadının sesi yankılanıyordu.

Kapkaranlık bir yerdeydim, hiçbir yeri göremiyorum.

"Sen de kimsin?" diye sordum merakla.

"Ben Mnemosyne." dediğinde nutkum tutuldu.

Hatıranın ve hafızanın yansıması olan titandı.

Hakkında bildiğim bir diğer şey yakışıklı bir çoban kılığına girmiş olan tanrı Zeus ile dokuz gece beraber olduktan sonra, ilham perileri olarak bilinen, dokuz kızlarının oluşuydu.

"Titanları, tanrılar tahtan indirdi. Siz öldünüz. Benimle nasıl iletişime geçebiliyorsun?" diye sordum.

Önce Mnemosyne'nın gülme sesi duyuldu. Sonrasında konuşmaya başladı.

"Titanlar hiçbir zaman ölmedi, sadece öyle sanıldı. Güç toplamak için beklemedeydik." dedi.

Bu dediği kafamı karıştırırken "Benden ne istiyorsunuz?" diye sordum.

"Python'ın sürprizini beğendiniz mi?" diye sorduğunda "Onu siz mi gönderdiniz?" diye bağırdım.

"Eğer bizimle savaşa girmezsen sana ve arkadaşlarına olacakların fragmanıydı, bu." dedi.

"Ne savaşından bahsediyorsun?" diye sordum.

Mnemosyne, "Ares'in sana verdiği tavsiyedeki savaş. Titanlar her zaman tanrılardan daha güçlü oldular. O adiler sadece bizim boşluğumuzdan yararlandılar. Eğer onların tarafında kalmaya devam edersen kaybedersin." dedi.

"Tanrılara olan kinin sizi tahtan indirdiler diye mi yoksa tanrı Zeus seninle diğer kadınlar ile olduğu gibi çocuk yapıp ilgilenmediği için mi?" diye sordum.

Mnemosyne soruma cevap vermeden "On iki titan savaş için hazır. Tek lazım olan sensin. Bizimle savaş. Daha sonrasında yine gelip sana bir teklifte bulunacağım." dedi.

On iki titan...

Kronos, Okeanos, Tethys, Hyperion, Theia, Koios, Phoebe, Rhea, Mnemosyne, Themia, Kriyus ve İapetos.

Kronos, zaman titanı. Okeanos okyanus titanı. Tethys, yeraltı suları titanı. Hyperion, güneş titanı. Theia; parlaklık ve değerli taşlar titanı. Koios; akıl, kehanet ve kuzey kutbu titanı. Phoebe; ay ve kehanet titanı. Rhea; cinsel bereket, annelik ve dağlık bölgeler titanı. Mnemosyne; hafıza ve hatıra titanı. Themis; adalet ve düzen titanı. Kriyus; savaş ve barış titanı ve son olarak İapetos; ölümlülük, yara ve yaşam süresi titanı.

Uyuduğum yerde bir anda titreyince gözlerimi açtım.

Hepsi, rüya mıydı?

Bir rüyaydı fakat Mnemosyne rüyama girmişti ve o sohbet gerçekti!

Aksel bana baktı ve "Sen iyi misin?" diye sordu.

Korku ile "Bir rüya gördüm." dedim.

Aksel rahatlarken "Gerçek bir rüya." dedim.

Aksel kaşlarını çatarken Metehan da bizi dinlemeye başlamıştı.

"Ne demek gerçek bir rüya?" diye sordu.

"Rüyamda Mnemosyne ile konuştum." dedim.

Metehan şaşkınlıkla "Titan mı?" diye sordu.

"Evet. Python'u onlar göndermiş. Bir savaştan bahsediyordu. Savaşta onların yanında durmamı yoksa bize zarar vereceklerini söylediler. Hepsi yaşıyormuş." derken Aksel sözümü kesti.

"Sakinleş ve tek tek neler gördüğünü anlat." dedi.

Çember Kırılana DekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin