Aksel odaya girdiğinde elinde iki kahve bardağı vardı.
"Ben geldim!"
"Metehan uyuyor, sessiz ol." dedim.
Aksel, yatağı çaprazlamasına yatarak yatağı kaplayan Metehan'a bakarak güldü.
"Ha, tamam." diyerek yanıma oturan Aksel kahve bardaklarından birini bana verdi.
"Ee ne yapalım?" diye sordu Aksel.
"Televizyon izleyelim mi?" diye sordum ve kahvemden bir yudum aldım.
Aksel, "Olur." diyerek televizyonu açtığında spor kanalı açıktı.
Aksel spor kanalındaki futbol maçını izlemeye başladığında yalandan öksürdüm.
"Belki sen de seversin diye durmuştum." dediğinde tek kaşımı kaldırdım.
"En azından maç skorunu öğrenebilir miyim?" diye sordu Aksel.
Gülerek "Hayır." dediğimde Aksel'in yüzü asılmıştı.
"Maçın daha ilk yarısı oynanıyor. Daha sonra bu kanala dönüp skoru öğrenirsin." dedim.
Aksel, "Tamam." diyerek kanalı değiştirdiğinde haberler olduğunu gördüm.
Haber kanalında gözüken görüntülere baktığımda çok tanıdık geldi.
Bu bizim evin olduğu sokaktı.
Aksel kanalı değiştirecekken "Dur, bir dakika." dedim ve haberi sunan kadını dinlemeye başladım.
"Sabah saatlerinde üçüncü katta duyulan tuhaf koku ile polis birimlerimize ihbar veren kapı yöneticisinin üzerine girilen evde karı kocanın cesetlerine ulaşıldı."
Bizim apartmanı gösteriyorlardı ve üçüncü katta oturan tek biz vardık.
Başımdan aşağı kaynar sular dökülürken Aksel bana merakla baktı ve "Ne oldu Alya? Gözlerin doldu." dedi.
"A... Aksel, orası benim evim." dedim.
Aksel ne diyeceğini bilemez iken haberi dinlemeye devam ettim.
"Cesetleri parçalanmış olarak bulunan Çakır çiftinin soruşturması devam ediyor."
Hızla ayağa kalktım ve dolan gözlerim ile "Eve gideceğim." dedim.
Aksel ayağa kalkarken "Alya saçmalama." dedi.
Onu dinlemeden kapıdan çıkacağımda önüme geçti ve "Alya gidip ne yapacaksın?" diye sordu.
Titreyen sesimle "Biri ailemi öldürmüş! Nasıl burada kalabilirim?" diye bağırdım.
Yürümeye devam ederken Aksel belimden tuttu ve "Sakin ol, bunu yapan bir insan olmayabilir." dedi.
Gözyaşlarım akarken "Bırak beni ailemi göreceğim." dedim.
"Alya saçmalama. Şu an gitmen tehlikeli olabilir." dedi Aksel.
Gözyaşlarım daha da artarken Aksel'in göğsüne yüzümü dayadım.
Sinir ve üzüntüden dolayı elin titrerken Aksel bir elini belimden çekip saçlarıma götürdü.
Saçlarımı yavaşça okşarken "İstediğin kadar ağla, acını çıkar." dedi.
Hıçkırarak ağlamaya başladığım sıra Aksel çenesini saçlarımın üzerine yerleştirdi.
Hiçbir şey demeden ne kadar süre böyle kaldık bilmiyorum fakat gözlerim acımaya başlamıştı.
Aksel, "Hadi yatağa otur. Sana soğuk su vereyim." dedi.
Aksel'den bir adım uzaklaştığımda Aksel kolumdan tutarak yatağa oturmama yardım etti.
Mini buzdolabından aldığı su şişesini açıp bana uzatan Aksel ile titreyen elimle suyu aldım.
Suyu içerken öylece duruyordum.
Donakalmıştım.
Beynim bu ölümü kabullenmek istemiyordu.
Aksel elimdeki şişeyi alıp kenara koyarken "Yaklaşık bir saattir ağlıyorsun, hadi uyu artık." dedi.
"Nasıl uyuyabilirim?" diye sordum.
"Ailem parçalara ayrılarak öldürüldüğünü öğrendim. Nasıl uyuyabilirim?"
Aksel o kadar yakarışıma rağmen uyanmayan Metehan'a göz attıktan sonra güç kullanarak beni tek kişilik yatağa yatırdı ve yanıma oturdu.
Üzerime örtüyü örterken "Yorgunluktan gözlerin gidiyor, Alya. Bugün yeraltına giderken de çok yoruldun. Hadi uyu." dedi.
"Uyuyamam." derken Aksel yanıma uzandı ve saçlarım ile oynamaya başladı.
"Sana söz veriyorum aileni öldürenler cezasız kalmayacak." dedi Aksel.
Bunun onun elinde olmayan bir adalet sisteminin karar vereceğinin farkındaydım fakat böyle demesi güven vermişti.
Aksel'den daha fazla güven toplamak için ona yaklaştım ve kafamı göğsüne gömdüm.
"Hadi uyu." diyen Aksel ile gözlerim kapandı.
Vücudum bugün yaşadığım duygulara ve hareketlere dayanamayarak kendini kapatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çember Kırılana Dek
FantasyMitolojik yaratıkların günümüzde de olduğunu hiç düşünmüş müydünüz? Peki mitolojik yaratıkları görememe sebebimiz gözümüzü kapatan bir perdeyse? Mitolojik yaratıkları gördüğünü söylediği için ailesi tarafından doktora götürülen Alya gözünde perde ol...