Tanrı Hades'in hazırlattığı masaya oturduğumuzda Persephone yanımıza geldi.
Demeter ve Zeus'un kızı Persephone ile evliydi tanrı Hades.
Tanrı Hades ve eşi Persephone amansız, insafsız, yürekleri hiçbir yakarış, hiçbir sunu ya da kurbanla yumuşamayan korkunç tanrılar olarak bilinirdi.
Persephone bana tuhafça bakarken tanrı Hades'e "Onun burada ne işi var?" diye sordu.
"Misafirimiz." dedi tanrı Hades.
"Misafirimiz..."
"Kaç senedir misafir ağırlamıyorduk." diyerek tanrı Hades'in yanına oturdu Persephone.
"Bana anlatmanız gereken durumları anlatmaya başlasanız fena olmaz. Bir yandan da yemeklerinizi yiyin." dedi tanrı Hades.
Metehan yemeğe dalarken konuşmaya başladım.
"Gözünde perde olmayan insanların olduğu kampa götürüldüğümde koruma çemberi çatladı ve ne sentor ne de diğerleri ne olduğunu çözemedi. Bu yüzden benim yanıma tecrübeli olan iki kişiyi yani Metehan ve Aksel'i koydular ve Olimpos'a gitmemiz söylendi. Biz de Olimpos'un kapısını açan anahtarları sizden almak için yola koyulduk fakat gördüğüm bir rüya durumu daha da ciddileştirdi."
Tanrı Hades kaşlarını çatarken "Ne rüyası?" diye sordu.
"Rüyamda Mnemosyne ile konuştum."
Dediğim cümle ile hem tanrı Hades hem de Persephone dehşete düşmüştü.
"Mnemosyne ölmüş olmalıydı." dedi tanrı Hades.
"Dediğine göre hiçbir titan ölmemiş, sadece öyle sanılmış." dedim.
"Bu bir felaket!" diye bağıran tanrı Hades ile Persephone, bana "Rüyanın tüm detaylarını anlat." dedi.
Ben de onun dediğimi yaparak rüyamı eksiksiz anlattım.
"Bunu Olimpos'a bildirmeliyim." diyen tanrı Hades'e "Benim kim olduğumu siz biliyor musunuz? Çember kırılana dek zamanım var ve bu savaş işleri yüzünden kamptaki herkes ölebilir. Kim olduğumu şimdi öğrenebilirsem geri dönüp işi halledebilirim." dedim.
Tanrı Hades ve Persephone aralarında kısa bir süre bakıştıktan sonra tanrı Hades "Bilmiyorum." dedi.
"Sen üç büyük tanrıdan birisin! Bilmen lazım!" diye bağırdım.
"Bak çocuk eğer ben her şeyi biliyor olsaydım bu kadar ölü ruh ile uğraşmazdım. Şimdi uslu uslu yemeğini ye ve anahtarı alıp git." dedi tanrı Hades.
"Yemiyorum." dedim ve önümdeki tabağı ileri doğru ittirdim.
"Açsın ve yiyeceksin." diye inatlaşan tanrı Hades'e "Yemeyeceğim." dedim.
Tanrı Hades tekrardan "Yiyeceksin." dediğinde tam cevap veriyordum ki Persephone "Çocuk gibi kavga etmeyin! Hades sen git, anahtarı getir ve Olimpos'a haber ver. Alya sen de ye şu yemeklerden. Bir de sizinle uğraşmak istemiyorum." dedi
Persephone'nin sesi öyle korkunç çıkmıştı ki dediğini yapmaktan başka bir çarem olmadığını anlamıştım.
Çatalımı elime alırken tanrı Hades büyük salondan çıktı.
Aksel olanları izlerken Metehan ise umursamadan yemeğini yemeye devam etmişti.
"Ee Alya ailen ile mutlu musun?" diye sordu Persephone.
"Evet, harika insanlar." dedim.
Persephone bu duruma gülerek "Üvey olduklarını ve bir insan olmadığını biliyorsun. Peki gerçek ailen ne?" diye sordu.
Kim olduğumu biliyordu ve bana söylemiyordu!
"Kimim ben? Sen söylesene." dedim.
"Çocuk karşındakinin kim olduğunu hatırla ve üslubunu düzelt." diyen Persephone'nın ardından Aksel bana "Haklı." diye fısıldadı.
Haklı olması umurumda değildi. Kim olduğumu biliyordu ve bunu bana söylemiyordu.
Bu beni sinirlendirirken "Kocan ile lakabınıza layık yaşıyorsunuz." dedim.
Bu Persephone'ni sinirlendirirken masadan kalktı ve "Bizim kim ve neler olduğumuzu bilmiyorsun. Bu yüzden o küçük çeneni artık kapat." dedi.
Sesi az öncekinden bile sinirli çıkması korkmama sebep olmuştu.
Yine de birisinin karşısında boyun eğmek istemiyordum.
Aksel ortamı yumuşatmak için konuşmaya başladığında masadaki yemekler ile oynamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çember Kırılana Dek
FantasyMitolojik yaratıkların günümüzde de olduğunu hiç düşünmüş müydünüz? Peki mitolojik yaratıkları görememe sebebimiz gözümüzü kapatan bir perdeyse? Mitolojik yaratıkları gördüğünü söylediği için ailesi tarafından doktora götürülen Alya gözünde perde ol...