Çember Kırılana Dek

Hareketsiz

"Seninki nerede?" diye sordum merakla.

Metehan cebinden Aksel'inki ile aynı olan bir sopa çıkarınca "Aksel'inki ile aynı." dedim.

"Evet, şuradan açılması gerekiyordu." diyen Metehan'a dur dememe kalmadan sopasını açınca görünmezlik miğferinin ortasına sopası dokundu.

Çevremizdeki görünmezlik perdesi açılınca Metehan ile ortada çıplak kalmış gibi kalmıştık.

Kikloplar bize bakarak "Yemek!" diye bağırdığında Aksel koşarak yanımıza geldi ve bize en yakın olan küçük kiklopun bacağına vurdu.

Çınar Abi ve Aslı Abla da yanımıza geldiğinde Aksel "Sadece görünmezlik miğferinin içinde kalacaktınız!" diye kızdı.

Metehan ağzında lafları gevelerken görünmezlik miğferinin dışındaki düğmeye bastım ve küçülünce cebime koydum.

Metehan'ın elinden sopasını aldım ve "Daha sonra azarlarsınız." dedim.

Aslı Abla, "Çınar, Aksel ile büyük olan kiklopu oyala. Onu yenmek zor olur. Biz üçümüz küçüğün işini halledeceğiz." dedi.

Aksel tam buna itiraz edecekken Aslı Abla "Hadi!" diye bağırdı.

İkisi büyük kiklopun dikkatini çekmeye çalışırken Aslı Abla "Metehan hiçbir şeye karışma. Alya sen de kiklopun dikkatini çek." dedi.

Onukafamla onayladığımda küçük kiklopun arkasına doğru koşmaya başladı.

Kiklop, Aslı Abla'nın peşinden gidecekken koluna sopayla vurdum.

Bana sinirle bakan kiklop bana doğru bir adım atınca korkuyla gerildim.

Sopayı ona her an vurabilecekmiş gibi tutarken beni birkaç saniye kokladı.

"İnsan değil bu!" diye bağırdığında "Bıktım ama! Herkes bunu diyor! Kimim ben?" diye bağırdım sinirle.

"Sen şey gibi kokuyorsun." derken sırtına tırmanan Aslı Abla'yı fark etti.

Sinirle kafasına sopayla vurdum ve "Cevap ver! Kimim ben? Ne gibi kokuyorum?" diye bağırdım.

"Lezzetli bir yemek gibi." dediğinde tökezledim.

Aklıma anneannem gelmişti. Anneannem her kurban bayramında, bayrama birkaç gün kala aldıkları koyunu veya kuzuyu bahçelerine bağlardı.

Tuhaf yanı hayvan ile ilgilenirken "Aman sen bize yemek mi olacaksın?" , "Seni iştahla yiyeceğim." veya "Senin o kelleni içeceğim." diye severdi.

Şu an kendimi o hayvanın yerinde hissettim.

Kiklop dalmamı fırsat bilerek beni eline alınca bağırdım.

Metehan'dan aldığım sopası yere düşmüştü.

"Bırak beni! İğrenç yaratık!" diye bağırdım.

Aksel bağırışım ile bana baktığında "Alya!" diye bağırdı.

O sırada Aslı Abla, kiklopun omzuna tırmanmıştı.

Aksel koşarak yanımıza geldi ve sopasını tam kiklopun gözüne fırlattı.

Kiklop acıyla bağırırken beni bırakmıştı.

Asıl sıkıntı beni havadayken fırlatmıştı. Yere süratla düşerken çığlık attım.

Yere düşmek yerine birisinin kollarına düşünce refleks olarak kapattığım gözlerimi açtım.

Aksel bana güven verircesine gülümseyince dikkatlice yere indiğime emin olduktan sonra ona sarıldım.

Aksel bir kolunu sırtıma sararken kulağıma "Daha sonra sarılırsın, şimdi şu kiklopları halledelim. Olur mu?" diye fısıldadı.

"Evet, haklısın." dedim ve ondan bir adım uzaklaştım.

İkimizde demir sopaları geri alırken içimde daha önce hissetmediğim bir his vardı.

Aslı Abla'ya baktığımda kiklopun boynuna halatını geçirmişti.

Halatı sıktığında kiklop dizlerinin üzerine düştü.

Daha da sıklığında kiklopun boynu kesildi.

Kiklopun cansız bedeni yere düştüğünde Aslı Abla yere indi ve "Kolaydı." dedi.

Çınar Abi bir anda "Aslı, dikkat et!" diye bağırarak ona doğru koşarken ne olduğunu anlamaya çalıştım.

Büyük olan kiklop, Aslı Abla diğer kiklopu öldürdü diye oldukça sinirlenmişti ve Aslı Abla'ya doğru koşuyordu.

Çınar Abi, Aslı Abla'nın önüne geçince kiklopun yeni hedefi olmuştu.

Kiklop, Çınar Abi'ye sertçe vurduğunda Çınar Abi bir metre uzağa, mağaranın duvarına çarpmıştı.

Çınar Abi hareketsiz yerde yatarken Aslı Abla "Çınar!" diye bağırdı.