"Kalk artık sabah oldu, kuşlar bile uyandı. Sınav vakti yaklaştı, yer gök sarsılmaya başladı!"
Sabah duyduğum şarkı sözleri uykumu bölse de gözlerimi açmadım ve yanımdakine sarılmaya devam ettim.
"Bu şarkı olmadı."
"O zaman yeni şarkı!"
"Günaydın de anneye babaya, günaydın de arkadaşlarına, günaydın de Dünya'ya. Gülümsesinler sana! Günaydın!"
"Metehan ağzını kıracağım, az sus." diye sinirle konuşan Aksel'in sesi dibimden gelirken kendime yeni yeni geliyordum.
Gece Aksel'in yanında uyuduğum aklıma gelince gözlerimi açtım.
Aksel'in göğsüme kafasını yaslamış uyuduğunu gördüğümde sessizce yutkundum.
Metehan'a baktığımda bize sırıtarak bakıyordu.
Yavaşça yataktan kalkmaya çalışırken Aksel de kendine gelmişti.
Utanarak "Günaydın." dedim.
Aksel de "Günaydın." derken yatakta doğruldu.
Aksel uyku sersemliği ile saçlarını karıştırırken yataktan kalktım.
"Beraber yatmak istediğinizi bilseydim tek kişilik yatakta ben yatardım." dedi Metehan.
Aksel, "Ulan davar, sen iki kişilik yatağı tamamıyla kaplamışsın diye tek kişilik yatakta sıkıştık." dedi.
"Bunlar hep bahane. İstesen beni ittirip yanıma yatabilirdin." dedi Metehan.
Aksel'e baktığımda utanmış bir halde yere bakıyordu.
Öyle bir seçeneği varken benim yanımda yatmayı seçmişti.
Bu beni utandırırken ortak olan rüyamızda elimi tutup bana dediği aklıma geldi.
"Sana değer."
Bu beni daha da utandırırken göz ucuyla Aksel'e baktım.
Utançtan kulakları kızarmıştı ve şu an oldukça tatlı görünüyordu.
"Sizin bu utangaç halleriniz oldukça tatlı fakat açım. Saat de öğlene geliyor. Kalkın yemek yiyip otelden çıkış yapalım." diyen Metehan ile "Tamam." dedik.
Metehan sırıtarak banyoya girdiğinde odada Aksel ile yalnız kalmak tuhaf hissettirmişti.
Aksel bana bakarak "Metehan fazla boşboğaz. Onu takma. Hem onu ittirmek falan zor olacaktı. Ayrıca dün aldığın haber ile yanında biri olması senin için iyi olacaktı." dedi.
Ailemin ölümü bir kez daha aklıma geldiğinde acı ile gülümsedim.
"Alya bu işte bir tuhaflık sence de yok mu?" diye soran Aksel'e anlamayarak baktım.
"Ne olabilir ki?" diye sordum.
"Ailen öldürüldü fakat kimse sana ulaşmadı." diyen Aksel'e "Haklısın, tek çocukları bendim. Akrabalar veya polisler bana ulaşmalıydı." dedim.
"Evet, ortada bir cinayet var. Ailenin düşmanları olup olmadığını öğrenmek için polisler seninle iletişime geçmeliydi." dedi.
Aksel kısa bir süre düşündükten sonra "Aileni titanların öldürdüğünü biliyoruz ve bizi de öldürmek istiyorlar. Eğer evine gidersek hem zamanımız azalır hem de bir tuzak ile karşılaşabiliriz." dedi.
"Fakat gitmezsek de ne olduğunu öğrenemeyiz." dedim.
Aksel sıkıntı ile ofladı ve "En iyisi yola devam etmemiz." dedi.
Haklıydı, evime gitmemiz tehlikeye atılmamız demek oluyordu.
"Haklısın. Yola devam edelim." dedim.
İster istemez gözlerim dolmuştu. Ailemi son kez parçalarını dahi göremeyecektim.
"Alya." dedi Aksel.
Ona bakmadan ortalıktaki eşyalarımı toparlarken Aksel şefkat dolu bir seste tekrar "Alya." dedi.
"Efendim." diye mırıldandım.
Sesim titrememesi için kendimi sokmama rağmen dudağım her ağladığımda olduğu gibi dışarı doğru kıvrılmıştı.
"Daha birkaç gündür birbirimizi tanıyoruz fakat yaşadıklarımız normal şeyler değil."
Aksel derin bir nefes verirken dikkatimi ona verdim.
"Yine de Metehan ve beni ailen olarak görebilirsin. Tabii ki ailen kadar olamayız fakat biz de ailesiz büyüdük. Acını anlarız."
Cümlesi bitmesi ile hızlıca Aksel'e sarıldım.
Gözümden yaş süzülürken "Teşekkür ederim." dedim.
Aksel gülerek "Rica ederim ama yanıma aldığım kıyafet sayısı sınırlı. Lütfen ıslatıp durma." dediğinde omzuna yalandan vurdum.
"Şurada duygusal bir an yaşıyorum. Ne bozuyorsun?" diye sordum.
"Seninle konuşma sebebim üzüntünü geçirmek istemem." dediğinde gülümsedim.
Ne olursa olsun yaşadığımız bu tuhaf durumun sebebini öğrenmek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çember Kırılana Dek
FantasyMitolojik yaratıkların günümüzde de olduğunu hiç düşünmüş müydünüz? Peki mitolojik yaratıkları görememe sebebimiz gözümüzü kapatan bir perdeyse? Mitolojik yaratıkları gördüğünü söylediği için ailesi tarafından doktora götürülen Alya gözünde perde ol...